Ayşegül Doğan'dan 'süreç' açıklaması: Öcalan hazır, devlet hazır mı?

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Abdullah Öcalan'ın açıklamalarıyla ilgili olarak, "İmralı hazır, sayın Öcalan hazır. Peki devlet hazır mı? Sıra bu çağrıyı yapanlar ve destekleyenlerde" dedi.

Abone ol

ANKARA - DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin PKK lideri Abdullah Öcalan’la ilgili çıkışı, DEM Parti Milletvekili Ömer Öcalan’ın Abdullah Öcalan’la görüşmesi ve bağlantılı diğer gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

'SPEKÜLASYON GELİŞTİRENLERE YANIT MYK AÇIKLAMASI'

Partisinin genel merkezinde düzenlenen basın toplantısında konuşan Doğan, ‘Zor bir gündeyiz’ diyerek başladığı konuşmasına şöyle devam etti: “Ankara’nın Kahramankazan ilçesindeki saldırı ile başlamak istiyorum. Dünden bu yana bu ve bunun gibi konularda alışılagelen tutumlarla spekülasyonlar geliştirmeye çalışanlara buradan bir yanıt vermek için olaki MYK’mizin bu konuda yaptığı açıklamaları görmeyenler olmuştur, bu açıklamayı buradan tekrar sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu saldırıdan dolayı çok büyük üzüntü duyduğumuzu ifade ederek MYK’mizin açıklaması şöyledir: Ankara’nın Kahramankazan ilçesinde meydana gelen saldırıyı kınıyoruz. Türkiye toplumunun çözümü konuştuğu ve diyalog ihtimalinin belirdiği bu günlerde böylesi bir saldırının olmasını manidar buluyoruz. Bu saldırıdan büyük üzüntü duyuyor, yaşanan acıyı paylaşıyoruz. Bu acı verici olayların bir daha yaşanmaması için barışa her zamankinden daha fazla sahip çıkmalıyız. Saldırıda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve yaralılara acil şifalar diliyoruz.”

'ÇÖZÜME DAİR İHTİMALİN BELİRDİĞİ BİR ORTAMDA HAVA HAREKATLARI BAŞLADI'

MYK’nin Kahramankazan saldırısına ilişkin açıklamasını tekrar aktardıktan sonra Doğan, Kürt meselesinin demokratik yollarla çözümüne dair ihtimalin belirdiği bir zamanda yeniden hava harekatlarının başladığını da hatırlatarak, bu saldırılara ilişkin MYK açıklamasını da şöyle tekrarladı: “Ankara Kahramankazan’da bulunan TUSAŞ tesislerine yönelik saldırının ardından başlatılan hava harekatları bölgede yalnızca şiddet olaylarının derinleşmesine neden olur. Kuzey ve Doğu Suriye’nin birçok merkezine ve özellikle Kobanî’ye yönelik bombardımanlar, sivil halkın yaşamını tehlikeye atmaktadır. Savaşın yıkıcı etkileri, bölgedeki tüm taraflar için büyük bir felakete yol açabilir. Sivillerin hedef alındığı askeri operasyonlar, uluslararası hukuk kurallarını da çiğnemektedir. Savaş ve çatışmanın sürdürülmesi, yalnızca daha fazla acıya ve kayba neden olacaktır. Tüm tarafları diyalog ve barışçıl çözüm yollarını benimsemeye çağırıyoruz.”

'GELİN BU YENİ YOLU HEP BERABER AÇALIM'

Savaş, çatışma ve şiddetin bir yol, çözüm olmadığını ve herkese kaybettirdiğini kaydeden Doğan, “Çözümün konuşulduğu ve diyalog ortamının belirdiği bu ortamda iktidardan muhalefete, toplumsal muhalefetten siyasal muhalefet Türkiye’de yurttaş olan herkes ciddi bir sorumlulukla karşı karşıya. Büyük bir itina ile son derece titiz bir biçimde tüm gelişmeleri sizlerle paylaşıyoruz. Bunun dışında yapılan açıklamalar yorumlar ya da bize mal edilerek, DEM Partiye mal edilerek yapılan değerlendirmeler partimiz açısından bağlayıcı değildir. Yıllardır bu yollardan geçiyoruz, ağır can kayıpları ve ekonomik maliyetlerle. Bunu durdurmak mümkün. Bunu tersine çevirmek mümkün, yeni bir yol açmak mümkün. Biz DEM Parti olarak tekrar çağrımızı yineliyoruz. Gelin bu yeni yolu hep beraber açalım. Yıllardır yok sayılan, inkar edilen, görmezden gelinen bir güvenlik sorunu olarak ele alınan taktiklerle, çöktürme planlarıyla çözülebileceği sanılan Kürt sorunu adeta bir insanlık sorunu olarak karşımızda duruyor.

