Bahçeli'den Öcalan çağrısı: Terörün bittiğini söylesin, umut hakkından faydalansın

Bahçeli, "Terörün tamamen bittiğini, örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayeti gösterirse umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılmasının önü ardına kadar açılsın" dedi.

Abone ol

DUVAR - MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalar yaptı.

Konuşmasına "Bugün kitabın ortasından ve hiçbir yoruma ihtiyaç bırakmayacak nitelikte konuşacağım" diyerek başlayan Bahçeli, çözüm süreci konusunda Abdullah Öcalan hakkında geçen hafta yaptığı çağrıyı bir adım daha ileri taşıyarak "Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin, TBMM'de DEM Grup Toplantısı'nda konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın" dedi. Bahçeli, Öcalan'ın durumu hakkında yasal çözümü de işaret ederek "Bu dirayeti gösterirse umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılmasının önü de ardına kadar açılsın. Adres İmralı'dan DEM'e uzansın" diye konuştu. 

Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle: 

KİTABIN ORTASINDAN KONUŞACAĞIM: "Bugün kitabın ortasından ve hiçbir yoruma ihtiyaç bırakmayacak nitelikte konuşacağım. Mevcut gerçeklere dayanarak muazzez milletimizin ayak bağlarını kalıcı olarak çözmenin belki de ilk adımını atmış olacağım. Türkiye'nin çözemeyeceği, üstesinden gelemeyeceği hiçbir sorunu yoktur. Yeter ki isteyelim, yeter ki diyelim. 

EKONOMİ: Türkiye'nin çözemeyeceği, üstesinden gelemeyeceği bir sorun yoktur. Türkiye ekonomisi çok şükür şiddetli fırtınayı atlatmıştır. Milli gelirimiz 1.1 trilyon dolar sınırını aşmıştır. Battık diyenlerin yüzünü kızartmış hepsine mahcubiyet yaşatmıştır. Türkiye ekonomisi eski teorik şemalara sığmayan bir özellikle sürekli ilerleme ve gelişme halindedir. İşsizlik oranının gerilemesi umutları tazelemiş, spekülasyon yapanların hevesini kursağında bırakmıştır. Dünyada sular durulmazken Türkiye'nin azimli politikalarla ortaya çıkması siyasi istikrarı pekiştirmiştir. Bunun yanında gelir dağılım eşitsizliği canımızı sıkan bir durumdur. Enflasyonla mücadele kesintisiz sürüyor. Enflasyonun tek hanelere gerileyeceğine inancım tamdır. Bu hedefleri gerçekleştirmek siyasi ve insani şeref borcumuzdur. Başaracağız. Cumhur İttifakı olarak hayat pahalılığını bitireceğiz, enflasyon canavarının boğazına urganı geçireceğiz. Muhalefetin çizdiği karamsar tabloları başlarına külah diye geçireceğiz. Enflasyonla mücadele kesintisiz sürmekte ve desteğimiz tamdır. Tek hanelere ineceğine inancım tamdır. MHP olarak yol haritamızı çizmiştik. Elimizden gelen her katkıyı vermeye her çalışmayı yapmaya varız. Bilinmelidir ki Cumhurbaşkanlığı kabinemizin yanındayız, ekonomi yönetimine güveniyoruz. Doğru yolda olduklarını, doğru politikalar ile Türkiye yoluna konulan takozları teker teker kaldırdıklarını görüyoruz. Döviz kuru, faiz ve enflasyon kuşatmasını güç birliği yaparak kıracağız. Ekmeği büyüteceğiz. Dar ve orta gelirli insanlarımızı asla yalnız bırakmayacağız. Her vatandaşımızdan bir bahaneyle 750 lira almak yerine, tüm vatandaşlarımıza artan zenginlikten pay veren bir Türkiye’ye ulaşmak hayal değil, ulaşılacak bir hedeftir.

ÖLDÜRÜLEN ÇOCUKLAR: Diyarbakır'da Narin, Tekirdağ'da Sıla, İstanbul'da İkbal ve Ayşenur gadre uğramışlardır. Böylesi sapıklar her milletin ortak sorunudur. İnsan eşrefi mahlukattır, yaratılanların en şereflisidir. Bebeklere, çocuklara, kadınlara kast edenler esfeli safilindir. SGK'dan 8 bin TL alabilmek için pasif ötanaziye başvurarak cinayet işleyen yaratıklar insanlığın yüz karasıdır. Yenidoğan çetesi değil, ölüm ve soygun çetesi denebilir. Konuşmalarının gün yüzüne çıkmasından sonra şöyle düşündüm bir insan daha ne kadar küçülebilir. Bunlara verilebilecek hangi ceza fırın gibi vicdanları soğutabilir,

