Barış akademisyenlerini sorgulayacak komisyona 'karşı bildiri' imzacısı isimler atandı
Dokuz Eylül Üniversitesi'nden açığa alınan 12 akademisyen için soruşturma yürütmek üzere kurulan komisyona üye dayanmıyor. Daha önce üyeleri iki kez istifa eden komisyona bu kez Prof. Recep Kök ile Prof. Himmet Konur atandı. Kök ve Konur, Barış Bildirisi'ne karşı yayınlan 'Vatansever Türk Aydınları Bildirisi'nin imzacılarından.
İZMİR - Dokuz Eylül Üniversitesi’nde (DEÜ) açığa alınan Barış Bildirisi imzacısı 12 akademisyen bildirinin yayınlanmasından 23 ay sonra yazılı tebligat yapılarak ifadeye çağrıldı.
İfadeye çağırma tebligatının ardından Eğitim Sen 3 No’lu Şube Yürütme Kurulu önceki gün yazılı bir açıklama yaptı.
Soruşturmayı yürüten komisyona yeni üye atanan dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Recep Kök ve aynı üniversitenin İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Himmet Konur’un Barış Bildirisi'ne karşı yayınlanan 'Vatansever Türk Aydınları Bildirisi'nin imzacılarından olması tartışmaya neden oldu.
Eğitim Sen İzmir 3 No’lu üniversiteler Şubesi Yürütme Kurulu Başkanı Ulaş Yasa, 'Bu Suça Ortak Olmayacağız' başlıklı Barış Bildirisi'nin yayınlanmasından sonraki 23 ayda Dokuz Eylül Üniversitesi’nde yaşananları anlattı.
Dokuz Eylül Üniversite’sinden açığa alınan Barış bildirisi imzacısı Prof. Dr. İzge Günal yeni atanan komisyonla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
GÖREVLENDİRİLEN KOMİSYON ÜYELERİ ÇEKİLDİ
Barış bildirisinin imzalanmasından 23 ay sonra Dokuz Eylül Üniversitesi’ndeki imzacıların ifade için çağrıldığını hatırlatan Yasa şunları söyledi:
"İmza açıklamasının ardından YÖK’ün üniversitelere bu konuda gereğinin yapılması için gönderdiği yazı sonrası DEÜ yönetimi Hukuk Fakültesi öğretim üyelerinden oluşan 3 kişilik bir komisyon görevlendirildi. Fakat bu komisyonun 2 üyesi çekildi. Bu kez onların yerine tekrar Hukuk Fakültesi’nden 2 öğretim üyesi görevlendirildi ancak onlar da çekildiler. Geriye kalan tek öğretim üyesinin 'imzanın ifade özgürlüğü sayılabileceği' ve 'terörü destekleme iddiasının ceza yargılamasıyla kanıtlanabileceği ve yargılamanın beklemesi' gerektiğini belirten görüşü YÖK’e gönderildi. YÖK ceza yargılamasının beklenilmesi görüşüne itiraz ederek yeniden değerlendirilmesini istedi."
BAŞSAVCILIKLARA YAZI GÖNDERİLDİ
Bu süreçte DEÜ rektörlüğüne Prof. Adnan Kasman’ın atandığını hatırlatan Yasa, sözlerini şöyle sürdürdü: "Aradan beş ay geçtikten sonra DEÜ rektörlüğü İzmir ve İstanbul cumhuriyet başsavcılıklarına imzacıların durumunu soran yazılar gönderiyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan gelen 'haklarında soruşturma var ve derdest' cevabının ardından kurulan yeni komisyonun açığa alma kararı 23 Haziran’da imzacılara bildiriliyor. Açığa alındıktan 6 ay, imza metninin ilanından 23 ay sonra 22 Aralık 2017’de imzacılara Prof. Dr. Banu Esa Aslanertik imzasıyla haklarındaki soruşturma nedeniyle yazılı ifadelerini talep eden yazı ulaşıyor. 'İfadeye davet' yazısı Prof. Dr. Banu Esra Aslanertik imzasıyla gelmesine rağmen ve diğer 2 komisyon üyesinin kim olduğu konusunda herhangi bir bilgi evrakta yer almazken, hemen izleyen günlerde EBY Sistemine komisyon üyelerinin tamamen yenilendiği bilgisi yansıdı."
