Ayvalık’ta Konukevi: Taşra, şehre bir sandalye uzatıyor!

İstanbul Harbiye’den, Balıkesir Ayvalık ilçesine bağlı Mutluköy’e 3 yıl önce taşınıp “işbirliği ve misafiperverlik projesi” olarak tanımladıkları “Konukevi”nin tohumunu atan Defne Koryürek ve Vasıf Kortun ile misafirleri Fatma Seda Gökçe’nin hayatı da bir tür “Doğaya Dönüş!” vakası olarak okunabilir.

Abone ol

Seçil Türkkan

DUVAR - Ekolojist yazarlardan Hanry David Thoreau (1817-1862) Walden Gölü kıyısında inşa ettiği barakasında, doğada tek başına ve 2 yıl nasıl yaşadığını yazdığı “Doğal Yaşam ve Başkaldırı” adlı denemesinde “Taşra, şehre bir sandalye uzatıyor” diyor.

2019 itibariyle, Türkiye’nin metropolü İstanbul’da yaşayanlar için de kırsala gitme fikri yükselişte. TÜİK’in 2017-2018 göç rakamları İstanbul’un eski cazibesini yitirdiğinin bir kanıtı. Şehre 385 bin 482 kişi gelirken, 595 bin 803 kişi ayrıldı. 1975-1980 arasında şehrin nüfusu henüz 5 milyonken tam tersi; 557 bin 82 kişi şehre gelirken, 268 bin kişi gidiyor.

BUGÜNÜN SPORU: DOĞAYA DÖNÜŞ

Doğaya dönüşün popüler kültüre sızışını okumak için İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde yapılan “Evlilik Hazırlıkları Fuarı’na” bakmak fikir verebilir; tema ‘Doğaya Dönüş!’, ama ‘doğayla iç içe’ düğünlere karşılık, ağaçların yanına taşınan sayısı da artıyor. Yine TÜİK’e göre 2017'de 6 milyon 49 bin olan köy ve belde nüfusu, 2018'de 6 milyon 337 bine yükseldi.

KÖYE YERLEŞİRKEN BAŞKALARINA ALAN AÇMAK

İstanbul Harbiye’den, Balıkesir Ayvalık ilçesine bağlı Mutluköy’e 3 yıl önce taşınıp “işbirliği ve misafiperverlik projesi” olarak tanımladıkları “Konukevi”nin tohumunu atan Defne Koryürek ve Vasıf Kortun ile misafirleri Fatma Seda Gökçe’nin hayatı da bir tür “Doğaya Dönüş!” vakası olarak okunabilir.

Koryürek, Türkiye Slow Food liderlerinden, Fikir Sahibi Damaklar’ın kurucusu. Gıda ve yemek kültürü yazarı. Yazdıklarını haftasonları Yeşil Gazete’de okumak mümkün. Kortun çağdaş sanat, sanat kurumları ve sergi pratikleri konularında çalışan bir küratör ve yazar.

Konukevi...

DÜŞÜNCENİN GELİŞİMİ İÇİN İŞ BİRLİĞİ 

Ayvalık’tan 6 kilometre uzaktaki Mutluköy’e günde 4 otobüs var. 15.30 otobüsü o gün daha kalabalık. Zeytinlikte çalışan işçiler uzundur zamandır yağmayan yağmuru fırsat bilip çarşıya indi. Zeytin hava güzelken, tatilsiz toplanıyor. Yolculuk 20 dakika. Koryürek, önündeki adamın bir kadın ve çocuğu otobüse binerken iteklemesine tepki veriyor. Adamın yanıtı, “Sen sus kadın halinle!” Bu söz otobüs yolcuları ve Koryürek’çe infialle karşılanıyor, adam susturuluyor. Koryürek köydeki 3. yılında, komşularınca gözetiliyor.