'GÜVENLİKÇİ POLİTİKALARLA ÇÖZÜLEMEYECEĞİ BİR KEZ DAHA GÖRÜLDÜ'

Kürt sorununun Türkiye’nin son günlerdeki en önemli gündemlerinden biri haline geldiğini söyleyen Doğan, “Yok sayarak, inkar ederek, bir güvenlik sorunu olarak ele alarak güvenlikçi politikalarla çözülemeyeceği bir kez daha görülmüş oldu.”

'ORTADOĞU BARIŞINA CİDDİ KATKILARI OLACAK BİR AKTÖRDEN BAHSEDİYORUZ'

Sorunun çözümünde Öcalan’ın neden önemli bir aktör olduğu sorusunu yanıtlayan Doğan, “Çünkü ömrünü Kürt meselesinin demokratik çözümüne adamış birinden bahsediyoruz. 25 yıldır bir ada hapishanesinde tutuluyor. 44 aydır ağır tecrit altında yani mutlak bir iletişimsizlikte tutuluyor. Milyonlar kendisi ile ilgili ‘irademdir’ diyor. Yani milyonların ‘iradem’ dediği bir liderden bahsediyoruz. Kaldı ki bu destek sadece Türkiye ve Kürtlerle de sınırlı değil. Coğrafyaları ve sınırları aşan bir destekten bahsediyoruz. Kürt sorunun çözümü için esas muhatap olduğu gibi ülkenin ağır sorunlarının çözümüne ateş çemberine alınan Ortadoğu barışına da ciddi katkıları olacak bir aktörden bahsediyoruz. Tecrit uygulandığı ve görüşmeler gerçekleşmediği için bu ağır sorunlar giderek ve gün geçtikçe daha da ağırlaşıyor. Tüm bu sorunlara ilişkin ön açıcı fikirlere, projelere sahip birinden bahsediyoruz. Türkiye bunu değerlendirmek istediği zamanlarda gördü. Hep beraber yaşadık. Çatışmasızlığın ne olduğunu, neler kazandırdığını ve nelere kazandırabilme potansiyeli olduğunu, küçücük bir barış ihtimalinini, umudunu büyütmenin hepimize nasıl bir gelecek kazandırma olasılığının olduğunu da birlikte deneyimledik” diye konuştu.

'ÖCALAN’IN ÜSTLENECEĞİ SORUMLULUK HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR'

Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “90’lı yıllardan beri gerçek ve kalıcı bir barış arayışında olan Sayın Öcalan’ın Kürt meselesinin demokratik yollarla çözümünde oynayacağı rol alacağı inisiyatif, üstleneceği sorumluluk hayati bir önem taşıyor. Biz bunu 1 Ekim’deki el sıkışması sonrasında ilk kez ifade etmedik. Bu 1 Ekim gelişmeleri ve tartışmalarından bu yana gündemimize aldığımız bir konu değil. Bunu en iyi siz gazeteciler sahadan biliyorsunuz. Siz ekranları başındaki kıymetli DEM Parti gönüllüleri siz de bunu biliyorsunuz. Bizzat yaşayarak, bedelini ödeyerek biliyorsunuz. Birlikte yürüdük biz bu yollardan geçerken, birlikte geldik bu aşamaya.”