27 Mart 2023'te CİMER'e yapılan bir başvuru ile başlayan soruşturmanın yeniden gündeme oturması geçiştirilecek bir konu değildir. Düğmeye basılmışçasına cinayetleri furyasının seriye bağlanması, toplumsal infialin kışkırtılması başka tertibin ikmalini akla getirmektedir. Suçlunun yakasından tutulması en haklı taleptir. Bu cinayetler aylar öncesinde gündeme gelmiş ama bugünkü gibi konuşulup tartışılmamıştır. Sağlık Bakanlığı zamanında davaya müdahil olmuştur. Savsaklama söz konusu değildir. Sağlık Bakanının istifasını istemek nasıl bir mantıktır, nasıl bir siyasi hesabın sonucudur. Siyasete malzeme yapmak art niyetlilik değil midir? Bakanın istifasını isteyenlerin işi gücü nifaktır. Bakanımızın sergilediği dürüst, ilkeli duruşundan ötürü tebrik ediyorum. Bebek katillerinin en ağır şekilde cezalandırılmalarını bekliyor, MHP'yi karalayan şerefsiz bir suçlunun tehditleri karşısında üstlendiği görevin itibarını koruyan Cumhuriyet Savcımız Yavuz Engin'i kutluyor, tertemiz alnından öpüyor, Allah sayılarını artırsın diyorum. Kurt inine giren çakalın akıbeti parçalanmaktır.

İSRAİL SALDIRILARI: Hamas lideri Haniye'den sonra Yahya Sinvar'ı da katletti. 2 gün önce İsrail vandallığı aralarında kadın ve çocukları da bulunduğu 87 kişiyi öldürdü. Lübnan can çekişirken kanı dökülen masum sivil halktır. Cumhurbaşkanımızın Lübnan'daki Türkmen kardeşlerimize kapılarımızın açık olduğunu açıklaması soydaşlık hukukunun takdir edilecek tezahürüdür. 'Yeni göç dalgası geliyor' diyerek yaygara koparanların, Türk'ün Türk'ten başka dostu olmayacağını bilmemelerini elbette biliyoruz. Ancak empati yapmalarını, vicdanlı davranmalarını beklemenin de en doğal hakkımız olduğunu düşünüyoruz. Türk, Türk'e candır, yardır, yurttur, yuvadır, sonuna kadar emanettir.

SEÇİMLER ZAMANINDA YAPILACAK: Kaos ve krizlerin kökleştiği bir dönemde Anadolu güven barış ve istikrar coğrafyası olmalıdır. Güneyimiz yanarken Kuzeyimiz toz duman içindedir, batımızda karanlık oyunlar planlanıyor. Objektif yorumları kendisinden duymak istediğimiz bir siyaset bilimci, güven bunalımının kök saldığını, tek çözümün erken seçim olduğunu zırvalayarak bunca sorun ortasında iç işgal cephesine hizmetkarlık yapmaktan utanmamıştır. Türkiye'de güven bunalımı yoktur. Bunayan bulaşık tipler vardır. Seçimler zamanında yapılacaktır, herkes siyasi hesabını buna göre yapmalı. 

KABOĞLU'NA ANAYASANIN İLK 4 MADDESİ CEVABI:  (İstanbul Barosu Başkanı Kaboğlu'nun ilk 4 madde açıklaması) Cahile meydanı boş bırakırsan ayaklar, kendini baş oldum sanır. Baş olan ayaklar tek dursun, akıllı olsun, ayranımızı kabartmasın, asabımızı bozmasın, milletin sabrını yanlışa yormasın, bayramlık ağzını da daha fazla açtırmasın. Yapılan hiçbir kötülük, kimsenin yanına kalmaz. 

İçi dışı fitne fesat kumkumasına dönen bu zatın Anayasa'nın ilk 4 maddesine olumlu ve ya olumsuz nasıl dokunulacağını açıklaması, böyle bir teşebbüs halinde nelerin yaşanıp yaşanmayacağını akıl, izan ve kokuşmuş ideolojik süzgecinden geçirmesi hasseten ikaz ve tavsiyemizdir. Cahile meydanı bırakırsan ayaklar baş oldum sanır. Baş oldum sanan ayaklar akıllı olsun, asabımızı bozmasın.

