Bajar: Kürt sanatına, kültürüne herkesin vicdani borcu var
Müzik grubu Bajar 14 Aralık’ta Youtube üzerinden 25 dakikalık müzik videosu paylaştı. ‘İstanbul'da Canlı / Zîndî Li Stenbolê’ adlı video kliplerinde çatı konseri yapan grup, pandemi sürecinde sesleriyle dinleyicilerinde dayanışma ruhunu yeşertmeyi hedefliyor.
Rojda Oğuz
DUVAR- Bajar’ın Youtube üzerinden yayınladığı 25 dakikalık videolarının tanıtım metinlerinde ‘Ku bajar dibeze berve debarê û xenîmetê (Geçime ganimete koşarken şehir)’ yazıyor. Bajar da dengbejlerdeki hikaye anlatıcılığı gibi kendisini şehrin hikayesini anlatan bir yerde görüyor. Pandemi süreci, Kürtçe müzik yapmanın zorlukları ve yeni çalışmalarını grubun solisti Vedat Yıldırım ile konuştuk.
‘MÜZİK SADECE BİR IRKA AİT DEĞİLDİR’
‘Bajar Kürt müziği mi yapıyor yoksa Kürtçe müzik mi?’ sorusuna Yıldırım, meselenin tarihsel bir yanının olduğuna dikkat çekerek "Sadece Kürtlerin müziği, Kürtlere ait öğeleri taşıyan müzik demek zor. Hiçbir kültür kendi başına var olmaz. Özellikle Mezopotamya gibi yerde o kadar çok halk ve kültür yaşamış, göçler ve büyük istilalar yaşanmışken. Özellikle günümüzde biri ‘Ben saf Kürt müziği’ yapıyorum derse çok doğru olmaz. Mesela bizim Kardeş Türküler ya da Bajar'daki şarkılara baktığımızda Kerwane şarkısı var, Kürtçedir. Kendi aramızda konuştuğumuzda Kürtçe müziktir o. Ana müziğin kendisi tümüyle Kürtlerin kültürel öğelerinden mi yola çıkmış? Hayır. Birçok etki taşıyor. Bir yerlerde alevi deyişi havası yakalayabilirsiniz final bölümü daha uhrevidir, mistiktir, kimi zaman belki ilahi havaları duyabilirsiniz” şeklinde cevap verdi.
‘NEREDEYSE KÜRTÇE MÜZİK YAPILAMAZ DURUMA GELDİ’
Pandeminin bütün sanat ve müzik camiasını etkilediğini, ama pandemiden önceki süreçte de Kürt sanatçıların imkanlarının kısıtlı olduğunu ve kayyımlardan ötürü bir çok festivalin iptal olduğunu söyleyen Yıldırım, “Neredeyse Kürtçe müzik yapılamaz duruma geldi bölgede. Birçok mekânda ya kısmen Kürtçe müziğe yer veriliyor ya da hiç izin verilmiyor. Olanaklar bu noktada çok az. Bunun üstüne bir de sektörleşmemiş bir Kürt müziğinden söz edebiliriz. Bir dönem tam sektörleşirken Türkiye'deki baskılardan dolayı süreç sekteye uğradı. Herkes kendi başının çaresine bakmaya çalışıyor. Belli dayanışma ağları oluşturulmaya çalışılıyor. Sosyal medyada alternatif kültür merkezleri ile birlikte bir takım etkinlikler yapmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
‘GELENEKSEL KÜRT MÜZİĞİNİN DAMARLARI KESİLDİ’
Köy boşaltmalarından ötürü zorunlu göçlerin Kürt müziğine olan etkisini, “Geleneksel müziğin yerinde üretimi çok büyük sekteye uğradı” sözleriyle anlatıyor anlatan Yıldırım, inşaatta çalışan bir gencin bir Dengbej edasında seslendirdiği klamlarla bu geleneğin hala yaşadığını söyledi. Kürt müziğinin damarlarının kesildiğini belirten Yıldırım, “Kendi suyumuzda kendince rahat rahat akıp coşan bir ırmağa dönüşemiyoruz. Çünkü sürekli bentler kuruluyor önümüze” dedi.
‘KÜRT SANATINA, KÜLTÜRÜNE HERKESİN VİCDANİ BORCU VAR’
Türkiye siyasetinde genel olarak Kürtlerin kültürel çalışmalarına karşı yanlı bir tutumun olduğunu söyleyen Yıldırım, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Kürtçeye yönelik adımları hakkında, “Kadir kıymet bilme namına Kürtçe Dil kursları açtılar. Belediyenin salonlarında Kürt müzisyenlere yer vermeye çalışıyorlar. Tabii ki iyi niyetli bir yaklaşım ama bu yetmiyor. Çünkü mesele kurslarla idare etmelerle olabilecek iş değil. 15 - 20 milyonluk bir halktan söz ediyoruz. Dil ve eğitim konusunda daha kurumsal bir yapılaşmaya ihtiyaç var” diyor. Asimilasyona maruz bırakılan Kürtlerin kültür sanat etkinliklerine sığ bakıldığını belirten Yıldırım, yapılan festivallere Kürtçe rock, jazz, protest müzik yapan müzisyenlerin davet edildiğini vurgulayarak, “Mesele sadece olayı ‘sistem sistem sistem’ diyerek değiştirmek değil, bu konuda herkesin Kürtçe müziğe vicdani anlamda borcu vardır” dedi.
Son dönem çalışmalarında daha çok film müziklerine yoğunlaşan grup, geçtiğimiz yıl Bahman Ghobadi'nin Türkiye'de Çektiği filmin müziklerini yapmış. Bu müzikler soundtrack olarak da yayınlanacak. Ayrıca yönetmenliğini Haşim Aydemir'in yaptığı Diyarbakır Qırık'larını anlatan bir filmin müziklerini yapıyorlar. Bunların dışında sözü Hatayi'ye müziği Ali Toza Albayrak'a ait olan Muhabbet Bağında adlı eseri yeniden düzenlemişler. ‘İstanbul'da Canlı' adlı video kliplerinde yer alan eserleri dijital platformlarda da yer alacak.