Bahçeli'den ihraç edilen akademisyenlere 367 suçlaması
MHP lideri Bahçeli, referanduma sunulan anayasa değişikliğini savunurken, ihraç edilen akademisyenleri suçladı: "KHK ile işten çıkarılan akademisyenler dahil 2007'de cumhurbaşkanı seçiminin önüne 367 engelini koyan sorumsuz ve ahmaklar sistem değişikliğinin önünü açmıştır."
DUVAR - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 687 sayılı KHK ile ihraç edilen akademisyenlerin, 2007'de Meclis7in cumhurbaşkanı seçmesine engel olduğunu öne sürdü. Bahçeli, Rus uçağının El Bab'daki bombardımanı sonucu 4 askerin hayatına kaybetmesinin ardından hükümetin takındığı tutumu eleştirdi. Bahçeli, "24 Kasım'da bir Rus savaş uçağının düşürülmesinin ardından iki ülke arasında kriz çıkmıştı. Rusya kıyametler koparmıştı. Şimdi Rusya askerlerimizi şehit ediyor, 'Pardon'la geçiştiriyor. Bu yanlıştır, ayıptır" diye konuştu.
Parti kurmaylarını referandum sürecini değerlendirmek üzere Konya'da toplayan Bahçeli, burada yaptığı konuşmada şu mesajları verdi:
DEVLETLER KIYASIYA MÜCADELE İÇİNDE: Korkak gıybetçilerle vakit kaybedemeyiz. Bilinmelidir ki milliyetçilik, milletine mensubiyet şuuruna sahip inanmış yüreklerin hep bir adım önde olmasını mecburi koşmuştur. Bugün çevrenize bir bakınız Irak'tan Suriye'ye, Avrupa'dan Uza Doğu'ya kadar kaynayan kazanlar göreceksiniz. Devletler kıyasıya hakimiyet ve nüfuz mücadelesi içindedir. Anlaşmazlık ve itilaflar serpilmiştir. Özellikle Ortadoğu yırtıcı ve vahşi emellerin tutsağıdır. Suriye'deki belirsizlikler, Irak'taki kaotik durumu artarak devam etmektedir. Türkiye, Fırat Kalkanı harekatıyla eşsiz ve emsalsiz bir mücadele halindedir. Terörü yerinde imha için Türk devleti faal haldedir. Ne var ki El Bab'dan belirli aralıklarla acı haberler gelmektedir. Türkiye'nin güvenliği için sınır ötesinde görev yapan kahramanlarımız saldırı altındadır.
EL BAB'TA YAŞANANLARA TEPKİ: 9 Şubat'ta sabah saatlerinde Rusya'ya ait savaş uçağı tarafından IŞİD hedeflerine yönelik yürütülen hava harekatı sırasında askerlerimiz bulunduğu binaya bomba isabet etmiştir. Bundan bir gün önce de El Bab'da 5 evladımızı şehit vermiştik. Daha sonra Rusya, menfur olayın kazaen gerçekleştiğini açıklamış, taziyelerini iletmiştir. Putin, Cumhurbaşkanı'nı arayı baş sağlığında bulunmuştur. Ardından Rusya'dan gelen kafa karıştırıcı mesajlar şehitlerimizin kemiklerini sızlatmıştır. Peskov'un, koordinatların TSK tarafından verildiği yolundaki açıklaması, saldırıya yeni bir boyut kazandırmıştır. Genelkurmay Başkanı da bu açıklamanın ardından beklendiği Rusların tezlerini çürütmüştür. Rusya'nın olayı saptırıp, hava saldırısının sorumluluğu TSK'ya yıkması bir defa komşuluk hukukundan uzak, ahlaken sorunludur. 12 Ocak 2017 tarihinde imzalanan mutabakat çerçevesinde TSK'nın Suriye'de icra ettiği harekata ilişkin bilgiler Ruslarla düzenli olarak paylaşılmaktadır. Rusların iddia ettiği gibi yanlış bilgi verilmesi Türkiye adına mümkün değildir. 24 Kasım'da bir Rus savaş uçağının düşürülmesinin ardından iki ülke arasında kriz çıkmıştı. Rusya kıyametler koparmıştı. Şimdi Rusya askerlerimizi şehit ediyor, Pardon'la geçiştiriyor. Bu yanlıştır, ayıptır. Ruslar hukukun ilkelerini hiçe saymaktadır. Rusların amacı nedir. Türkiye'nin alttan alması, bir şey olmamış gibi davranması nasıl beklenmektedir. PYD'nin Moskova'da ofis açmasına izin veren Ruslar, ülkemizin karşısında husumet odağı olmaya adeta isteklidir. Şehitlerimizin hesabı mutlaka sorulmalıdır.
