Bahçeli'den 'Oğan'a saldıran ülkücü değil' iması
MHP, grup toplantısını yaptı. Grup toplantısında konuşan MHP Başkanı Devlet Bahçeli, Almanya'ya 'Yolun yol değil' dedi. Sinan Oğan'a saldırıya ilişkin konuşan Bahçeli "Ülkücü hiçbir şeyi yarım bırakmaz" yorumunu yaptı.
DUVAR - MHP grup toplantısını gerçekleştirdi. MHP Başkanı Devlet Bahçeli konuşmasına 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'ne değinerek başladı. Bahçeli 'Kadına kalkan eller kırılsın' dedi. Almanya ile yaşanan gerilime değinen Bahçeli 'Almanya'nın yolu yol değildir. Türk hükümeti yalnız değildir. Yeri gelirse kendi söküğümüzü kendimiz dikeriz' diye konuştu.
Toplantıdan sonra soruları yanıtlayan Bahçeli 'Erdoğan, Avrupa'ya gidecekse onu yalnız bırakmam' dedi. MHP Genel Başkanı Bahçeli, Sinan Oğan'a yapılan saldırı için de ilk kez konuştu. Bahçeli, "Bunun neresini değerlendireyim. Bir kişi kürsüyü yıkıyor kimseye bir şey olmuyor. Ülkücü hiçbir şeyi yarım bırakmaz" dedi. Bahçeli, referandum için şunları söyledi: "Bazı kokuşmuşlar diyor ki 16 Nisan’dan sonra MHP bitecek. Bre densizler bunları size kim öğretiyor. Bu, utanmalarını kaybetmiş zübüdükzadelerin canı böyle istiyor gönüllerinden bu geçiyor. MHP fani bedenlere değil ilelebet yaşayacak Türklüğün ana ve atar damarıdır."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin ardından Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Almanya'daki toplantılarına izin verilmemesine ilişkin olarak "Nedir bu sözde gelişmiş ülkelerden çektiğimiz. Müslüman Türk'e karşı olan nefret salgınını neye yoralım. Hala mı Haçlılar devrede? Almanya neden rahatsız olmuştur? Türkiye Cumhuriyeti'nin bakan ve milletvekillerinin konuşmaları hangi gerekçeye dayanarak engellenmiştir? Alman bakanlar, AKP'li vekil ve bakanların konuşmasını engelliyorsa biz bunu Türk düşmanlığı sayar, Kandil'in yetkilerinin Berlin'e devredildiğini söyleriz" diye konuştu.
Partisinin grup toplantısında konuşan Devlet Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları şöyle:
BENLİĞİMİZ ERKEKLİKLE KADINLIK ARASINDA KALDI: Toplumsal benliğimiz ne yazık ki kışkırtılmış erkeklikle bastırılmış kadınlık arasında kalmıştır. Eğer kadına şiddet varsa medenilik ya yok, ya da tartışmalıdır. Kadın cinayetlere maruz kalıyorsa, ilkel dürtüler, toplumsal huzuru iliklerine kadar sömürüyor demektir. Şiddet sükun ederken kadınların feryadı insanlığın utanç çığlığıdır. Ülkemiz tarafından imzalanan ve onaylanan, 1 Ağustos 2014 tarihinden itibaren yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi'ne göre, kadına şiddet insan hakları ihlalidir. Diyoruz ki; kadına şiddet dursun, aileler huzurla buluşsun. Kadına uzanan eller kırılsın, adalet yerini bulsun.
