Bahçeli'den 'kayyım' açıklaması: İçişleri Bakanımızı kutluyorum

Bahçeli, Hakkari Belediye Başkanı görevden uzaklaştırarak gözaltına alınmıştır, Bu kapsamda İçişleri Bakanımızı ve mesai arkadaşlarını yürekten kutluyorum" ifadelerini kullandı.

Abone ol

DUVAR - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu.

Bahçeli’nin konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

GÖNÜL İSTERDİ Kİ, DAHA İYİ SONUÇ ALALIM: Yüksek Seçim Kurulu’na yapılan itirazlar ve bunun sonucunda alınan karar doğrultusunda, 2 Haziran 2024 Pazar günü 3 ilçe ile 4 belde de yerel seçimler tekraren yapılmıştır. Bu kapsamda milli irade tecelli etmiş, resmi olmayan sonuçlar belli olmuştur. Milliyetçi Hareket Partisi, Aksaray’ın Sağlık Beldesi’nde seçimi kazanmış, demokratik yarış halinde olduğu diğer bazı seçim bölgelerinde de az farkla geride kalmıştır. Mesela Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesinde olan budur. Öncelikle belirtmeliyim ki, oy versin ya da vermesin aziz milletimizin her güzel insanına teşekkür ediyorum. Sağlık Beldesi Belediye Başkanımız başta olmak üzere, 2 Haziran’da seçilen her belediye başkanını tebrik ediyor, başarılar diliyorum. Milliyetçi Hareket Partisi’nin aday ve teşkilatları, yenilenen seçimlerin hazırlık döneminde azami feragat ve gayretle çalışmıştır. Gönül isterdi ki, daha iyi sonuç alalım, daha müessir olalım. Ancak milletimizin takdir ve tercihi neyse bağlılığımız ve saygımız tartışmasızdır. Elbette 31 Mart ve 2 Haziran seçimlerini dikkat ve titizlikle yorumlayıp eksik ve zaaflarımızı, avantaj ve dezavantajlarımızı özgüven içinde analiz edeceğiz.

KAYSERİ MİLLETVEKİLİMİZİN TERÖR ESTİRDİĞİNİ, KÜFÜRLER EŞLİĞİNDE ÖNÜNE GELENİ TEHDİT ETTİĞİNİ SÖYLEYEN CHP GENEL BAŞKANI MÜFTERİLİĞİNE YENİ BİR HALKA EKLEMİŞTİR: Ülkemizi ve milletimizi meşgul eden mühim meselelere tüm yönleriyle kilitlenmekten başka seçeneğimiz de bize göre kalmamıştır. Yumuşama kisvesi altında lafla peynir gemisi yüzdürenlerin ne yapacağı ayrıca ele alınmalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi başkalarının gündeminde konu mankeni değil, kendi gündemini inşa ve ihya etmede mahir ve muvaffakiyet sahibidir. Milliyetçi fikriyatın bıçkın zekâsıyla demokratik faziletin birikimli zenginliği bizim anlayışımızda terekküp ve temerküz etmiştir. Nitekim milliyetçilik ile demokrasinin ikiz kardeş olması şöyle dursun, bir yüzün iki yanağı, bir köprünün iki yanı, bir kürenin iki yarısı olduğu alenen ortadadır. Fakat sözde demokrat, özde demagog olanların bu gerçeğin hakkını bırakınız teslim etmelerini bilakis algılamaları ve anlamaları için kırk fırın ekmek yemeleri bile faydasızdır. CHP Genel Başkanı’nın, yenilenen Pınarbaşı Belediye Başkanlığı seçiminin hitamında Milliyetçi Hareket Partisi’ne ve Kayseri Milletvekilimize karşı sergilediği nezaketsiz ve sevimsiz tutum yakışıksız olduğu kadar mesnetsiz ve temelsizdir. Milliyetçi Hareket Partisi, 31 Mart 2024 tarihinde yapılan Pınarbaşı Belediye Başkanlığı seçimlerinde usulsüzlüklerin ve hukuksuzlukların olduğunu iddia etmiş, bu iddianın ispatıyla da seçimin tekrarı kararlaştırılmıştır. Kayseri Milletvekilimizin terör estirdiğini, küfürler eşliğinde önüne geleni tehdit ettiğini söyleyen CHP Genel Başkanı müfteriliğine yeni bir halka eklemiştir. Bu şahsın ağzından çıkacak sözler bunlar mı olmalıydı? Bir parti genel başkanı değerlendirmesini bu çerçevede mi yapmalıydı? Milliyetçi Hareket Partisi’nin herhangi bir milletvekili veya teşkilat mensubunu terörle ilişkilendirmek sadece ağır bir bühtan değil, aynı zamanda yumuşama pozları veren bir zatın edepsiz beyanatı ve eşik tanımayan hezeyanıdır.