'ÇAĞRILARIN MUHATABI TECRİTTE, BU BİR PARADOKS'

Öcalan’a sorunun çözümünde rol alması için günlerdir çağrılar yapıldığını kaydeden Doğan, “Çağrıların asıl muhatabı olan kişi tecritte. Bu bir paradoks. Bunu artık ortadan kaldırmak gerekir. Bu tartışmalara katılacak koşulların sağlanması gerekiyor. Aksi taktirde buradan nasıl bir yol alınabilir, nasıl ilerlenebilir? Var sayalım ki her şey hazır demokratik çözüm için ama ana muhatap konuşamıyor hiç bir görüşme gerçekleştiremiyor. Koşullarına dair hiç bir fikrimiz yok. Ağır bir tecritte mutlak iletişimsizlikte tutuluyor. Bunu böyle sürdürmek imkansız” dedi.

'TECRİDİN DEVAM ETTİĞİNİ BİZATİHİ ÖCALAN SÖYLÜYOR'

Doğan, “Bir görüşme sağlanmış. O halde tecrit ortadan kalktı diyebilir miyiz? Diyemeceğimizi kendisi söylüyor. Evet bir görüşme sağlandı. Görüşen kişi Urfa Milletvekilimiz Ömer Öcalan, aynı zamanda Sayın Öcalan’ın yeğeni. Aylardır, yıllardır avukatları, ailesi, bizler rutin başvurular yapıyoruz görüşmek için ama ilk defa yıllar sonra bir görüşme sağlanıyor. Bu görüşme sonrası Ömer Öcalan’ın sosyal medya hesabında paylaştığı bilgiyi burada yeniden paylaşmak isterim. Ne diyor? Diyor ki; ‘Tecrit devam ediyor. Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim.’ 3 satır 3 cümle gibi görünen bu mesaj kendi içinde pek çok mesajı barındırıyor. Birincisi tecridin devam ettiğini bizatihi kendisi ifade ediyor. İkincisi koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi bir zemine çekecek teorik ve pratik gücü olduğunu söylüyor” ifadelerini kullandı.

'ÖCALAN HAZIR, DEVLET HAZIR MI?'

Öcalan’ın çözüm için rol almaya hazır olduğunu ifade eden Doğan, “Peki devlet hazır mı? Buradan soruyoruz DEM Parti olarak. Demokratik siyaset hazır, sayın Öcalan da hazır, bu koşulları oluşturmaya tecridi ortadan kaldırmaya Kürt meselesini demokratik çözümü için hukuki ve siyasi zeminini oluşturmaya devlet hazır mı? Sıra bu çağrıyı yapan ve çağrıyı destekleyenlerde. Söz söylendi bir kere artık bu sözü hayata geçirme zamanı. Ötelenemez, ertelenemez, geciktirilemez bir söz söylendi. Söylenen sözün kritik olduğunu, önemli olduğunu biliyoruz, görüyoruz ve duyuyoruz. Ama gereklerini de yerine getirmek konusunda tarihsel sorumluluğumuz gereği tekrar bir çağrıda bulunuyoruz” diye konuştu.

'ÖCALAN’IN SAĞLIĞI YERİNDE, SORUMLULUK ÜSTLENMEYE HAZIR'

Kürt meselesinin çözümüne ciddiyetle yaklaşmak gerektiğini ifade eden Doğan, “O yüzden tecridin ağır koşullarını görüyor  ve yaşıyor ki Sayın Öcalan mesajında buna özellikle önemle değinmiş. Yine kendisinin sağlık durumuyla ilgili birtakım spekülatif haberleri hep beraber takip ediyoruz. Bunu da tarihsel sorumluluğumuz gereğiyle kamuoyu ile açık bir biçimde paylaşmak isteriz. Sayın Öcalan’ın sağlığı yerinde. Bu konuda yapılan spekülasyonlar tamamen maksatlıdır. Herkese kendisini soran Kürt meselesinde ve Türkiye’nin demokratikleşmesinde adım atılmasını bekleyen, barışı talep eden demokratikleşme havasının yaratılmasının ne kadar kıymetli olduğunu deneyimleyen ve bunun için görev ve sorumluluk üstlenmeye hazır olan herkesi ayrım yapmaksızın selamladığını da ayrıca mesajında bizlere iletmiş, bizler de size iletiyoruz.”

