Barış! Şiirlerin dediği de o…
Bugün 1 Eylül Dünya Barış Günü... Türkiyeli şairlerin 10 barış şiirini sizler için derledik.
DUVAR - Barış istemenin Türkiye’de savaş çıkarmaktan, çıkmış bir savaşa yandaş olmaktan daha zor olduğu zamanlardayız. Sadece barış istedikleri için gözaltına alınanlar, tutuklananlar, işini mesleğini, hatta yaşamını yitirenler olduğunu biliyoruz. Barış istemin bedeli bir ağır… Ancak yine de barış arayışı sürdürülüyor. Savaşın neye mal olduğu tartışılmayacak kadar açık. Bugün yaşanan acılar da gösteriyor ki barışa hemen şimdi her şeyden çok ihtiyacımız var.
Eylül ayı bildim bileli barış günüyle başlar. Öyle bildiğim için de Türkçenin modern şairlerinden seçilmiş savaş karşıtı ve barış yanlısı şiirlerden oluşacak kısa bir güldeste hazırlığına giriştim. Bu sırada şaşırarak fark ettim ki 1 Eylül’ün barış günü olarak kutlanmasına karşı çıkılıyor. Merakla işin aslı astarı, doğrusu nedir diye biraz araştırınca da gerçek ortaya çıktı.
Nazilerin 1939’da Polonya’yı işgal etmesi ve İkinci Dünya Savaşı’nın başladığı tarih olması nedeniyle savaştan sonra oluşturulan Barış Konseyi’nin kararıyla Sovyetler Birliği ve aynı blokta yer alan ülkelerce 1 Eylül Dünya Barış Günü olarak ilan ediliyor. Ancak daha sonra 1981’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda her yıl eylül ayının üçüncü salı günü barış günü olarak kabul ediliyor. BM 7 Eylül 2001’de de bir başka kararla 21 Eylül’ü dünya barış günü olarak duyuruyor. Tartışma bundan sonra, başlıyor. Tartışma var olmasına var ama…
Birleşmiş Milletler’in kabul ettiği 21 Eylül’de dünya barış gününü kutlayan yok. Bugünü BM kararınca kabul etmiş ülkelerde de düzenlenen herhangi bir barış kutlaması yok. Öte yandan 1 Eylül, sol tarihin mirası ve savaşın sürdüğü güncel koşulların zorunluluğu olarak Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’ta barış günü olarak kutlanmaya devam ediliyor. İddiaya göre “1 Eylül Dünya Barış Günü’nü başka kutlayan yok. Zaten 1 Eylül de dünya barış günü değil, olsa olsa barış günü olabilir” deniyor. Bu sava “Tamam ama 21 Eylül’de de bir kutlama söz konusu değil” denilerek karşı çıkılıyor.
Görülen o ki bir yanda, gerçekten barış isteyen ve bunun için uğraşanların sesini yükselttikleri, barış taleplerini dile getirdikleri 1 eylül var. Öte yanda da hiç kimsenin aklına dahi gelmeyen bir başka barış günü. Kısaca teorik olarak kâğıt üstünde kalmış barış günüyle savaşın acılarını çekenlerin sesini yükseltmek için fırsat bildikleri, hayatın içinden gelen barış talebinin yükseldiği bir başka barış günü söz konusu. Elbette bu durumda iki seçenek arasında kalmak gibi bir sıkışma söz konusu değil. Barış günü, barış isteyenlerin sesinin yükseldiği gündür çünkü… O gün de 1 Eylül… 1 Eylül gerçek savaş karşıtlarının, barış için mücadele sürdürenlerin sesinin yükseldiği gün…
Barış isteğinin, savaş karşıtlığının şiirlerde köklü bir geçmişi var. Yalnızca Türkçenin modern dönem şiirinde değil daha eski zamanlarda da savaşa karşı çıkan barışın değerini önemini vurgulayan şiirler yazılmış söylenmiş… biliyoruz ki dünya şiir birikimi de bu konuda bir hayli zengin. Biz bu barış günü nedeniyle Türkçenin modern şairlerinden seçtiğimiz ve on olarak sınırladığımız şairin şiirlerini paylaşıyoruz. Şiir okurunu daha fazlasını okumaya çağırdığımızı da hatırlatalım…
KIZ ÇOCUĞU / Nâzım Hikmet
Kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
Gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.
Hiroşima'da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
Yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.
Saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
Bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.
Benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki
kâat gibi yanan çocuk.
Çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler.
