Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati aynen şöyle söyledi:
“Kur Korumalı Mevduat ve katılım hesapları ile Hazine'ye büyük bir dinamit koyduğumuzu iddia edenler vardı. Son 20 yılın en güçlü bütçe sonuçlarından birini açıkladıktan sonra bu kesimin sesleri çıkmaz oldu.”
Bu cümleyi bu ülkenin Hazine’sinden sorumlu bakan daha birkaç gün önce KKM’nin maliyetinin 92,5 milyar TL olduğunu açıkladıktan sonra söyledi. Daha kur korumalı mevduatın Merkez Bankası’na maliyetinin ne olduğunu ise bilmiyoruz. Muhalefet Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ısrarlı bir şekilde sormasına rağmen yanıt verilmediğini de not edelim.
Aynı bakan bu sistemle ilgili şöyle demişti.
"Bize diyorlar ya 'Bunun bir maliyeti var.' Bu maliyet nerede? Türkiye içerisinde. Türkiye Cumhuriyeti'nden yurt dışına bir aktarımda bulunmuyoruz. Yurt içinde para dönüyor. Ayşe'nin parası Fatma'ya Fatma'nın parası Ahmet'e. Daha önceki yapı şu: Dışarıdan getir, Meryem'in parasını Maria'ya götür!”
Şu cümleyi okuyunca sanırsınız ki bütçeden tek kuruş Mary’ye para gitmemiş…
Fakat aynı bakanın bütçe gerçekleşmeleri ile ilgili açıkladığı tablolara baktığınızda ne görüyorsunuz?
2022 yılında dış borç faizi için 80 milyar TL ödeme yapılmış!
Bu Mary’ye giden para…
Bu 80 milyar Mary’ye ödenen faiz dışında 230 milyar TL daha faiz ödemesi yapılmış.
**
Hiç anlamadılar!
Anlamıyorlar!
Anlamayacaklar!
Asıl mesele paranın kime gittiği değil!
Asıl mesele paranın bizim cebimizden bir kere çıkıyor olması! Çıktıktan sonra da asla geri dönmemesi.
Bakın bir örnek vereyim.
Krizin ağırlığını en çok hissettiğimiz 2022 yılında bu ülkenin yoksulluğunun sembolüne dönüşen yeşil kartlı vatandaşlara 33 milyar TL harcayan devlet, işverenlere prim teşviği olarak 51 milyar TL aktarmış.
Kur korumalı mevduata sadece bütçeden 92,5 milyar TL ödememize rağmen patlattıkları kur yüzünden BOTAŞ’a 126 milyar TL aktarılmış. 2021 yılının sonunda yapılan saçmalıklar olmasa ve döviz kurları patlamasa idi bu tutarın en az yarısını tasarruf edebilecektik.
Gerçi tasarruf edecektik de ne olacaktı?
Mutlaka onu da verecek bir Ahmet bulacaklardı!
**
Bütçenin her bir başlığı zaten net bir şekilde hükümetin tercihini gösteriyor. Adı Mary olmuş, Ahmet olmuş fark etmiyor.
Bizimkiler zengin seviyor işte!