FETHULLAH GÜLEN'İN ÖLÜMÜ: Uyarıyorum ayranımızı kabartmasın, bayramlık ağzımızı daha fazla açtırmasın. Yapılan hiçbir ihanet kimsenin yanına kalmaz yarına da bırakılmaz. Fetö'nün de yanına kalmadı. Dileğin cehennemde ebediyen yanmasıdır. Bu teröristin Türkiye'de gömüleceği toprak yoktur. Nerede Türkiye düşmanlığı yapmışsa orada çürüyüp gitmelidir. Kulun hesabı varsa Allah'ın da hesabı vardır.

ÇÖZÜM SÜRECİ: DEM'e uzattığım el günlerdir konuşuluyor, tartışılıyor. Dedikodu borsası rekorlar kırıyor. Birileri yine rahat durmuyor, samanlıkta iğne arayışına kalkışıyor. Yeni çözüm süreci iddiaları malumlarınız olacağı üzere gündeme geldi. Türkiye'nin yeni bir çözüm sürecine değil, ortak aklı çalıştırmaya, dış dayatmalara kapalı durmaya ihtiyacı vardır. Türkiye'nin sorunu Kürtler değil, bölücü terör örgütüdür. Tek tek Kürt kardeşlerimin sorununu çözmek mecburidir ama kolektif kimlik ve etnik temelde çözüme atıf yapmak vahim bir tehlikedir. Kürt sorunu var demek, Kürtleri sorun gören sahte yüzlerin, yıkım bekleyenlerin ortak propagandasıdır. Türkiye Devleti, asimilasyon politikasına hiçbir zaman teşne olmamıştır. Kürt sorunu vardır demek ,Kürtleri sorun gören sahte yüzlerin sözleridir. Terör başka siyaset başkadır. Silah dışlanmadan Türk vatandaşları layık olduğu insanlık seviyesine ulaşamayacaktır. Hiçbir taviz geri adım teröristi tatmin etmeyecektir. Terörün silahsız çözümü yoktur. Terör örgütünün taleplerini kabul etmek ona boyun eğmek değildir. Bölücü terör örgütü PKK'nın silahlı eylemleri başarısızlığa mahkumdur. Türkiye teröre müsamaha göstermeyecektir. Demokratik reformların yapılması akla en yakın gerçektir. 6 Haziran 2011'de Diyarbakır mitinginde demiştim ki, Brüksel'dekiler sizi benden daha iyi tanıyamaz. Bütün teröristlerin silahlarıyla dağdan inip teslim olması, cezalarını çekmeleri tek çıkıştır. Ne ABD ne AB ne Irak ne Suriye ne de bir başka ülkeyle birlikte Kürt kardeşlerimizin sözcüsü olması imkansızdır. TBMM'de her meselenin ele alınıp milli akılla çözümü mümkün ve mecburidir. Terörsüz bir siyaset hususunda herkes ittifak halindeyse değil, elimizi gövdemizi taşın altına koymaya hazırız.

ÖCALAN DEM GRUP TOPLANTISINDA KONUŞSUN: 'Türkiye'ye getirilirken her türlü hizmete hazırım diyen terörist başı buyursun, terörün bittiğini, örgütün tasfiye edildiğini tek taraflı ilan etsin' demiştim. Bu çağrımın iç yüzünü anlamayan ve saptırmaya çalışanlar fazladır. Türkiye Yüzyılında terörü sıfırlamak amacına matuf ikinci hüküm cümlem şöyledir: Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin, TBMM'de DEM Grup Toplantısı'nda konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayeti gösterirse umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılmasının önü de ardına kadar açılsın. Adres İmralı'dan DEM'e uzansın. Hodri meydan buna var mısınız?

CHP Genel Başkanı istediği kadar sağa sola gitsin, orayı burayı ziyaret etsin... Bu eli tutan tutar tutmayan yumruklaşmış olur." 

'UMUT HAKKI' NEDİR?

Umut hakkı, hapis cezasına mahkum edilenlerin kanunla belirlenen sürelerde iyi halinden dolayı koşullu salıverilmesinin mümkün olup olmadığının değerlendirilmesine denir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2014 yılında Abdullah Öcalan'ın şartlı salıverilme hakkında sahip olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmesine (umut hakkı) dair "ihlal" kararı vermişti. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi de, 17-19 Eylül arasında yaptığı toplantıda, AİHM’in ihlal kararını görüşerek, Türkiye’ye gerekli önlemlerin geciktirilmeden alınmasını aksi halde Eylül 2025'teki toplantıda ara karar hazırlanacağı uyarısında bulundu. 

(HABER MERKEZİ)