NÖTRON BOMBASI / Fazıl Hüsnü Dağlarca
Yalnız canlılara yönelik,
Nötron bombalarınla yak beni,
Gir hemen evime
Artık senindir, biraz bile bozulmamış
Bu masa, bu çiçek, bu yorgan,
Bu kışlık buğday..
İğrenç buluşunla övünme de
Hadi! Öldür beni çabucak,
Unutma, içerde biri daha var
Çöktüremeyeceğin, susturamayacağın,
Yok edemeyeceğin biri,
Benim barış sevgim...
OLSUN DA GÖR - Melih Cevdet Anday
O gün gelsin neşemiz tazelensin de gör
Dünyayı hele sen bir barış olsun da gör
Seyreyle gülü bülbülü
Çifter çifter aylar gökyüzünde
Her gece ayın on dördü
Kuşlar geçecek damların üstünden
Kuşlar konacak dallara
Kanat seslerini duyup uyanırlarsa
Gene kuşlarla uyusun çocuklar
Olanı biteni anlatma.
Hiç görmediğim şey bu
Kurdun gözü yılmış sürüden
Elmanın yarısı soğuk yarısı sıcak
Ağulu bitkilere dolanmış salkım
Güneşten yağmur boşanacak
Yetsin demir çağının beyliği
Yeni bir gün başlıyor demek
Yeryüzünde korkusuz yaşamak
İki milyar kişiye bir dünya
İki milyar kişiye iki milyar ekmek
Yazık olur bu düş yarım kalırsa
Barış günü insan hakkı yenirse
Köroğlu’nun sözü dinlenmelidir
Sivas ilinin Banaz köyünden
Pir Sultan Abdal dirilmelidir.
Ah günüm yetse görmeye seni
Seni övmeye gücüm yetse
Barış çağı altın çağ
Son ozanı ben olayım bu özlemin
Bu özlem bitse
O gün gelsin neşemiz tazelensin de gör
Dünyayı hele sen bir barış olsun da gör
Seyreyle deli ozanı
Baştan başa sevda batan başa tutku
Dili baldan tatlı.
BEN MAKSADA BAKARIM - Oktay Rifat
Mademki maksat barış
Yurtta barış
Cihanda barış
Salla gitsin atom bombasını
Mister Fısfıs
İnsan dedigin nedir
Abur cubur
Olsa da olur
Olmasa da olur
Maksat barış
Yurtta barış cihanda barış
Kendi savaş
Adı barış
Ama yanarmış yıkılırmış
Boş veeer
Maksat barış...
HİSSEN YOK BU AKŞAMDA SENİN – Arif Damar
Hissen yok bu akşamda senin
sen öğleden beri
bu renk renk
bu çeşit çeşit söylenen şarkının
artık haricindesin.
Tankın gölgesi uzandı üstüne kadar,
nerdeyse, habersiz gün batacak.
Tamamen çekmiş göğsünden akan kanı
büyük ve mütehammil toprak.
Her şeyin ne kadar şikâyetsiz
saatin hâlâ işliyor bileğinde,
onu akşamdan akşama kurardın,
tabii biraz sonra duracak.
Bugün günlerden cumartesi,
dün yazdığın mektup,
ancak, dört gün sonra eline değecek karının.
Senin orada eskisi gibi sesin işitilecek,
sesin teselli edecek
düşünür gibi gülecek,
kısaca : Yaşayacaksın.
Çocuğun o akşam yazdığı cevapta
bahsedecek çiçek açtığından
bahçenizdeki ağaçların.
Güneş battı,
yıldızlar doğacak biraz sonra,
şimdi karnın acıkmış olacaktı.
Çantanda tayının ve konserven var,
cebinde, yemekten sonra içecek sigaran.
Düşman bozguna uğratıldı arkadaş,
mısralarımda olsun uyan!..
BARIŞ İÇİN - Can Yücel
Gözleri görmeyen Eşber,
Dünyayla barışık
Gözleri açıklar
Dünyaya kapalı,
Yağmurdereli`yle birlikte
Savaş için, Rusça niyet
Yani hayır,
Yağmurdereli`yle birlikte
Barış için döğüşelim,
Dereler gibi akacak
Güzelim yağmur
Rahmet gelecek dünyaya
Kör gözlerimizden akan
Barış gelecek dünyaya
Barış için döğüşelim
SEVİŞ YOLCU – Cemal Süreya
1.
Gurbet yavrum garba düşmektir gurbet
Çiçeklerden gelincik içinde Bünyamin sevgisi
2.
Yürüdün gittin eski kurganlar üstünden kent kent
Kulağında ama bir çömleğin kırılma sesi
3.
