Babacan'dan Erdoğan'a: Tek parti dönemine özendiğinizi mi itiraf ediyorsunuz?
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, haftalık değerlendirme toplantısında Erdoğan'ı eleştirerek "Hayırdır; döve döve bitiremediğiniz tek parti dönemine özendiğinizi mi itiraf ediyorsunuz?" dedi.
DUVAR - DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin genel merkezinde haftalık değerlendirme toplantısı yaptı. Babacan, Altılı Masa'nın anayasa değişikliği çalışmasını eleştiren Erdoğan'a yönelik "Sayın Erdoğan yoruldu. Erdoğan, yorgunluğunun bir sonucu da bu büyük gaf daha yaptı. Çok partili demokrasiyle kavga ediyor. Tek partili sistemi yüceltiyor… Hayırdır Sayın Erdoğan; döve döve bitiremediğiniz tek parti dönemine özendiğinizi mi itiraf ediyorsunuz şimdi de?" dedi.
ANKA'nın haberine göre Babacan'ın konuşmasında bazı bölümler şöyle oldu:
SON ON YILDIR BÖYLE BİR ÇALIŞMAYA TEŞEBBÜS DAHİ EDİLEMEMİŞ TÜRKİYE’DE: "2022 yılının sonuna yaklaşırken büyük bir umut içindeyiz. Geçtiğimiz pazartesi günü, 'Yarının Türkiye’si için hazırladığımız anayasa değişiklik önerimizin tanıtım toplantısını gerçekleştirdik. Ankara, demokrasi için büyük bir ana tanıklık etti. Evet, 6 siyasi parti olarak Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçişle ilgili 84 maddelik kapsamlı bir anayasa değişiklik metnini tamamladık ve kamuoyuna sunduk. Bu çalışmayı, ortak akıl ve istişareyle hazırladık. Baskıcı, ‘ben istedim oldu, ben yaptım oldu’ diyen tek kişiye karşı, tüm Türkiye’yi masanın baş köşesine oturttuk. Ben bu vesileyle, anayasa çalışmalarımızda büyük emeği olan Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanımız Mustafa Yeneroğlu’na, Cumhuriyet Halk Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi, İYİ Parti ve Saadet Partisi’ni temsilen komisyonda görev alan tüm dostlarımıza; ayrıca bu çalışmaya katkı veren, emeği geçen herkese, bu ülkenin bir yurttaşı olarak, şükranlarımı sunmak istiyorum. Bakın son on yıldır böyle bir çalışmaya teşebbüs dahi edilememiş Türkiye’de. En son böyle kapsamlı bir anayasa değişiklik teşebbüsü 2012’de, o da tamamlanamamış öylece yüz üstü yarım bırakılmış. Altı ayrı partinin ayrı ayrı teşkilatı olan ve ayrı seçmen kitlesi olan altı ayrı partinin uzlaşıp tek bir anayasa değişikliği üzerinde mutabık kalması, aslında tam bir Türkiye mutabakatıdır. Bunun içindir ki, 84 maddeyi açıkladıktan sonra içinde tek bir maddeyi ele alıp ciddi bir eleştiri dile getiren olmamıştır. Olabilir de… Eksikler olur; tamamlarız. Yanlışlar olur; düzeltiriz ama en azından sapasağlam bir çalışmayı ortaya öneri olarak koyduk. Türkiye’nin yarınlarında iddiası olanlar buyursunlar onlar da koysunlar. Ama şu anda başka bir şey yok ortada. 2023 seçimlerinin, mevcut anayasayla, bu tek kişilik sistemle girdiğimiz son seçim olmasını da Allah’tan temenni ediyorum.
OTORİTER İTTİFAKIN KARANLIĞINDAN BU ÜLKEYİ HEP BERABER ÇIKARTACAĞIZ: Biz, dünyadaki demokrasi mücadelesine, ülkemizin adını şanla yazacağız inşallah. Çünkü değerli arkadaşlar, biz kazanacağız. Türkiye’de demokrasi kazanacak. Çünkü bu ülke, bu topraklar bunu başaracak. Çok daha zor şartlarda, 1923’te Cumhuriyet’i kurduk. Çok daha zor şartlarda, 1950’de demokrasiye doğru adım attık. Ve inanın, şu anda yönetimde olan otoriter ittifakın karanlığından da bu ülkeyi hep beraber çıkartacağız. Dünyadaki tüm demokratlara umut olacağız. Biz şu anda Türkiye’de yaptığımız çalışmayla, dünyada demokrasiyi savunan, dünyada demokrasi çığlı atan herkes için bir umut kaynağı olduk.