UTANACAK KARAKTERİMİZ YOK: İkaz ediyor, herkesi uyarıyorum. Bu coğrafyada ilelebet yaşamanın sırrı 'Aman sorun çıkmasın' diye uğraşmak değil, sorunların üzerine gitmektir. Hamd olsun hiç kimseden eksik kalır yanımız yoktur. Çekinecek, utanacak, kaçacak karakterimiz yoktur. Eğer korksaydık, kaçmayı deneseydik ne bin yıldır bu topraklara vatan mührü vurulabilir, ne de bağımsızlığı kendimize değişmez kader yapabilirdik. Ateş ancak düştüğü yeri yakacaktır, Türkiye'nin hafife almanın sonuçlarına yeri gelirse katlanmak durumunda kalacaklardır. Türkiye'nin onuru yere düşürülemez.
SORUN ALANLARI KARMAŞIKLAŞIYOR: Türkiye çok çetin, çekişmeli günlerden geçmektedir. İç ve dış sorun alanlarımız gittikçe karmaşıklaşmaktadır. Birleşik Krallık ve Almanya başbakanlarının ziyaretlerinin ardından CIA Başkanı da Türkiye'ye gelmiştir. ABD Başkanı'nın bu adımı atması tartışmalara açıktır. Yapılan temaslardan çıkardığımız kadarıyla Ortadoğu'da yaşananlar masadadır. Ülkemizin içinde olmadığı, onay vermediği küresel ve bölgesel siyaset planlamalarının yaşama şansı yok denecek kadar zayıftır. Bunu taraflı, tarafsız herkes görmelidir.
1923 RUHUYLA DEVAM MÜMKÜN DEĞİL: Trump'ın 7 Müslüman ülkeyi hedef alan sorunlu kararnamesi, Almanya Başbakanı'nın İslamla terörizmi yan yana getiren gafletli lafı son derece sorunludur. Bu kadar sorun içinde devlet gücü olmadığı, seri kararlar alamadığı müddetçe Türkiye'nin 1923 ruhuyla devamı bu şartlar altında mümkün değildir. Ekonomideki durgunluk ciddi boyutlarda, dövizdeki fren tutmayan artışlar vatandaşımızı hedef almaktadır. Türkiye Varlık Fonu'na bazı kurum ve kuruluşların devri de önemli hal almıştır.
KIBRIS'TA ALARM ZİLİ: Bir başka alarm zili Kıbrıs'ta çalmaktadır. Rumlara teslimi için küresel iklim oluşturmaktadır. Kimse Kıbrıs üzerinde hesap yapmamalıdır, milletimizin şimdilik suskunluğunu yanlışa yorumlamamalıdır. Kıbrıs'ın sancısı artarken Ege denizi ısınmakta, burnumuzun dibindeki adalar Yunanistan tarafından istila edilmektedir. İki devlet Kardak'ta karşı karşıya gelmiştir. Bu ülke, hain FETÖ'cüleri iade etmeyerek kimlerle kol kola olduğunu göstermektedir. Türk milleti ile hesabı kapanmamış olanlar pusudadır. Türkiye'yi bölmek, parçalamak isteyen karanlık odaklar, fitne silahını üstümüze doğrultmuşlar, işbirlikçileriyle sonuca odaklanmıştır. Türk'ün vatanını çekemeyen ne kadar sicili bozuk, ne kadar zihni karanlık varsa ellerini ovuşturmaktadır. Sevr'in varisleri Türkiye'yi gözüne kestirmektedir. Çözülme ve çürüme fanatikleri ülkemize kan kusturmanın arayışındadır. Ama unuttukları bir şey var, Türk milleti onun bunu dümen suyuna girecek bir gevşeklikte hiç olmamış, hiç de olmayacaktır.
MHP VAR OLDUKÇA DÜŞMANLAR ÇATLAYACAK: Hevesler boşuna, çabalar beyhudedir. MHP, Türkiye karşıtı cepheye gerekirse tek başına direnecek, bir başına da ola Haçlı akınını engelleyecektir. 48 yıldır vatan, millet sevdasıyla her türlü cefaya dayanmış, her türlü kayıp ve acıya göğüs germiş MHP var oldukça düşmanlar çatlayacak, tasmalı hainler deliye dönüp nifak yangınında kül olacaktır. Yok öyle yağ mağ, aklınızı başınıza alın. Aziz dava arkadaşlarım, ülkemiz için yeminimiz vardır. Bizim için yeminler bozulmak için değil, uğruna kendimizi feda etmek içindir. Yemin, Türklerin bekasıdır. Yemin, Türk milletinin sağlam iradesidir. Yemin, bağımsız yaşama ülküsüdür. Yemin omurgalı duruştur, kardeşlerimizi korumak çabasıdır. Ecdadımıza verdiğimiz sözdür. Yemin ettik dönmeyeceğiz, yemin ettik durmayacağız. Yemin ettik Türk Bayrağı'nı hak ettiği, dilediği, istediği yere son nefer kalsak da dikeceğiz.
