Bakan Özer'den 'mülakat' yanıtı: Burası hukuk devleti

Bakan Özer'den, CHP liderine 'mülakat' yanıtı: Burası hukuk devleti. 7 Ocak'a kadar itiraz süreci var. İtirazı reddedilen mahkemeye başvurabilir. Tüm kanallar açık. Yani Kılıçdaroğlu'na kalmaz.

Abone ol

DUVAR- Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer CNN Türk yayınına katıldı, gündemi değerlendirip eleeştirileri yanıtladı.

Türkiye genelindeki 850 bin sınıftan bugün itibarıyla 3 bin 451'nde Covid-19 veya yakın temas nedeniyle yüz yüze eğitime ara verildiği bilgisini veren Özer, şu an için alarm verilecek bir durumun olmadığını belirtip şunları sööyledi: "Süreci yakınen izliyoruz. Ve eğer belli bir eşiğe gelirse önlemlerimizi tekrar gözden geçirebiliriz. Sağlık Bakanlığı ile görüşürüz, Sağlık Bilim Kurulu ile tüm önlemleri tekrar gözden geçirebiliriz ama başlangıç noktasındayız. Okullar ilk açılması gereken, son kapatılması gereken yerlerdir ve bir kapatma yapılacaksa ilk başlanacak yer okul değildir." 

'YARI YIL TATİLİNİ ÖNE ÇEKMEK GİB BİR PLAN YOK'

Yarıyıl tatilinin bir hafta erkene çekilmesi ve uzatılması ihtimalinin bulunup bulunmadığının sorulması üzerine Bakan Özer şöyle devam etti: "Bu sık sık konuşuldu, şu an için gündemimizde yok. Şu an için yarıyıl tatilini bir hafta öne almak veya bir hafta sonuna ilave etmekle ilgili herhangi bir planlamamız yok. Sadece süreci yakından takip ediyoruz. Eğer gerekirse bu önlemi alabiliriz ama şu an için bizim bilimsel davranmamız gerekiyor. Yani verili bir şekilde konuşmanız gerekiyor. Verileri şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşmamız gerekiyor. Şu andaki elimizdeki veriler, yüz yüze eğitime ara vermeyi veya 1 hafta tatili öne getirmeyi gerektirmiyor."

'BİR KISIM CIMBIZLANARAK SERVİS EDİLDİ' 

Bakan Özer, Urfa ziyaretinde öğrencilerinin önünde bir okul müdürüne yönelik kullandığı "Siz ne biçim adamsınız" sözlerine ilişkin de şunları söyledi: "Açıklama kamera önünde yapılmadı, normal rutin bir konuşmanın içindeki bir kısım cımbızlanarak servis edildi. Okulda çok geniş bir alan olmasına rağmen öğrencilerin çamur ve toz toprağın içinde oynadıklarını gördüm. Biz oraya basketbol sahası, voleybol sahası yapabiliriz, rekreasyon olarak orayı çok güzel hale getirebiliriz. O cıvıl cıvıl öğrencileri, o çamurların içinde gördüğüm zaman üzüldüm, ben de kişisel olarak tepki verdim. Amacımız, ne okul müdürümüzü ne ilçe milli eğitim müdürümüzü ne de il milli eğitim müdürünü kırmak. Bizim kaynakla ilgili bir sıkıntımız yok. Biz gönderdiğimiz ücretin, kaynağın yerinde kullanılmasını ve bunun çok hızlı bir şekilde yapılmasını istiyoruz. Çünkü kaybedecek vaktimiz yok."

'ASLA BÖYLE BİR ŞEY YOK'

"CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile neden görüşmediniz?" sorusu üzerine  "Keşke bu süreçler hiç yaşanmasaydı" diyen Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, şöyle devam etti: "Eğitimin siyasi malzeme yapılmaması gerekiyor. Bakanlığa başladığımdan itibaren tüm paydaşlara benim kapılarım açık, yani bununla ilgili hiçbir şeyim yok. Yeter ki eğitimle ilgili gerçekten 'şunlar şunlar yapılmış ama şu yapılabilir' densin. 

