DERSİM - Akademisyen Mehtap Tosun, 2016 yılındaki Barış Akademisyenleri bildirisinin imzacılarından. 2018’de ODTÜ’de sosyoloji doktorasını bitirmesinin ardından zorunlu hizmet sözleşmesi gereği 2019’da Dersim’de bulunan Munzur Üniversitesi'ne gelen Tosun, yaklaşık 3,5 yıl boyunca burada çalıştı. Bu süreçte sistematik olarak mobbinge maruz kaldığını belirten Tosun’a göre bunun sebebi Barış İmzacısı, Dersimli Alevi-Kürt-Zaza, kadın, muhalif olmaktı ve bunların bir ‘bedeli’ vardı.

'ANGARYA BİÇİMİNDE BİR İŞ İLİŞKİSİ KURULDU'

Tosun’a göre, bağlı bulunduğu Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünde Dr. Öğretim Üyeliği için her kadro talep etme girişimine karşılık Munzur Üniversitesi Rektörü Ubeyde İpek’in ‘bölüm dışından’ başka kişilere kadro tahsis etmesi bu bedellerden biri. Tosun, üniversitede yaşadıklarıyla ilgili şunları söyledi: “Araştırma Görevlisi statüsünde bekletilip Dr. öğretim üyesiymiş gibi yasal mevzuatın dışında ders vermeye mecbur bırakıldım. Ders vermeyi reddettiğim takdirde fakülte ve bölüm idarecileri tarafından rektörlüğü ‘bilgilendirmek zorunda’ kalmakla tehdit edildim. Dolayısıyla benimle statü ve görev tanımı dışında angarya biçiminde bir iş ilişkisi kuruldu.”

ÜCRETSİZ İZİN TALEBİ REDDEDİLDİ: ‘TERÖR ÖRGÜTLERİYLE BAĞLANTIYA GEÇEBİLİR’

Tarihler Haziran 2022’yi gösterdiğinde Mehtap Tosun araştırma projesini uygulamak ve geliştirmek için Almanya'nın Bochum kentindeki Ruhr Üniversitesi'ne (Ruhr Universitat Bochum-RUB) davet edildi. Davet üzerine üniversite yönetiminden 1 yıllık süreyle aylıksız izinli olarak görevlendirilme talebinde bulunan Tosun, önce, 'Rektörlük makamı tarafından uygun görülmemiştir', ardından 'Öğretim elemanına duyulan ihtiyaç nedeniyle talebiniz uygun görülmemiştir' denilerek reddedildi.

Tosun, “Ubeyde İpek yurtdışı araştırmam için ücretsiz izin vermemesinin nedenini daha sonra içlerinde milletvekili de olan birilerine ‘terörist’ olmam ile ‘yurtdışına gitmeme izin verirse terör örgütleriyle bağlantıya geçeceğim’ fantezisiyle açıklamıştır" dedi.

Munzur Üniversitesi Rektörlüğü'nün kararına ilişkin yürütmeyi durdurma istemli dava açan Tosun, 2547 sayılı kanunun "Yurt içinde ve yurt dışında görevlendirme" başlıklı 39. maddesine atıfta bulunarak rektörlüğün kararının hukuka aykırı olduğunu belirtti.

İSTİFA ETMEK ZORUNDA KALDI

Erzincan İdare Mahkemesi 2022 Eylül ayına kadar yürütmeyi durdurma kararı vermezse Tosun, Almanya'daki akademik programa başlayamayacaktı. Mahkeme karar vermeyince Tosun da istifa etmek zorunda kaldı: “İstifamın hemen ardından idare mahkemesi kararını hızlandırdı, davanın konusuz kaldığını belirterek ‘Esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına’ karar verdi. İstinaf yoluna gittik ve 5 Nisan tarihinde istinaf başvurumuz kabul edildi ve dosya Erzincan İdare Mahkemesine geri gönderildi.”

 ‘3,5 YIL BOYUNCA ÇEŞİTLİ BASKILARLA İSTİFAYA ZORLANDIM’

Zorunlu hizmet ve senet sözleşmesi nedeniyle istifa ettiği taktirde borçlanacağını söyleyen Tosun, bunu bilen rektörlüğün, kendisini 3,5 yıl boyunca çeşitli baskılarla, yıldırmayla istifaya zorladığını söyledi: “Bir tür ‘rehin tutulma’ durumu diyebiliriz. Bütün özlük haklarımın gaspı, kadro verilmemesi, yurtdışı akademik araştırma izni için ücretsiz izin dahi verilmemesinin başka bir açıklaması yok. Ubeyde İpek gibi bütün atanmış, kayyum rektörlerin temel derdi kadrolaşmak değil, akademik kurumları bazılarına mahsus işgal etmektir. Akademik, idari kadro belirlemedeki tek kriterleri de kişilerin kendilerine tabi olmaya, biat etmeye istekli olmalarıdır.”

Şu an Ruhr Üniversitesi Marie Jahoda Uluslararası Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Merkezi’nde çalışan Tosun’un yargı süreci ise devam ediyor.