KURULACAK HÜKÜMETİN NELER YAPACAĞINI BUGÜNDEN HAZIRLIYORUZ: Altı siyasi parti olarak Türkiye’de bir ilki gerçekleştiriyoruz. Ne yapıyoruz şu anda? Altı parti, seçimlerden çok önce seçimlerden sonra kurulacak hükümetin programını hazırlıyoruz. Bunu da bir uzlaşmayla, mutabakatla götürüyoruz. Tam 72 tane başlık belirledik arkadaşlar. Hükümet kurulunca hangi konularda çalışma yapması gerekiyor? Her alanda kurulacak hükümetin neler yapacağını bugünden hazırlıyoruz. Seçime giderken de elimizde seçim beyannamesi olarak, seçim taahhüdü olarak bu 72 başlıkta yapacaklarımızla beraber gideceğiz. Bu da bir ilk. Çünkü biz şunu gördük: Türkiye’nin yarınlarını konuşmaya başladığımızda uzlaşmak kolaylaşıyor. Geçmişle ilgili kavga etmekten kolay bir şey yok. Ama ülkenin yarınları için çalıştığımızda, 'bu ülkenin neye ihtiyacı var' diye sorduğumuzda inanın hep aynı cevabı alıyoruz. Tüm Türkiye’nin ortak bir yarın hedefinde buluşması için çok kıymetli bir çalışma. Şu anki iktidarın da yaptığının tam tersi. Şu anki iktidar, sürekli geriyor, sürekli kutuplaştırıyor. Şeytanlaştıracak bir taraf arıyor kendisine sürekli.
İKTİDAR OLMANIN YETKİLERİNİ SONUNA KADAR KULLANIYOR: Biz burada gece-gündüz hem kendi parti çalışmalarımıza hem de altılı masa çalışmalarına hızla devam ederken, iktidarın küçük ortağı, nam-ı diğer krizlerin ortağı, dünkü grup toplantısında yine hasetinden feryat etmiş. Neler söylüyor neler? Buradan sorayım Bahçeli’ye: ‘Kaç yıldır siyasetin içindesiniz, bugüne kadar bu ülke için taş üstüne taş koydum diyebileceğiniz ne var?’ söyleyin de biz de öğrenelim. Yok, hiçbir şey yok. Bir tane bakan vermiyor hükümete, bir tane bakan.. Sen dört buçuk yıldır bu iktidarın ortağı değil misin? Niye bir tane bakan vermiyorsun? Çünkü, öyle bir iş yapıyor ki, kara ortak ama zarar olursa, 'ben içinde değildim' diyecek. Hiçbir sorumluluk almıyor ama iktidar olmanın yetkilerini sonuna kadar kullanıyor. Ne demiş geçen gün? Partili ve taraflı Cumhurbaşkanlığı Sistemi Türkiye’nin şifasıymış. Şifaya bak şifaya. Ülkenin başına getirmedikleri iş kalmadı. Paramız pula dönmüş. Her geçen gün fakirleşiyoruz. Her geçen gün gençlerin korkusu artıyor. Ama krizlerin ortağı ‘şifa’ diyor. Bu uyduruk sistemin kendisi için şifa olduğu belli.
Bu sistem, iktidarın küçük ortağı olmasına rağmen, kendisinin ülkenin başına kayyum olarak atanmasını da sağladı. Bu sistem, onun cezaevindeki dostlarının afla çıkmasını sağladı. Hatırlayın; mafya lideriyle poz verdi. Bu sistem, kabinede tek bir bakan koltuğu olmadan, bir tane konuda dahi sorumluluk almadan, sadece menfaate ortak olmasını sağladı. Hiç kusura bakmasın, 85 milyona dert veren, acı çektiren, yoksulluk getiren bu sistemi; sırf Devlet Bey’e iyi geldi diye korumayacağız. Sırf Devlet Bey’in keyfi yerinde diye 85 milyonun yaşadığı yokluğu, baskıyı görmezden gelmeyeceğiz.
