Aziz Oruç tahliye edilmedi: Dosya incelenmemiş

Gazeteci Aziz Oruç’un 'örgüt üyeliği' ve 'örgüt propagandası' suçlamalarıyla yargılandığı davanın bugün ikinci duruşması görüldü. Mahkeme tutukluluğun devamına karar verdi. Aziz Oruç, “Koronadan dolayı dosya incelenmemiş. Hiçbir ön hazırlık yapılmamış. Sanki ben bugün ilk defa hakim karşısına çıkıyor gibiydim" dedi. Avukat Erselan Aktan, hiçbir delil olmadığı halde Sulh Ceza Hakimliği'nin İçişleri Bakanlığı baskısı altında kaldığını söyledi.

Abone ol

DUVAR - İran’dan işkence edilerek Türkiye sınırına atıldıktan sonra Ağrı Doğubayazıt’ta gözaltına alınarak tutuklanan gazeteci Aziz Oruç ile Oruç'a yardım ettikleri gerekçesiyle HDP Doğubayazıt İlçe Eşbaşkanı Abdullah Ekelek Muhammet İkram Müftüoğlu'nun tutuklu, gazeteci Dicle Müftüoğlu, Turgay İlboğa ve Yücel İlhan'ın tutuksuz yargılandığı davaya devam edildi.

Ağrı 2. Ağız Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, korona virüsü salgını gerekçe gösterilerek basın mensuplarının duruşmayı takip etmesine izin verilmedi. 11 Aralık 2019 tarihinde gözaltına alındıktan sonra tutuklanan ve halen Patnos L Tipi Cezaevi’nde bulunan Aziz Oruç, önceki beyanlarını tekrarlayarak, salgın nedeniyle yaşamsal risk ile karşı karşıya bırakıldığına söyledi. Oruç, herhangi bir örgüt ile irtibatlı olmadığını söyledi ancak mahkeme tutukluluğun devamına hükmetti.

'HAKİM VE SAVCININ HİÇBİR ŞEYDEN HABERLERİ YOK'

Aziz Oruç'un tahliye edilmemesine tepki gösteren Hülya Oruç, şunları söyledi: “Çocukları öldüren adaletten adalet beklemek çok komik. Adli tatilde oldukları için ilk mahkemede geçici heyet vardı. Bugünkü mahkemede gerçek hakim ve savcı vardı. Ama hiç bir şeyden haberleri yok. Hiçbir kayıt onlara verilmemiş. Bugün sanki ilk defa mahkemeye çıkıyormuş gibi bir şey oldu. Sanıkların ve tanıkların tutanakları bugün incelediler. Çok baskılı bir dava olduğu ve ikilemde kaldıkları için bugün Aziz'i tahliye etmediler. Dava hiç ilerlememiş. Bu yüzden 9 kasıma ertelendi. Şu anda kilitlenmiş durumdayız. Kime ne diyeceğimizi bilmiyoruz. İlk mahkemede tahliye olanların bugün adli kontrolleri kalktı. Avukatlar bunun umut verici olduğu söyledi.”

'KORONADAN DOLAYI DOSYA İNCELENMEMİŞ'

Mahkeme sonrası eşi Hülya Oruç'u arayan gazeteci Aziz Oruç, gazeteciliğe değil korona engeline takıldığını söyledi. Oruç: “Koronadan dolayı dosya incelenmemiş. Hiçbir ön hazırlık yapılmamış. Sanki ben bugün ilk defa hakim karşısına çıkıyor gibiydim. Eğer korona gerçekten bir hastalıksa herkes bunun için mağdursa evet ben bugün yargılama olarak can güvenliğim hastalık nedeniyle tehlike altında. Yargılamam bile korona engeline takıldı. Hala her şeyi görmezden gelerek bizi burada hapsediyorlar. Her türlü yasal haklarımızın ve insani haklarımızın hepsi engelleniyor. Mücadelemi sonuna kadar devam ettireceğim. 9 Kasım'daki mahkemede umudum var ama yine neyle karşılaşacağımı bilemiyorum” dedi.

AVUKAT AKTAN: MÜKERRER YARGILAMA VAR

Aziz Oruç’un avukatı Erselan Aktan, 11 Aralık’ta İçişleri Bakanlığı’nın Aziz Oruç hakkında ‘bir terörist yakalandı’ şeklinde bir duyuru yayımladığını, soruşturma makamlarının ise bu duyurunun baskısı altında hareket ettiğini belirtti. Aktan sözlerine şöyle devam etti:

“Aziz Oruç’un başka bir mahkemede devam eden yargılamasında Oruç’a yöneltilen suçlamalar bu dava dosyasına da eklenmiş. Dolayısıyla mükerrer bir yargılama söz konusu, yani hukuk dışı bir durum var. Oruç’a yöneltilen örgüt üyeliği iddiası, Oruç’un Türkiye’ye illegal yollarla girmesine dayandırıyor. Böylesine bir savla ‘örgüt üyeliği’ gibi bir suçlama iddianameye giremez.

“Öte yandan Sulh Ceza Hâkimliği, tutuklamaya karar verirken adil yargılama hakkıyla ve masumiyet karinesiyle bağdaşmayacak sıfatlar kullanmış. Hakimlik, İçişleri Bakanlığı’nın duyurusundan sonra kendisini baskı altında hissettiği için bunları yazmış olabilir. Hakimliğin ifadesi ‘Bölücü, eli kanlı örgüt üyesi olma şüphesi’. Ancak TCK'da böyle tanımlanmış bir suç yok. Bu ifade masumiyet karinesine gölge düşürür ve zaten hukuk camiasında bu tür sıfatlar kullanılmaz. Soruşturma makamlarının bu stres ve baskıyla yürüttüğü dosyayı umuyoruz ki ceza mahkemesi somut olaya, hukuka ve hakkaniyete uygun yürütür ve daha fazla mağduriyete yol açmadan gazeteci Oruç’un tahliyesine, akabinde de beraatine karar verir. Olması gereken bu çünkü.”