TÜRKİYE KAYNARSA, BERLİN YANACAKTIR: Beka oyuncak değildir. Oyun değildir. Şaka değildir. Şarlatanların lütfuna, tesadüflerin akıntısına asla bırakılamayacaktır. İşte, bu sebeple, işte bundan dolayı 16 Nisan'da Türklüğün bekası için "Evet" diyeceğiz. Şöyle bir etrafınıza bakınız, komşu coğrafyalar devrilmekte, küresel cinayet şebekesi kanlı operasyonlarını taşeronların eliyle icra ediyorlar. Etnik ve mezhep volkanında birbirine kırdırılmaktadır. Senaryo başarısızdır, hedef alçaktır. Türkiye direndi, milli birlik ruhuyla tuzakları göğüslediği için saldırıların yöntemleri farklılaşmaktadır. Türk milleti kenetlenmiş halde bütün haysiyetsiz akınları bozguna uğratmaya muktedirdir. Tarihte, bugünden daha kötü günler yaşadık. Daha çileli günleri mücadelemizi diri tutarak aştık. Türkiye kaynarsa Berlin yanacaktır. Türkiye kaybederse Londra kaosa yatacaktır. Batı başkentlerinde yıllarca terör örgütleri barınabildi. Terörizm Almanya'da takdir edildi. Nedir bu sözde gelişmiş ülkelerden çektiğimiz. Müslüman Türk'e karşı olan nefret salgınını neye yoralım. Hala mı Haçlılar devrede? Geçen haftadan bu tarafa Almanya, Hollanda ve Avusturya'dan hazımsızlığın daniskası demek olan Türkiye aleyhtarı kararlar birbirini izlemektedir. Avrupa'nın fikir ve tercihlerini yansıtması en doğal hakkıdır. Mesela Almanya'da yaşayan vatandaşlarımızı referandumla ilgili bilgilendirmek siyasi partilerin olması gereken faaliyetlerindendir. Almanya neden rahatsız olmuştur? Türkiye Cumhuriyeti'nin bakan ve milletvekillerinin konuşmaları hangi gerekçeye dayanarak engellenmiştir? Alman bakanlar, AKP'li vekil ve bakanların konuşmasını engelliyorsa biz bunu Türk düşmanlığı sayar, Kandil'in yetkilerinin Berlin'e devredildiğini söyleriz. Adalet Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı'nın vatandaşımızla buluşmasını kösteklemenin başka bir izahı olamayacaktır. Almanya, "Hayır" cephesinde yerini almıştır da bizim mi haberimiz olmamıştır? Almanya örtülü faaliyetler içerisindedir. PKK ile yatıp, FETÖ ile kalkmaktadır. Koynunda mehmetçik katillerini barındıranlar, maskeli vandallardır. Avrupa dinde Hristiyan, hukukta Roma'ya kökten bağlıdır. Bu nedenle Müslüman Türklere asırlardır kötü bakmakta, parçalamak için fırsat kollamaktadır.
ALMANYA KENDİNİ BİLECEK: Almanya'nın yolu yol değildir. Acilen dönmelidir. Bu söz, Türkiye'ye şaşı bakan diğer ülkeler için de geçerlidir. Bizim gurbet ellerde vatandaşlarımız vardır, vatanları için söyleyecekleri vardır. Buna mani olmak, demokrasi ve hukuku yok saymaktır. Buna hoşgörüyle yaklaşmamız akla ve mantığa aykırıdır. Kardeşlerimizin gelişmelerden rahatsız oldukları açıktır. Türk kardeşlerimiz umuyorum ki Alman siyasetine dahil olacaklar, tepki ve eleştirilerini göstereceklerdir. Tüm dünya aklında tutsun, Türk milleti birdir. Türkiye düşmanca tutum ve davranışlara karşı tek yürek, tek sestir. Türk devleti, Türk hükümeti yalnız değildir. 80 milyon Türk vatandaşı, yabancı ülkelerde iftiharımız olan kardeşlerimizle birlikte Türkiye'nin hakkını, hukukunu savunacak azimdedir. Almanya Başbakanı yanlıştan dönüş yaparak, gerilimi artıracak eylem ve davranışlardan kaçınmalıdır. Yolu bulunamayacaksa Almanya kendi bilecek, kendi düşen ağlamayacaktır. Yeri gelirse kendi yolumuzu kendimiz çizer, kendi söküğümüzü kendimiz dikeriz.