FİİLİ DURUM AÇMAZI GİDERİLECEK: Kavga etmeyince işler düzelmez. Bugüne kadar kavgaysa ettik, bedelse ödedik. Merak buyrulmasın, yine yaparız. Muhalefet partisi olarak milletimizin bizden taleplerini demokratik edep bilinciyle yerine getirdik. Parti olarak dün cumhurbaşkanının onayından sonra 16 Nisan'da yapılacak referanduma bu şekilde yaklaşıyoruz. Fiili durum ve açmazın bir an önce giderilerek töreye uygun devlet düzeninin var olmasını hedefliyoruz. 15 Temmuz FETÖ darbe kalkışmasından sonra Türkiye'ye soluk aldırmanın ve devlete musallat olmuş yanlışlığa engel olmanın kaçınılmaz olduğunu ifade ettik.
CUMHURBAŞKANI SEÇİMİNE MANİ OLDULAR: Türkiye'nin toparlanması, milli bekanın devamı için milliyetçiliğin devreye girmesi lazım. 2007'de cumhurbaşkanı seçiminin önüne 367 engelini koyan sorumsuz ve ahmaklar sistem değişikliğinin önünü açmıştır. Cumhuriyet mitinglerini kaldıraç olarak kullanan CHP'liler, demokrasi dışı gruplar, kanayan yara haline gelmiş sancının bir numaralı faili olmuşlardır. 687 sayılı KHK ile işten çıkarılan akademisyenler de dahil olmak üzere alayı birden 2007'de meclisin cumhurbaşkanı seçmesine mani olmuşladır. Şimdi bunlar demokrasi bezirganı olarak üniversitelerin kapısına tezgah kurmuşlardır. Bu gafiller Fırat Çakıroğlu'nun şahadetine sebep olanlara niye sesi çıkmadı? Milliyetçiler hakarete uğrarken bunların sesi çıkmaz. Bunlar ki kendi zihniyetlerini sevenlerini zehir olsa yutarlar. Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste. Milliyetçi öğretim üyelerine yönelik ağır tahriklere karşı gelmeniz sizi ülkücü yapmaz, insan olduğunuz anlaşılır. Üniversiteler eğitim yuvası olmak yerine bir eylem üssü görenlerin sızlanmasına, insan hakları hatırlatmasına gerek yoktur. Elbette memuriyet ve mesleklerinden atılanların içinde masumlar da vardır fakat üniversiteleri tamamen tekellerine alan, kendi dışındaki hiçbir inanç ve fikre hayat hakkı tanımayan PKK, PYD bağlantıları somutlaşanlara hukuk sonuna kadar işletilmelidir.
PERİNÇEKGİLLERE KADAR: Evet diyenlerin ihanet ettiğini iddia edenler, Cumhuriyetin kuruluşundaki bağların, köklerin koparılma tehlikesini taşıdıklarını görmeyecek kadar cehalete saplanmışlardır. CHP'sinden HDP'sine, ÖDP'sinden Perinçekgillere kadar Türkiye'nin kendi kaderine sahip çıkma hakkına operasyon yapamayacaklardır. Partimizin lehine hiçbir çalışma göstermeyenlerin, hayır koalisyonuna katılıp çıldırmışçasına gezmektedir. Şahsımla ilgili "Bir haftada ne değişti", "Saray, Çankaya, Bahçeli arasında kırmızı hat" gibi imalar ayaklar altına alınmaya layıktır.
HAYIR DİYEN DE SAYGIYI HAK EDİYOR: Güçlü ve istikrarlı demokrasiler milli ve demokratik vatandaşlık kültürünü geliştirebilen ülkelerde yükselebilmektedir. 18 maddelik anayasa değişikliği demokrasimizi güçlendirecektir. Türkiye önüne tuzak kuranlar havalarını alacaklar. Bizim nezdimizde evet diyen, hayır diyen bütün kardeşlerimiz saygıyı hak etmektedir. Kutuplaşmayı doğru bulmuyoruz. Ama biz parti olarak evet diyeceğimizi söylüyor, bunu savunuyoruz. 16 Nisan'da evet diyoruz. Evet diyecek, mahkemelerin tarafsızlığını sağlayacağız, 18 yaşındaki gençlerin önünü açacağız, büyüyen Türkiye'nin 600 vekilini destekleyeceğiz, TBMM ile Cumhurbaşkanı seçim dönemini 5 yılda bir yapacağız, Gazi Meclisimizin yasama yetkisini güvenceye alacağız, Meclisimizin denetim fonksiyonlarını güçlendireceğiz, devlet yönetimindeki açmazı bitireceğiz, güçler ayrılığı arasında net çizgiler çekeceğiz, Cumhurbaşkanı'na cezai sorumluluk getireceğiz, kafa karışıklığını sonlandıracağız. Her evet bizim için yemindir. Her evet birliğimize katkı ve yemindir.
SİYASİ FIRILDAKLARA BAKMADAN: Bizim özümüz doğru, sözümüz doğru, gönlümüz temizdir. Bu ülke için yeminimiz vardır. Bu yeminin gereğini yapalım, 16 Nisan'da evet diyelim. MHP'nin bittiğini iddia eden siyasi fırıldaklara bakmadan, CHP ve yanına hizalanmış bölücü ekipmanlara aldırmadan ilerleyelim. Millet için evet, devlet için evet, Türklüğün bekası için evet, Türkiye'nin bekası için evet. (HABER MERKEZİ)