Biz, kapılarımızı bir yere kapatmış değiliz. Bunun öncelikle tüm kamuoyu tarafından bilinmesi lazım. Zaten bizim 5 aylık icraatımıza baktığınız zaman tüm paydaşlarımızın görüşünü almak, yeter ki eğitimle ilgili söyleyecek söz olsun görmediğimiz bir şeyi bize göstersin ama öğretmen atamasındaki bu mülakatlarla ilgili bakan olarak benim hiçbir dahlimin olmadığı, mülakatlarla ilgili yok işte tarikatların listeleri üzerinden öğrencilerin puanları yükseltilmiş, asla ve kat'a böyle bir şeyin olmadığı, hiçbir dahlimizin olmadığı bir süreç içinde böyle bir siyaset yapılmasını doğru bulmuyorum.

'KILIÇDAROĞLU'NA KALMAZ' 

'KPSS puanına göre mülakatta artı 3 puan ve eksi 3 puan verilmesi ile ilgili Danıştay kararı var ve Milli Eğitim Bakanlığı, Danıştay kararına uymuyor' dendi. Biz de akşama kadar onu araştırdık. Gerçekten var da bizim mi haberimiz yok böyle bir Danıştay kararından. Çünkü Milli Eğitim Bakanlığı hukuk devletinin ilkelerine sıkı sıkıya bağlıdır ve uymak zorundadır ve bunun olmadığını gördük. Ertesi gün dedik ki, kamuoyu açıklaması yaptık ve Sayın Kılıçdaroğlu'nu Milli Eğitim Bakanlığının uymadığı Danıştay kararını açıklamaya davet ediyoruz dedik. Bir açıklama duydunuz mu 'Danıştay kararı vardır, buradadır' diye. Yok. Milli Eğitim Bakanlığı olarak Danıştaya yazı yazdık, artı 3, eksi 3 puan ile ilgili bir şey var mı? diye sorduk. Danıştaydan da böyle bir kararın olmadığı geldi. Şimdi düşünün bakalım. Söz konusu iddiaların odağında Danıştay kararına uyulmadığı var. Danıştay kararı yok ve bu sanki hiç söylenmemiş gibi yok davranılarak süreç devam ediyor. Burası hukuk devleti. 7 Ocak'a kadar itiraz süreci var. İtiraz sürecinde itiraz eden, itiraz reddedildiği zaman mahkemelere başvurabilir. Tüm kanalları açık. Yani Kılıçdaroğlu'na kalmaz. Bizim gençlerimiz bir haksızlığa uğradığına inanıyorsa tüm hukuki süreçleri takip eder, biz de hukukun almış olduğu kararları uygularız ama siyasetin bu konu üzerinden bir süreci araçsallaştırmasına ben şahsen, hakikaten yadırgadım yani keşke bu süreçler hiç yaşanmasaydı.

Bir gün öncesinde zaten 2022'nin yatırımlarıyla ilgili geç saatlere kadar çalıştık. Sayın Kılıçdaroğlu akşam vakitlerinde dedi ki, ben yarın saat 1'de gidiyorum. Randevu verilmedi ki, emrivakiyi biz bakanlık olarak kabul etmiyoruz. Böyle bir şey yok. Bakan olduğum zaman ana muhalefet partisi lideri hayırlı olsuna gelebilirdi. O zaman tavrımızı görürdü. Görüşmeyle ilgili bir talebi oldu da biz ret mi ettik? Öyle bir şey yok. Bir sürü parti temsilcisi geldi. CHP'den de milletvekilleri ile görüşüyorum. Beni ziyarete geliyorlar. Taleplerini iletiyorlar. Eğitimde bu konunun tartışılmasını, bunun eğitimle ilişkilendirilmesini ben Milli Eğitim camiası olarak kabul etmiyorum." (AA)