BİR YANAĞIMIZA TOKAT ATANA DİĞERİNİ DÖNEMEYİZ: CHP Genel Başkanı, terör ve terörist görmek hususunda önüne geçemediği bir merak içindeyse bize değil, yanı başında vazo gibi tuttuğu, kol kola girdiği, emel ve hedef birlikteliği içinde olduğu DEM’li bölücülere bakması en doğru ve doğal tercih olacaktır. Bize küstahça üslup hatırlatması yapan bu şahsın, önce kendi ağzını yıkaması, diline hakim olması, hırs bürümüş gözüne bizi kestirmekten derhal dönüş yapması ikazen tavsiyemdir. Parti yöneticilerimizi ve milletvekillerimizi doğrudan hedef alan, yalan ve yanlışlarla dolu iddialarda bulunan CHP Genel Başkanı’nın yolu yol değildir, sözleri itibarlı ve isabetli değildir. Kendisi her şeyi yapacak, aklına her eseni söyleyecek, her filmin içinde başrole talip olacak, sonra da normalleşmeden ve yumuşamadan bahis açacak, diyorum ki, bu terazi o sıkleti çekmez, yumuşakça duruş Milliyetçi Hareket Partisi’yle bağdaşmaz, asla da yakışmaz. Bir yanağımıza tokat atana diğerini dönemeyiz. Ya aynısıyla cevap veririz ya da uzanan o eli kırıp atarız.