Konukevi köy meydanında otobüsten inince karşınıza çıkan iki taş evden biri. Kapısını 2019 baharında açan bu misafirperverlik ve işbirliği projesinin temeli tarım, gastronomi ve ekoloji alanlarında günlük üretim döngüsünün dışında yer açıp, derin düşünme ve işbirliği için destekleyici ortam sözü vermek.

Ev’in üçüncü ve 2019 güz misafiri yaklaşık 2 aydır köyde olan freelance bir sinemacı Fatma Seda Gökçe. Çalıştığı alan bir gün sonra gerçekleşecek sunumun başlığını taşıyan “Ekolojiye sinemadan bakmak”. Yazmak ve hatta ne aradığını bulmak için zeytin köyünde, zeytin ağaçları içinde inzivada. Konukevi, karşılıksız bir teklif olmakla birlikte misafirin kaldığı sürede çalıştıklarını ortaya koyan bir sohbet/sunum vermesini diliyor.

'TUHAF KASIM' VE KÖYE GİDİŞ 

Koryürek’in gözlemi, kasıma rağmen köyde hava sıcaklıklarının yüksek olduğu... Aslında Mutluköy’e taşınmalarının başlangıç hikâyesi de burada; bu “tuhaf havalarda”. Yeşil Gazete’ye yazacağı yazının konusu olan Mut likörünü hazırlarken anlatıyor:

“İster iklim değişikliği, ister iklim krizi diyelim önümüzde sıkı bir sınav var. Bu medeniyet sınavında iki ihtimal gördüm ben; biri medeniyetin bizi en fazla sıkıştırdığı şehirlerde yaşanabilir ya da şehri lağvetmeye karar verip tanımadığın bir başka aşiret biçiminin içerisine - köy gibi- her türlü değerinden ari olarak geçinmek için girebilirsin. Burada yaptığımız esasen bu.”

Taşınmaya karar verdikten sonra, nereye yerleşecekleri önemli bir gündem maddesi olmuş. Koryürek “Ben hep şehirliydim, hatta ‘Türkiye’de burjuva yok’ derlerse ben alâsıyım. Kuzey Ege iyi tanıdığım bir coğrafya. Kırsal düzen içinde burjuva alışkanlıkları olan bir kasaba; Yani bir şehre atfedeceğin her şey” diyor.

Konukevi’nin 13 kişilik akademisyen, gazeteci, sanatçı gibi alanlardan gelen seçici kurulunun onayladığı üç misafir de kadın. Koryürek “tamamen tesadüf” yorumunu yapıyor. Gelen misafirin tercih edilmesinde samimiyet önemli bir faktör. Kortun da Koryürek de bu fikirde; “Başvuruyu gördüğünüzde inandırıcılığı da, samimiyeti de seziyorsunuz. Zeki, süslü cümleleri atınca geriye projenin gerçekliğe uygunluğu kalıyor.”

Konukevinin bahçesi...

MESAFELİ BİR İNZİVA ALANI

Gökçe, Beşiktaş’taki evini 2 ay için terk etti ve kiraya verdi. Geçimini freelance metin yazarlığı, yardımcı yönetmenlik gibi alanlardan sağlıyor. Konukevi, Koryürek ve Kortun’un yaşadığı evin yanında ve aynı bahçede. Burası mesafeli bir inziva alanı. Evler ayrı fakat yaşamlar ortak. Sabah kahvaltıları, akşam yemekleri, bahçe işleri, evin gündelik akışı. Bu yaşam alanının yemek düzeni vegan. Bu, 3 yıldır bitki temelli beslenen Gökçe için bir motivasyon unsuru. Gelmek için ise vegan olmak şart değil. Zira misafire ayrılan evde yemek pişirilecek alan ve gereken malzemeler var. Mesele, yemeğe giden taşları döşemekte.