Barış demiştir ve güvercin tıkmışlardır boğazına
Bu yüzden edep kuralı gözetmez Anadolu ermişi
4.
Bu yüzden kimi zaman zordur ayırmak
Üstünü başını yırtmış ağıtların şiiri
5.
Bir dostluk hastalığı senin şiirin
Sümbül diye genzine bastırırsın akrebi
6.
Öyle durur bir kıyının serüveninde ceset
Odan öyle sevinçsiz yüzün öyle serin ki
7.
Yine de bir elinle kapıyı aralarken
Öbür elindeki titreme dünyanın anadili
8.
Merkezefendi’nin gizli barınağından
Bu açık hava kahvesine getirdiğin ne ki
9.
Bir kentin ortasındasın boyuna saatini kuruyorsun
O durursa hayatın da duracak sanki
10.
Evler eski bir uygarlığın dingin lağımları
Sokaklarsa çatışıyor temizliyor birbirini
11.
Anımsar mısın toros ekspresinden inmiştiniz
Biletlerinizden ibaretti ikinizin de kimliği
12.
Bahçelerden geç parklardan köprülerden geç git
Aşklar da bakım istiyor öğrenemedim gitti
13.
Seviş yolcu büyük sözler söyle ve hemen ayrıl
Uçurumlar birleştirir yüksek tepeleri
TOPRAĞA DÜŞEN - Ataol Behramoğlu
Ona “Haydi
Savaşa dediler
Başkaca birşey
Söylemediler
Aldılar köyünden
Davulla zurnayla
Geride üç çocuk
Bir eş ve bir ana
Eline bir silah
Tutuşturdular
Ve karşılaştı
Düşman ordular
Vurulup düştü
İlk çatışmada
Göğsünde bir oyuk
Üç delik alnında
“Ey bu topraklar için
Toprağa düşen”
Bir karış toprağın
Var mıydı yaşarken?
BARIŞ KOYUN ÇOCUKLARIN ADINI - Refik DURBAŞ
Oyunu sever bütün çocuklar
birdirbir, uzun eşek, körebe
bu yüzden anlamı aynıdır, değişmez
oyun sözcüğünün halkların dilinde
(Oyun koyun çocukların adını)
Savaşa karşıdır bütün çocuklar
kışın: kar altında her sabah
tükenip erise de solgun nefesi
yazın: göğsü sırmalı fabrikalarda
çarkları döndürse de yoksul alevi
savaşa karşıdır bütün çocuklar
nice ölümlerden geçmişlerdir
nice rüzgarlar içmişlerdir
gelincik tarlası çocuklar
(Emek koyun çocukların adını)
Gökyüzünün penceresinden şimdi
bir kuş havalansa
kanat çırpışlarında
hayatın yağmalanmış sevinci
- Kuş uçar rüzgâr kalır
(Sevinç koyun çocukların adını)
Uzay denizlerinde şimdi
bir balık ağlasa
gözyaşı billurlarında
yüz bin umut kıvılcımı
- Alev uçar nazar kalır
(Umut koyun çocukların adını)
Çocuk bahçelerinde şimdi
bir çiçek açsa
hüzün sevince dönüşür
sevinç çiçeğe
- Ölüm uçar çocuklar kalır
(Mutluluk koyun çocukların adını)
Barıştan yanadır bütün çocuklar
sabah: kuşatılmış bir toplama kampında
ayrılığın tetiğini okşasa da elleri
akşam: yıldızların mor orağıyla
sessizliği devşirse de yetim öksüz sesi
barıştan yanadır bütün çocuklar
nice çığlık emmişlerdir
nice korku gezmişlerdir
yürekten hisli sevmişlerdir
güvercin harmanı çocuklar
(Devrim koyun çocukların adını)
Barışı sever bütün çocuklar
beştaş, saklambaç, elim sende
bu yüzden anlamı aynıdır, değişmez
barış sözcüğünün halkların dilinde
(Barış koyun çocukların adını)
SEVGİLİMİN TÜRKÜSÜ - Mehmet Yaşın
Sevgilimin türküsüydü deniz
mavi sesine demir attı savaş
sevgilim,
ölü asker.
Sevgilimin türküsüydü buğday
altın bakışlarına kelepçe vurdu savaş
sevgilim,
ölü asker.
Sevgilimin türküsüydü barış
beyaz gülüşünü ikiye böldü savaş
sevgilim ölü asker.
Duyuyorum sevgilimi
türkü söylüyor ölü asker,
evimizin kapısını çalıyor mavi türküler.
Duyuyorum,
barış için en güzel türküleri söyler
savaşta ölenler