İÇİŞLERİ BAKANIMIZI VE MESAİ ARKADAŞLARINI YÜREKTEN KUTLUYORUM: 31 Mart 2024 tarihinde seçilmiş bir belediye başkanı düşününüz; PKK/KCK terör yapılanmasının üst düzey yöneticisi olarak görev alsın, Örgüt nam ve hesabına sözde sorgulamalar yapıp, sözde vergiler toplasın, Terörist cenazeleri ve benzeri eylemleri organize ederek halka katılımlarını sağlamak amacıyla baskı yapsın, Kepenk kapatmaya karşı çıkan esnafı PKK terör örgütü adına tehdit etsin, Küçük yaştaki çocukları kandırarak terörist sevk ve devşirme zincirinin tam göbeğinde yer alsın, Mehmetlerimize, polislerimize, korucularımıza ve sivil vatandaşlarımıza eylem amacıyla dağdan şehre inmiş hainleri evinde barındırsın, Kısaca özetlediğim bu belediye başkanı modeline bire bir uyan Hakkari Belediye Başkanı, hamd olsun görevden uzaklaştırılarak göz altına alınmış, Hakkari Valimiz Belediye Başkan Vekili olarak görevlendirilmiştir. İçişleri Bakanlığımız hukuk sınırları dahilinde devreye girmiş, Türkiye Cumhuriyeti’nin hükmü şahsiyetini, egemenlik haklarını amasız, fakatsız muhafaza etmiştir. Bu kapsamda İçişleri Bakanımızı ve mesai arkadaşlarını yürekten kutluyorum. Bir teröristin 31 Mart seçimlerinde aday gösterilmesi evvelemirde demokrasiye kast etmek, hukuku işlevsiz hale sokmak niyetiyle arkasından dolanmak, devlet ile yöre halkını karşı karşıya getirmenin hazırlığını yapmaktır. Silahlı terör örgütünü yönetmek, silahlı terör örgütüne üye olmak ve örgüt propagandası yapmak suçlarından Hakkari 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılaması süren ve hakkındaki kararın açıklanması an meselesi olan bir PKK’lının seçimlere katılması başlı başına skandaldır. Halkın iradesine ket vuran, hukuka kara çalmak için teşebbüs içinde olan bayraksızlar bellidir. Demokrasi ve özgürlük istismarıyla Türk ve Türkiye düşmanlığında söz kesen hainler bellidir. “Kayyuma karşıyız” sözleriyle, bölücü terör örgütüne açık veya gizli hizmet eden, destek veren kimlik ve kişilik yoksunları bellidir. Ama hepsinden daha belli ve daha bilinir olan da Türk devletinin ve Türk milletinin muktedir gücü, yılanın başını ezen demir yumruğudur. PKK’lı sözde Hakkâri Belediye Başkanı’nın kirli yakasından nasıl tutulmuşsa, inanıyorum ki, diğer kanun ve ahlak kaçkını sözde belediye başkanlarının ve milletvekillerinin de yakalarından öyle tutulacaktır.

BİZİM HANGİ KONUDA YUMUŞAK HUYLU OLMAMIZI BEKLİYORSUNUZ?: Şimdi, gerçek emellerini maskeleyerek normalleşme ve yumuşama sözlerini tedavüle sokan DEM’lenmiş CHP’ye sormak isterim; Bizim hangi konuda yumuşak huylu olmamızı bekliyorsunuz? Bölünme ve ayrılmada mı? Bin yıllık kardeşliğimizi bozmadı mı? Nasıl bir uzlaşma ve normalleşme vasatını kafanızdan geçiriyorsunuz? Devletimizin nasıl parçalanacağını mı, vatan topraklarımızın nasıl taksim edileceğini mi? Yumuşayarak ve normalleşerek hangi karara varacaksınız? Şehitlerimize nasıl ihanet edeceğinize mi? Gazilerimizi bir kez daha nasıl yaralayacağınıza mı?

