Bakan Şimşek: Ekonomide yeniden dengelenmeyi sağladık

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, TBMM'de konuştu: Gıdadan dayanıklı mallara birçok alanda enflasyonda hissedilebilir yavaşlama başladı. Enflasyonu kalıcı düşürebilmek için gerekli zemini oluşturduk.

Abone ol

DUVAR - Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TBMM'de yaptığı konuşmada "Ekonomide yeniden dengelenmeyi sağladık ve şoklara karşı dayanıklılığımızı artırdık" dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçelerinin görüşmeleri devam ediyor. Yürütme adına Genel Kurul'a hitap eden Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, 2023 yılından bu yana uygulanan orta Vadeli Plan'a (OVP) ilişkin bilgiler verdi.

"Makrofinansal istikrarı güçlendirdiklerini, ekonomide yeniden dengelenmeyi sağladıklarını ve şoklara karşı dayanıklılığı artırdıklarını" savunan Şimşek, cari açığın milli gelire oran olarak yüzde 5 buçuk civarından yüzde 1’in altına inmiş olmasının değerli olduğunu söyledi. Uluslararası rezervleri artırdıklarını belirten Şimşek, rezerv düşüklüğünü bir endişe kaynağı olmaktan çıkarttıklarını ifade etti.

Şimşek'in konuşmasından satır başları şöyle: 

REZERVLER ARTTI: Brüt rezervlerimiz 98,5 milyar dolardan 6 Aralık itibarıyla 159,4 milyar dolara çıktı. Swap hariç net rezervlerimiz yaklaşık 109 milyar dolar artışla 48,3 milyar dolara yükseldi. Burada argümanlardan bir tanesi bunun carry-trade üzerinden sağlandığı yönünde. Bu doğru değil. Bu artışın üçte 2’sinden fazlası uzun vadeli, makul maliyetli dış kaynak ve Türkiye’deki portföy tercihlerinden kaynaklandı. Dolayısıyla hepsine carry-trade dahi deseniz bunların rezerv artışındaki payı üçte 1 düzeyinin altındadır. Uluslararası tanıma göre rezerv yeterliliğini sağlamış durumdayız. Son 1,5 yılda ülke risk primimiz 450 baz puandan fazla düştü. Aynı dönemde gelişmekte olan ülkelerdeki risk primindeki düşüş bunun onda biridir. Program başarılı bir şekilde uygulanmıyorsa bir ülkenin risk primi kendisine benzer ülkelerden nasıl oluyor da aynı dönemde on kattan fazla düşüyor?

TÜRK LİRASINA GÜVENİ KAZANDIRDIK: Bu program öncesinde 10 yıl vadeli gösterge tahvilimizin maliyeti yüzde 10’un üzerindeyken bugün, yüzde 7 civarına düşmüştür. Yani Türkiye’nin dış kaynak maliyeti yüzde 30 düşmüştür. Reel sektör ve bankalarımız çok daha uygun koşullarda finansmana erişiyor. En önemlisi Türk lirasına güveni kazandırdık. Program öncesi yüzde 36 seviyesine düşen TL mevduatın toplam içindeki payı yüzde 57’yi aşmış durumda. 

KKM DÜŞÜYOR: Tam 68 haftadır kesintisiz bir şekilde KKM düşüyor. KKM stokunda geçen sene zirve 3,4 trilyon liraydı. Bugün itibarıyla 1,2 trilyon liranın altına düşmüş durumda. 2024 yılında mevduat faizi ortalama yüzde 54,6 ama kur artışı bunun yarısı bile değil. 2024 yılında devam eden KKM hesaplarından herhangi bir zarar söz konusu değildir.

DEPREM HARCAMALARI: Tabii ki programın bir unsuru da mali disiplini güçlü bir şekilde yeniden tesis etmektir. Deprem harcamalarını kontrol altına aldık ve düşürmeye başladık. Depremin yaralarını sarmak için bütün imkanlarımızı seferber ediyoruz. 2023 ve 2024 yıllarında bugünkü fiyatlarla deprem yaralarını sarmak için 2,6 trilyon lira para harcadık. Bugünkü kurla 75 milyar dolar. Bütçe dengelerini bu çerçevede tabi ki değerlendirmek lazım. Aldığımız harcama ve gelir tedbirleriyle 2023 bütçe açığını milli gelire oran olarak yüzde 5,2’de tuttuk. Bütçe açığının milli gelire oranını bu sene yüzde 4,9’a, 2025 yılındaysa yüzde 3,1’e indirmeyi hedefliyoruz. Finansman ihtiyacının azalmasıyla borç ve faiz yükü artışını da bundan sonra sınırlayacağız.