'BU ÜYELER İÇİN İHSAS-I REY DURUMU GEÇERLİDİR'
Yeni atanan Komisyon üyelerinden Recep Kök ve Himmet Konur’un 'Vatansever Türk Aydınları Bildirisi'nde kamuoyunda bilinen adıyla 'karşı bildiri'de imzası bulunduğunun altını çizen Yasa şöyle devam etti:
"Recep Kök, 'Vatansever Türk Aydınları Bildirisi' olarak bilinen metnin imzacısıdır. Bu bağlamda bu üye 'ihsas-ı rey' yapmıştır. 7 Haziran genel seçimlerinde MHP milletvekili adayıdır. İzmir Türk Ocakları eski başkanıdır. İki imzacının yeniden atanmalarına anabilim dalı başkanı olarak olumsuz görüş bildirmiştir. Himmet Konur’un da 'Vatansever Türk Aydınları Bildirisi'nde imzası bulunmaktadır. Bu üye için de ihsas-ı rey durumu geçerlidir. Barış İçin Akademisyenler Bildirisi imzacıları hakkındaki görüşünü önceden ilan etmiştir’’
'AKADEMİSYEN HAKKINDA YILLARCA BELGE BİRİKTİRDİ'
İmzacılardan Araştırma Görevlisi Aydın Arı'nın durumuna ayrıca dikkat çekmek gerektiğini belirten Yasa sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Recep Kök, Aydın Arı'nın yeniden atanmasına engel olmak için hazırladığı dosyaya 10 yıl önceki idari görevlendirmelere ilişkin belgeler koymuştur. Yeniden atanmaların her yıl değerlendirildiği düşünüldüğünde bu dosyanın atanmamaya dayanak yapılması hukuksuzdur. Kaldı ki bu süre içinde kendisinin anabilim dalı başkanı ve bölüm başkanı olarak olumlu görüşleriyle atamalar gerçekleşmiştir. Bir kişi hakkında yıllarca belge biriktirmek art niyetin göstergesidir. Rektörlüğün önüne gelen atama evrakında anabilim dalı başkanı olan Recep Kök dışındaki görüşler olumludur. Recep Kök'ün olumsuz görüşü hukuksuzdur ve dayanaktan yoksundur.
İmzacılar ifade için belirtilen sürede usule ilişkin itirazını üniversite hukuk müşavirliğine iletti. Komisyon başkanı olarak çağıran Banu Esra Aslanertik yazılı ifadeleri teslim almadı. Sonra da komisyonun değiştiği öğrenildi. Soruşturmanın ne durumda olduğuna dair ise bilgimiz yok.’’
'BU KADAR MANTIKSIZLIĞIN ÜZERİNE SON BİR MANTIKSIZLIK'
Barış Bildirisi'ne imza attığı için DEÜ'den açığa alınan Prof. Dr İzge Günal ise yeni atanan komisyonla ilgili şu değerlendirmede bulundu:
"Bu hiç de beklenmedik bir şey değil çünkü bu kadar mantık dışı bir sürecin son aşamasının da böyle mantık dışı olması gerekiyordu. Zaten ortada bir suç yokken soruşturma açtılar. Yine ortada suç yokken insanları üniversiteden uzaklaştırdılar. Şunları sormak lazım; Madem bir soruşturma yapıyorsunuz bu soruşturmayı 2 yıldır neden tamamlamıyorsunuz, neden bu soruşturmaya bir türlü soruşturmacı dayanmıyor? Benim bildiğim bu soruşturmayı yapan dördüncü komisyon. Bu dört komisyonun hiç birisi daha doğru düzgün ifade almadı. Yani bu kadar mantıksızlığın üzerine son bir mantıksızlık olarak ta komisyona 'karşı bildiri' ye imza atmış iki kişiyi koymak olurdu. Düşünüyorum da acaba bunun üzerine daha fazla ne eklenebilir?"
'İRRASYONEL DAVRANIŞLARA RASYONEL AÇIKLAMA BULMAYA ÇALIŞIYORUZ!'
Komisyona atananların 'karşı bildiri' de imzalarının olmasının kendisini hiç şaşırtmadığının altını çizen Günal sözlerini şöyle sürdürdü: "Komisyondaki 3’ üncü kişinin '’karşı bildiri’ de imzası yok. O da herhalde farkına varmadığı için imzalamamıştır diye düşünüyorum. Bizim bu insanların davranışlarıyla ilgili yaptığımız en büyük hata irrasyonel davranışlarına bizim rasyonel açıklamalar yüklemeye çalışıyor olmamız. Yani tümüyle irrasyonel bir süreç devam ederken, biz düşünen insanlar kendi kendimize oturup yapılanlara mantıklı bir açıklama bulmaya çalışıyoruz. Ama zaten ortada mantık yok. Bu yüzden ne yapacaklarını kestirmek gerçekten hiç kolay değil.’’