Bahamalar’da bir isyancı gemisi

Creole adlı bir gemiyle taşınan bir grup köle, 7 Kasım 1841 günü isyan ederek gemiyi ele geçirdi ve dümeni Bahamalar’a doğru kırdı. Amerikan tarihinin en önemli köle ayaklanması olan bu olay,  ABD tarafından da saygıya değer bulundu.

Abone ol

Kat Eschner *

7 Kasım 1841 günü bir gemide yaşanan isyan, 128 kölenin Bahamalar'da özgürlüğünü kazanmasını sağladı.

“Creole Davası”, kendi döneminde tüm gazetelerin manşetlerini işgal etmişti; ancak ABD tarihinde köleleştirilmiş insanların en başarılı ayaklanması olmasına rağmen, bugün pek de bilinmiyor.

Creole gemisi, 135 nitelikli köleyi Virginia’daki Richmond kentinden New Orleans’taki köle pazarlarına götürmek üzere yola çıkmıştı. 7 Kasım 1841 günü kölelerden 18’i gemi mürettebatına saldırdı, köle tacirlerinden birini öldürdü ve geminin kaptanı olan Robert Ensor’ı da yaraladı. Michael Paul Williams’ın Richmond Times gazetesine yazdığı üzere, “Eşsiz bir soğukkanlılık ve akıl yoluyla” gemideki bütün silahları ve kölelerle ilgili belgeleri ele geçirmişlerdi. İsyanın ardından özgürlüğüne kavuşan insanlar, mürettebat üyelerinden birinin gemiyi kullanmasını sağlayarak Bahamalar’daki bir İngiliz kolonisine yol aldılar.

İNGİLİZ KOLONİLERİNDE KÖLELİK YASAKTI

Bahamalar’a ulaşmalarının ardından, İngiliz sömürgelerinde kölelik yasadışı olduğu için kölelikten kurtulanların büyük kısmı özgürce gemiden ayrıldı. Ancak, Amerikan konsolosluğunun talebi nedeniyle, isyan sırasında gemiyi ele geçiren kişiler tutuklandı ve isyan çıkarmakla suçlandı.

Bu kişilerden birisi daha önce de Kanada’ya kaçmış olan köle-aşçı Madison Washington’dı. Daha sonra eşi Susan’ı aramak için Virginia’ya döndüğünde yakalanarak tekrar satılmıştı.

İngilizler, Washington’ı ve diğer on yedi isyancıyı ayaklanma suçlamasıyla gözaltına aldılar; geri kalan kişilerse özgür insanlar olarak hayatlarına devam ettiler. Üç kadın, bir kız ve bir erkek çocuktan oluşan beş kişiyse, Creole’da kalmaya karar verdiler ve New Orleans’a giden gemiyle tekrar köleliğe döndüler. 16 Nisan 1842 günü Nassau kentinde bulunan “Amiraller Mahkemesi”, Washington da dâhil olmak üzere on sekiz isyancının serbest bırakılmasına karar verdi.

Sonrasında Birleşik Devletler Dışişleri Sekreteri Daniel Webster büyük bir öfkeyle, Williams’a şunları yazdı: “İsyancıların ayaklanma ve cinayet suçları nedeniyle geri dönmeleri istendi. Ancak yapılabilecek çok fazla şey yoktu.”

VE TAKDİR GÖRDÜLER

Bilim insanı Walter Johnson’sa şunları aktarıyor: “İngiltere, yönettiği kolonilerde köleliği 1833 yılında yasaklamıştı ve ABD ile İngiltere’nin birbirlerinin kanunlarına saygı göstermesini ya da nasıl saygı göstermesi gerektiğini ortaya koyan bir anlaşma yoktu. Bu sayede insanlar serbest kaldı.”

Williams’ın aktardığı 1850’de yayınlanan bir rapora göre “Gözüpek Madison Washington’ın liderliği altındaki kölelerin tavrı, beyaz ırktan olmayan Amerikalıların ellerinde haklı bir sebep varken neler yapabileceğinin garantisi” idi.

* Yazının aslı Smithsonianmag sitesinde yayınlanmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)