KÜRESEL KOŞULLAR ELVERİŞLİ HALE GELDİ: Tüm bu kazanımlar sayesinde makro temellerimizi sağlamlaştırdık. Böylece programımızın iki önemli hedefi için gerekli zemini oluşturduk. Birincisi, fiyat istikrarına ulaşmaktır. İkincisi, bütün bu kazanımları kalıcı hale getirmek için ülkemizin yapısal dönüşümünü hızlandırmaktır. Küresel koşullar, programın başında zorluydu çünkü geçen sene küresel faizler yüksekti, küresel ticaret artışındaki artış zayıftı ve ticaret ortaklarımızın büyümesi oldukça düşüktü. Ancak 2025 yılında küresel koşullar program açısında çok daha elverişli hale geldi çünkü 2025’te ticaret ortaklarımızın büyüme performansının iyileşmesi bekleniyor.

Bu yıl faiz indirimlerine başlayan gelişmiş ve gelişmekte olan ülke merkez bankalarının önümüzdeki dönemde de indirimleri devam etmesi, yani küresel finansal koşulların daha elverişli olması bekleniyor. Emtia fiyatlarının düşük seyredeceği tahmin ediliyor. Bütün bunlar program açısından olumlu.

GEREKLİ ZEMİNİ OLUŞTURDUK: Sürdürülebilir, yüksek ve kapsayıcı büyümenin ön koşulu fiyat istikrarıdır. Tek hane, düşük enflasyondur. Yüksek enflasyon nedeniyle bozulan gelir dağılımını ancak fiyat istikrarıyla düzeltebiliriz. Uyguladığımız politikalar sayesinde kasım ayında yıllık enflasyon 2022 ve 2023 sonuna göre yaklaşık 18 puan düşmüştür. Bu yılın mayıs ayındaki zirve seviyesine göre de 28 puan gerilemiştir. Dezenflasyona yönelik politikalara daha geç tepki veren ve geriye dönük fiyatlamanın olduğu hizmetlerde enflasyon yüksek seyretmektedir. Mallarda ve temel mallarda yıllık enflasyon sırasıyla; yüzde 39 ve yüzde 29 seviyesine inmiştir. Gıdadan dayanıklı mallara, eğitimden ulaştırmaya birçok alanda enflasyonda hissedilebilir bir yavaşlama başladı, 2025’te devam edecektir. Enflasyonu kalıcı olarak düşürebilmek için gerekli zemini oluşturduk.

ÇOK KAZANANADAN ÇOK, AZ KAZAKNANDAN AZ VERGİ: Amacımız tabi ki vergi adaletinin güçlendirilmesi. Amacımız çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi almaktır. Asgari ücrete kadar tüm ücretlerden vergi almıyoruz. Gelir vergisi tarifemizi artan oranlı uyguluyoruz. Çok kazanandan çok, az kazanandan az alıyoruz. Hükümetlerimiz döneminde en üst dilimdeki vergi oranını yüzde 35’ten yüzde 40’a çıkarttık. En alt dilimdeki vergi oranınıysa yüzde 22’den yüzde 15’e indirdik. Böylece dar gelirli vatandaşlarımızın vergi yükünü hafiflettik. Çiftçilerimizi desteklemek için yem ve gübrede KDV’yi kaldırdık. Bu düzenlemenin 2025 yılı maliyeti 114,5 milyar lira, çiftçimize helal olsun. Gıda ürünlerin tamamında ve sosyal konutta KDV’yi yüzde 1’e indirdik. Bu düzenlemelerin maliyeti 322 milyar lira.

ASGARİ ÜCRETTEN VERGİ: Vergi harcamalarının sadece sermaye kesimine sağlandığı yönündeki iddialar da gerçeği yansıtmıyor. Asgari ücretten vergi almamamızın 2025 yılındaki maliyeti tam 853 milyar lira. Bütün vergi harcamalarının neredeyse üçte biri. AR-GE faaliyetleri ve istihdam sağlayacak yatırımlar için 683 milyar lira vergi harcaması öngörüyoruz. Yatırımları desteklemeyelim mi?"

(ANKA HABER AJANSI)