Ha bir de ne demiş? ‘Yeni bir anayasa’ yapacaklarmış. Ya sayın Bahçeli, elinizi tutan mı var? Yeni anayasanız senelerdir bitmeyen senfoniye döndü bu. Ya ayıptır. Her seçime yeni anayasa vaadiyle giriyorsunuz, ortada tek bir maddelik hazırlık yok. İşte biz sapasağlam 84 maddelik bir değişiklik paketini ortaya koyduk. Sizin yeni anayasanız nerede? Soruyorum nerede? Bir küçük uyarı da yapacağım kendisine. Hatta büyük ortağa da sesleniyorum: Sayın Erdoğan, Sayın Bahçeli; sakin olun biraz. Siz yeni anayasa yazmadan evvel önce mevcut anayasaya uymayı deneyin hele. Önce milletin hak ve özgürlüklerine göz dikmeyin hele. Önce bir egemenliğin sahibi milleti dinleyin hele.
AĞIZLARIYLA KUŞ TUTSALAR YAPAMAZLAR: Mevcut anayasayı yok sayan, ‘Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına uymuyorum, saygı duymuyorum’ diyen, ‘Alt mahkeme Anayasa Mahkemesi’nin kararına uymayabilir’ diyen bir zihniyetin yeni bir anayasa üretmesi mümkün mü? Onun için yapamıyorlar, beceremiyorlar. Erdoğan da Bahçeli de yeni anayasa deyip duruyorlar, ancak tek bir madde ortaya koyamıyorlar. Bakın, biz söz verdik, yaptık. 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem' dedik, kolları sıvadık, 6 partinin tam mutabakatıyla tam 84 maddelik değişiklik önerimizi ortaya koyduk. İktidara soruyorum: Sizin yeni anayasanız nerede? Niçin yapamıyorsunuz? Niçin ortada tek bir madde yok hala? Yapamazlar arkadaşlar, yapamazlar. Ağızlarıyla kuş tutsalar yapamazlar. Hukuka saygı duymayan, adaleti her gün ayaklar altına alan, keyfiliği kendisine düstur edinmiş bir zihniyet yani anayasa falan yapamaz.
HEDEF 2023’Ü TUTTURAMAYINCA, HEDEF 1946 ÖNCESİ OLDU: Cumhurbaşkanı bugünkü konuşmasında bizim anayasa teklifimizden bahsederken, belli ki yine konuşma metninin dışına çıkmış ve bilinç altındakilerini ortaya döküvermiş. Bizim çalışmamızla ilgili ‘çok partili demokrasi’ demiş, ‘çok partili parlamenter sistem’ ifadelerini kullanmış. Bilinçaltı işte. ‘Lapsus’ diyorlar ya hani… Bakın işte Sayın Erdoğan yoruldu. Erdoğan yorgunluğunun bir sonucu da bu büyük gaf daha yaptı. Çok partili demokrasiyle kavga ediyor. Tek partili sistemi yüceltiyor… Hayırdır Sayın Erdoğan; döve döve bitiremediğiniz tek parti dönemine özendiğinizi mi itiraf ediyorsunuz şimdi de? Belli ki tek başına at koşturmak istiyor. Belli ki Bahçeli’yi Perinçek’i falan da fasulyeden sayıyor. Hedef 2023’ü tutturamayınca, hedef döndü 1946 öncesi oldu. Yeniden tek partili sistem oldu. Allah akıl fikir versin. Ha bir de bir İran atasözünden bahsediyor. Ona Anadolu’dan bir atasözüyle yanıt verelim. ‘İsin yanına varan is, misin yanına varan mis kokar.’ Sayın Erdoğan; otokrasinin olduğu ülkelerin başındakilerle yan yana dura dura, işte böyle ‘tek parti hayalleri’ kokmaya başladı. Ne diyelim; nereden nereye... Biz bu sisteme son vereceğiz. Biz bu kabusa son vereceğiz. (HABER MERKEZİ)