'DEM PARTİ SORUMLULUK ALMAYA HAZIR'

Barışı inşa etmenin savaşmaktan daha zor olduğunu ifade eden Doğan, “Partimiz verdiği mücadele ile demokratik çözüm çerçevesinde sorumluluk üstlenmeye rol almaya inisiyatif geliştirmeye dün olduğu gibi bugün de hazır. DEM Parti burada dün de vardık bugün de varız yarın da bunun için var olacağız. Bu konu bizim için oldukça net bu konuya dair herhangi bir ispata ihtiyacımız olmadığını düşünüyoruz” dedi.

'KİMSE İŞTAH KABARTMASIN'

Son dönemde sıkça konuşulan ‘aktörler’ konusuna da değinen Doğan, şunları söyledi. “Sayın Öcalan’ın muhataplığını sizlerle paylaştık. Şunun bilinmesini isteriz ki Kürt meselesinin demokratik çözümü Türkiye’nin demokratikleştirilmesi kalıcı bir barışın ortaya çıkabilmesi ve Türkiye’nin içine girdiği bu halde yaşamaması herkesin soluk alabilmesi için Kürt siyasetinde DEM Parti çatısı altında ya da dışında karşı karşıya gelebilecek aktör yoktur. Kimse bunun için heveslenmesin. Kürt siyasetindeki tüm aktörler geliştirilebilecek bir demokratik çözüm sürecinde sayın Öcalan muhataplığında, oluşturulabilecek kendisinin ifade ettiği gibi hukuki ve siyasi zeminde aynı sorumlulukla yaklaşmaya hazır ve bu sorumluluğu göstermeye hazır. Hiç kimse öyle kalkıp sanki Kürt siyasetinde karşı karşıya gelebilecek aktörler varmış gibi boşuna iştah kabartmasın. Çünkü geçmişten bugüne bu konudaki bütün girişimler boşa çıktı. O yüzden hiç bununla enerji ve zaman kaybetmeye gerek yok. Tekrar ediyorum DEM Parti olarak diyoruz ki işte sayın Öcalan hazır. Mesajını vermiş. Demokratik siyasette hazır, o halde sıra bu çağrıyı yapanlarda ve bu çağrıyı destekleyenlerde. Ortadoğu’da savaş büyürken, Kürt sorununu  diyalog yoluyla demokratik müzakere ile çözümünden başka bir seçenek yok. Gelin bu seçeneği hep beraber büyütelim, gelin bir barış iklimi yaratmaya çalışalım, gelin bunu tartışmalarla, çağrılarla sınırlı bırakmayalım. Sınırlı kalmasına izin vermeyelim. Bunu birlikte büyütelim. Onurlu, eşit, adil kalıcı bir barışa dönüşmesini sağlayalım. Bir sürece dönüşmesini sağlayalım.”

Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: İktidarından muhalefetine bu çağrımız herkese. Bu çağrıyı yıllardır yapıyoruz, bunun  için çok büyük bir çaba ve emek ortaya koyuyoruz. Hep birlikte yeniden bunu büyütmenin zamanı. Gelin tecridi kaldıralım, hukuki ve siyasi zemini  oluşturalım. Öcalan’ın doğrudan bu tartışmalara katılabileceği koşulları oluşturalım. söylediğiniz sözleri ötelemeyin, geciktirmeyin, ertelemeyin. Çünkü ne yazık ki zaman geçtikçe vakit kaybettirildikçe hayata gecikiyoruz hayata gecikmeyelim hayata tutunalım. Çok teşekkürler geldiğiniz için. Ekranları başında bizleri takip edenleri Kürt meselesinin çözümü için dikkatlerini bizlere yönelten ne söyleyeceğimizi merak eden herkese bir kez daha DEM Parti adına şunu söylemek isterim. Biz bizde olanı açık olduğu gibi sizlerle paylaşma sorumluluğu duyan bir parti olarak hiç bir gelişmeyi sizlerden saklamayacağız çünkü arka kapı diplomasisi yok. Herhangi bir kamuoyundan gizlenen bir görüşme yok. 4 gün önce tanımladığımız yerdeyiz. Bir takım tartışmalar var Kürt meselesinin çözümüne yönelik. Ama bu tartışmalar henüz adına süreç diyebileceğimiz bir yere evrilmiş değil. Tekrar teşekkür ederim.”

(HABER MERKEZİ)