Gökçe, Mutluköy’e gelişini anlatırken konu sıkça kafasını toplayıp “kendisi için” çalışamamasına uğruyor “Hayat akarken, aklınızdaki projelerden biri için çalışmak istiyorsunuz ama kendinizi, kendiniz için bir şey yapmamış olarak buluyorsunuz. Kendimle ilgili şeylerin ucunu bırakalı çok olmuştu. Dışarıda bir hayat akarken yapamadım. Buraya gelip sakinleşmek ve çalışabilmek istedim.”

Giderken elinde tutmak istediği şey senaryo tretmanı... Kaldığı süre içinde anlamak istediği konu ise kuşaklar boyu zeytine giden bir ailenin hayatı. Başvurusu ve ziyaret süresinin zeytin hasadına denk gelmesi İstanbul’da bir masada otururken tesadüfen öğrendiği Konukevi’ne gelmeyi daha çok istemesine sebep olmuş.

BAHÇE MESAİSİ 

Bu işbirliği projesi insanın kendisiyle ilgili sınırları anlaması için fırsat. Evin gündelik akışına dahil olmak, bahçe işlerine zaman ayırmayı da gerektiriyor. Bahçede bostan, bostanın içinde envai çeşit yeşillik ve sebze var; nar, elma ağaçları göze ilk çarpanlardan. Yemek organizasyonu Koryürek’te, bahçe işleri ise Kortun’da.

Gökçe’ye göre, Konukevi’ne bir “fayda” gözlüğüyle bakıldığında bunun ev sahipleri için bir manası yok, bilakis yaşadıkları alana tanımadıkları birini dahil etmek olabildiğince zor. Fakat durumu, bir kuşağın bir diğer kuşakla bağlantı kurma isteği, konuşma çabası olarak yorumluyor. Kortun’un yeni danışmanlık işiyle İstanbul’a daha çok seyahat eder hale gelmesi, bahçe işlerini bir nebze yavaşlatsa da, bu da alışacakları yeni bir düzen. Yeni düzende gündelik hayata karışmak için araba da kullanmıyorlar. Ulaşım araçları elektrikli bisiklet ve dolmuş.

Konuklara ayrılan bölüm...

DÜŞÜNME SÜREÇLERİNE ETKİ EDEN BİR DÖNEM

Evin ilk konuğu Büşra Eser başörtülüydü. Üçüncü nesil kahvecilerin insan ilişkilerine etkilerini incelediği yüksek lisans tezini bitirmeye gelmiş. Doktoraya geçerken aklında çizdiği konu Ev’de konuştuklarından beslenmiş. Bu kez çay, çayın iklimi hakkında çalışacak belki. Konukevi’nde 1 hafta kalan diğer konuk İpek Sevda Söğüt ise Roma hukukunda “çevre” unsurlarının korunması üzerine çalışıyor. Ev’deki zamanda eko-kırım konuşmalardaki önemli bir başlık olmuş. Şimdi, Kadir Has Üniversitesi’nde bu alanda bir ders açmak için uğraştığını anlatıyor Koryürek. Eser’in kahveci sohbetini köy kahvesinde yapmak isteseler de buna açıkça izin çıkmamış. Bu çatışmanın temeli muhtarın bir “şüphesine” dayanıyor.

KÖYDE 'GÖZLEME' DAYALI HAYAT

Türkiye’nin sandığa gittiği haziranlardan birinde, sandıktan köy eğiliminin aksine çıkan oyları gören muhtar, “Evlerinizi kimlere sattığınıza dikkat edin” demiş uluorta. Aynı muhtar, köyün girişine diktiği en az 3 katlı beton binada tatilcilere “doğayla uyum içinde” bir tatil imkânı sağladığını düşünüyor.

Koryürek sükunetle ekliyor; Bu olanlar karşılıklı bir sürecin ilerleyişi ve bütün hikâye de bu. İsmi hayal dünyasından fırlamış gibi duran Mutluköy, şehre bir sandalye uzatıyor.

*Konukevi’ne başvurular konukevi.org adresinden yapılabiliyor. 2020 Güz dönemi için son başvuru tarihi 31 Mayıs...