'Barış umudunu diri tutmak hepimiz için zor ama elzem bir görev'

Türkiye Psikiyatri Derneği'nden 1 Eylül Dünya Barış Günü açıklamasında, "Dünyanın umudu barıştadır. Barış umudunu diri tutmak hepimiz için zor ama bir o kadar elzem bir görev" denildi.

Abone ol

DUVAR - Türkiye Psikiyatri Derneği'nden 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle yapılan açıklamada, savaşların sebep oldukları yıkım ve yoksunluklarla temel bir halk sağlığı ve ruh sağlığı sorunu belirtilerek, "Yalnızca kendi türüne değil, yeryüzündeki tüm canlılara zarar verme potansiyeline ve ne yazık ki davranışına sahip olan insanlığın, dolayısıyla dünyanın umudu barıştadır. Böyle bir dünyada barış umudunu diri tutmak hepimiz için zor ama bir o kadar elzem bir görev" olduğu vurgulandı.

Açıklamada, şu ifadeler yer aldı: 

"İnsanlık geçmişindeki yıkımlara ve yıkımlar ardından barışın kıymetine ilişkin acı deneyimlerine rağmen ne yazık ki geçmişinden ders alamamakta, barışı kurumsallaştıramamakta. Evlerinden, yaşadıkları topraklardan koparılıp köksüzleştirilen, bildikleri, güvendikleri dünyanın artık kalmadığına tanık olan yeni nesillerin inşa ettikleri, edecekleri bir dünya ne derece mutlu, sağlıklı ve güvenli olacak?

Savaşlar sadece bireylerin değil toplumların ruh sağlığını etkiler. Savaşlar sonrası en çok ve doğrudan artan hastalıklar arasında ruhsal hastalıklar ilk sırada gelmektedir. Depresyon, başta travma sonrası stres bozukluğu olmak üzere kaygı bozuklukları, alkol madde kötüye kullanım ve bağımlılıkları yüksek oranlarda baş gösterir. Sadece doğrudan hastalıklar yoluyla değil, şiddetin meşrulaşması ve sıradanlaşmasıyla da toplumsal yapıda onarılamaz hasarlar oluşur. Sadece kendi ülkemizde değil topraklarımızdan çok uzaklarda yaşanan bir savaş, pek çok açıdan her birimizi etkiler.  Her gün çeşitli kanallarla ölümlerin, saldırıların görüntülerine maruz kalan bireyler için şiddet sıradanlaşmaya başlar. Yalnızca kendi türüne değil, yeryüzündeki tüm canlılara zarar verme potansiyeline ve ne yazık ki davranışına sahip olan insanlığın, dolayısıyla dünyanın umudu barıştadır. Böyle bir dünyada barış umudunu diri tutmak hepimiz için zor ama bir o kadar elzem bir görev.

Geçmiş, bugün ve yarınlar için, savaşın, yıkımın nesilden nesile aktarılan hikayesini yıkımlara değil barışın kıymetine vurgu ile yeniden yazabilmek için, savaşlardan ve acılardan sonra barışı inşa edebilen kadim insanlık adına, çocuklar ve gelecek nesiller adına, öncelikli görevi ruhsal sağlığı korumak olan mesleğimiz adına barışı hiç durmadan dillendirmeye devam edeceğiz."