Bahçe hortumuyla sokakta sosyal mesafeli sanat

Mim ve Kukla Sanatçısı İlker Kılıçer, pandemi günlerinde bahçe hortumu kullanarak yarattığı sosyal mesafe ile seyirciyle buluşmaya devam ediyor. “Ekonomik anlamda direnebileceğim tek alan sokaklar” diyen Kılıçer'le pandemi sürecinde yaşadıklarını konuştuk.

Abone ol

İZMİR - İzmir’de yaşayan ve uluslararası alanlarda da kendisini ispatlamış olan Mim ve Kukla Sanatçısı İlker Kılıçer “Korona’ya İnat! Yaşasın Sanat!” sloganıyla pandemi günlerinde seyirciyle buluşmaya devam ediyor.

Sosyal mesafe yaratma konusunda ilginç bir yöntem bulan Kılıçer, bahçe hortumunu keserek bir kişiyi içine alacak şekilde çemberler oluşturdu. Bahçe hortumundan hazırladığı çemberlerle sosyal mesafe yaratarak sokakta sanat yapmaya devam eden Kılıçer, “Yardımcı arkadaşlarımla, gelen seyirciyi çemberin içine alarak virüs bulaşma riskini en aza indirgemiş oluyoruz. Seyirci de güven içinde performansı izliyor” dedi.

İlker Kılıçer

‘EKONOMİK ANLAMDA DİRENEBİLECEĞİM TEK ALAN SOKAKLAR’

Sokakta Mim, Kukla, Comedie Del Arte ve Clown üzerinden temsiller yapan Kılıçer, pandemi sürecinde yaşadığı zorlukları şöyle anlattı:

“7 aydır özel tiyatrolar olarak ele avuca sığacak işler yapamadık. Vergi ve Bağ-Kur borçları aldı başını gitti. Ev kirası ve gündelik ihtiyaçları saymıyorum bile. Sokaklar benim kendimi ilk var ettiğim yerler. Şimdi tekrar geri döndüm. Çünkü ekonomik anlamda direnebileceğim tek alan sokaklar. Haftada iki üç kez İzmir’in farklı bölgelerinde sokağa çıkmaya çalışıyorum. Seyirci benimle karşılaştığında duygu durumu değişiyor. Yüzünde bir gülümseme beliriyor. Tedirginlikle, korkuyla, eksikliklerle, çöküntülerle geçen aylar sizinle birlikte bir anda sönümleniyor. Çünkü sanat, böyle zamanlarda çıkmazdaki insana umut oluyor. Bunu çoğaltırsak sahnelere girmekten çekinen seyirciyi belki de sokak üzerinden sahnelere de yönlendirebiliriz.’

‘SANATIN MEVSİMSEL BİR ŞEY OLDUĞUNA İNANMIYORUM’

Sahne oyunları yapan özel tiyatroları da sokağa uyarlanabilecek oyunlar yapmaya davet eden Kılıçer, önümüzdeki sürecin belirsizliğini vurgulayarak bu davetin önemsenmesi gerektiğini savunuyor. Kılıçer, “Kış geldiğinde soğukta zorlanmayacak mısınız?” sorumuza ise şöyle yanıt veriyor:

“Sanatın mevsimsel bir şey olduğuna inanmıyorum. Elbette kışın çetinliğine karşı alınacak önlemler vardır. Mesela kışın, seyirciyle aramıza teneke bidonla ateş koyup performans yaptığımı hatırlıyorum. Seyirci, ateş başında kendini ısıtırken aynı zamanda performansı izleyebiliyor. Dolayısıyla bunun birçok yolu olduğu gibi biraz daha kalın giyinerek de bunu yapabiliriz diye düşünüyorum.”

Bahçe hortumlarını sosyal mesafe çemberlerine dönüştüren Kılıçer, yaşamlarımızı da bu şekilde sanatla dönüştürebileceğimize inandığını dile getirerek, ekliyor: “Umarım bir an önce pandemi belasından kurtulur, sloganımızı kış geldiğinde 'Kışa İnat! Yaşasın Sanat!' olarak dönüştürürüz.”

.