ÜLKÜ OCAKLARI’NA SUÇ ÖRGÜTÜ GÖLGESİ DÜŞÜRMEK İÇİN KOLLARI SIVAYAN AJAN VE PROVOKATÖRLERİN SIRTININ SIVAZLANMASI TESADÜF DEĞİL: Yargıya intikal etmiş bir cinayet davasında partimizin ve Ülkü Ocakları’nın suçlanması, hatta dahilde ve hariçte Ülkü Ocakları’na suç örgütü gölgesi düşürmek için kolları sıvayan ajan ve provokatörlerin sırtının sıvazlanması tesadüf değildir. Hepsini biliyoruz, hepsini takip ediyoruz, verilmeyecek bir hesabımızın olmadığını cümle alemle paylaşıyoruz. Ancak özellikle altını çizmek isterim ki, 55 yıllık mazimizin damıtılan şuuruyla, devleşmiş mücadele ruhuyla dostumuzu da, düşmanımızı da tefrik edecek karakter hamdolsun bizde vardır, tetiktedir, teyakkuzdadır ve buradadır. Hesaplaşmaya hazırız, hesaplaşmadan kaçmayız, hesap soracak yüreğe ise sahip olduğumuzu hiç kimsenin yabana atmamasını bekliyor, aklından çıkarmamasını temenni ederiz. Başkaları için küçük, bizim için çok önemli bir ayrıntı da şudur: Hesaplaşacağız, ama helalleşmeyeceğiz. Bugüne kadar sessiz kalışımız Ülkücü katillerini unuttuğumuz anlamına asla gelmemelidir. Dün kanımızı dökenlerin bugün sözde mahkeme kurup Ülkücü müdafaasına tevessül etmeleri utanmazlığın sınır tanımadığına acıklı bir örnektir. Ülkücüyü, Ülkü Ocaklarıyla ayrıştırmanın, dahası terörle ilişkilendirmenin zillet ve kabus dolu düşünü kuranlar eninde sonunda mahcup ve mağlup olacaklardır. Bize hazırlanmış bir iddianameyle ilgili olmadık lafı edenler her şeyden önce ellerine ve vicdanlarına bulaşmış Ülkücü kanlarını temizleyecek edep ve onuru gösterebilmelidir. Bizim hiç kimseden öğrenecek veya duyacak bir şeyimiz yoktur. İlk silahı çekenlerin, ilk mermiyi atanların, Türkiye’yi Marksist-Leninist uçuruma itmek için her ilkelliği tatbik edenlerin binlerce dava arkadaşımızın kanına girdiğini yaşayarak biliyoruz ve onlarla, onların izinden yürüyenlerle her seviyede hesaplaşmaya hazır olduğumuzu üstüne basa basa açıklıyoruz.
Hesaplaşma teklifimizi yineliyorum. Hatta hodri meydan diyorum. Hasbelkader bir ara partimizde yer alsa da, şimdilerde neyin hesabı, ne hesaplaşması diyerek ileri geri konuşan çürüklerin vakti saati geldiğinde ipliğini pazara çıkarmak, ne kadar ahlaksız olduklarını deşifre etmek davamıza vefa borcumuzdur. Kurdun boynuna tasma geçmez, geçerse itin boynuna geçer. Aramızda açık hesap olanlar sanmasınlar ki kapandı defterler, tek tek yazdık her birini bir sayfaya, günü geldiğinde iyi ya da kötü muhakkak ödenecek bedeller. Elbette dili başka kalbi başka; gecesi başka gündüzü bambaşka olan densiz ve dengesiz zihniyetlere benzemedik, benzeyemeyiz. İşbirlikçi ve iradesiz siyasetçiler gibi olmayız, olamayız. Türkiye’mizi yaşasın ile kahrolsun nidaları arasına sıkıştıramayız.

İSRAİL ÜZERİNDEKİ BASKI DAHA DA ARTMALI: Filistin’i tanıyan ülke sayısının 147’ye ulaşması umut ve memnuniyet vericidir. Bu sayı hızla yükselmeli, İsrail’in işlediği soykırım suçu en başta küresel vicdanda mahkum ve telin edilmelidir. ABD Başkanı’nın 31 Mayıs 2024 tarihinde açıkladığı 3 aşamalı kalıcı ateşkes planı ve buna Hamas’ın olumlu bakması müspet bir gelişmedir. Ne var ki, İsrail yönetiminden çatlak sesler yükselmektedir. Biden’ın “savaşın bitme vakti geldi” mesajının gerçeğe dönmesi ertelenemez bir mecburiyettir. İsrail Başbakanı caniyahunun 1 Haziran 2024 tarihinde Hamas’ın yok edilene kadar Gazze’de kalıcı ateşkesin olmayacağını ileri sürmesi katliamların süreceği yönündeki şüphe ve kaygıları maalesef kamçılamıştır. Gazze’de sadece açlıktan ölen çocuk sayısı 37’ye çıkmıştır. Hiçbir insani değer ve mirasın kabul etmeyeceği bir trajedi Gazze Şeridi’nde hüküm sürmektedir. ABD’nin, Birleşmiş Milletlerin ve İslam ülkelerinin İsrail üzerindeki baskılarını daha da artırması geldiğimiz bu aşamada adalet ve insanlık görevidir.

(HABER MERKEZİ)