Baro teklifinde kritik dönemeç

ANKARA - AK Parti’nin baroların seçim sistemi ve yapısında değişiklik öngören çalışmasında kritik dönemece girildi. AK Parti Grup Başkanvekilleri ve hukukçu milletvekilleri tarafından hazırlanan çalışma AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında toplanacak MYK’da ele alınacak. “Çoklu baro, nispi seçim sistemi” içeren ön çalışma yerinde bulunursa teklif haline getirilerek önce Cumhur İttifakı ortağı MHP’ye götürülecek, daha sonra Meclis Başkanlığına sunulacak.

Çalışmayı yürüten AK Parti yetkililer ekim ayında yapılacak baro seçimleri öncesi teklifin yasalaşmasını istiyor ancak bunun Meclis tatile girmeden önce mi yoksa yeni yasama yılının başlayacağı ekim ayına mı bırakılacağıyla ilgili kararın AK Parti MYK’da alınması bekleniyor.

Baroların yapısı ve yönetimlerin seçiminde köklü değişiklik öngören çalışma kapsamında henüz baroların görüşü alınmadı. Bu duruma tepki gösteren TBB ve 80 baro Ankara’da son yaptıkları toplantıda hazırlanması düşünülen teklifin geri çekilmesi halinde diyalog ve müzakereye hazır olduklarını duyurdu. Toplantıda alınan kararlardan biri de Meclis’te grubu bulunan tüm siyasi partilerle görüşmeler yaparak tartışılan düzenlemelerin sakıncalarını anlatmaktı. Bu çerçevede tüm baro başkanlarının kendi illerindeki milletvekilleri ile görüşmesi istendi. Bu çerçevede baro başkanları da yapılacak olası bir düzenlemede oy kullanacak milletvekilleri ile Meclis’te bir dizi temasta bulundu.

BAROLAR NEDEN İTİRAZ EDİYOR?

Meclis’te milletvekilleri ile görüşmeler gerçekleştiren Mersin Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz ve Adana Baro Başkanı Veli Küçük yaptıkları temaslarda müzakere ve diyalog çağrısını ilettiklerini, tartışmaya açılan önerilerle ilgili de itirazlarını dile getirdiklerini söylediler. Baro başkanlarının itirazlarında dikkat çeken başlıklar şunlar oldu:

-Her yasa toplumsal bir ihtiyaç ve talepten doğar, taraflarla ele alınır. Baroların görüşü alınmadan başlatılan bu çalışmadaki toplumsal ihtiyaç nedir? Pandemi döneminde, yargının daha temel sorunları varken bu acelenin nedeni nedir?

-Çoklu baro, farklı siyasi düşüncelere göre, hatta dinsel, mezhepsel, bölgesel düşüncelerle baro kurulmasına yol açar. Baroyu siyasetten arındıralım derken bu siyasetin ortasına atmak, baroları daha da siyasileştirmek olur.

-Farklı barolar kurulması avukatlar arasında ayrıma, kamplaşmalara, bölünmelere neden olur.

-Birden fazla baro kurulursa bu hakim ve savcıların avukatın bağlı olduğu baroya göre tutum almasına yol açabilir.

-Baro yönetimleri Meclis gibi seçilsin, herkes oyu oranında temsil edilsin deniyor. Ama baro yönetimleri Meclis değil, bir yürütme organı. Bu şekilde oluşacak yönetimler karar alma süreçlerini zorlaştırır.

-Barolarla müzakere etmeden, kavga gürültü ile düzenleme yapmak hem barolara hem de yargıya zarar verir.

-Yargının birçok sıkıntısı varken baro yönetimleri ile uğraşmak sorunları daha da büyütür.

-Ankara Barosu’na tepki nedeniyle bu düzenleme yapılıyorsa, bu, bir baro için tüm camiayı cezalandırmak olmaz mı?

MÜZAKERE ÇAĞRISI KARŞILIK BULMAZSA…

Barolar yaptıkları çağrının ardından AK Parti’nin tutumuna göre yeni bir yol haritası belirleyecek. Müzakere ve diyalog çağrısına yanıt verilmemesi, itirazların dikkate alınmaması durumunda hem illerde hem de merkezi olarak çeşitli etkinlikler düzenlenecek. Taslak çalışmanın teklife dönüşerek Meclis’e sunulması durumunda tüm siyasi parti genel başkanları ile görüşme talebinde bulunulması gündemde. Ayrıca en son açıklanan baro bildirisinde vurgulandığı gibi “demokratik hak arama özgürlüğünün tüm gerekleri” yerine getirilecek. Başta büyükşehirler olmak üzere yerel ve bölgesel çeşitli eylemler söz konusu olacak.

CHP’DEN BAROLARA TAM DESTEK

Barolarla ilgili düzenleme hazırlığını siyasi partiler de yakından izliyor. CHP Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, düzenlediği basın toplantısında avukatlık mesleğinin kamu hizmeti olma niteliği nedeniyle tüm dünyada tek baro uygulaması olduğuna dikkat çekerek şu uyarıda bulundu:

“Bu düzenlemeyi getirirseniz, bu düzenlemeyi dayatmayla meclisteki salt çoğunluğuyla geçirirseniz kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütlerine büyük zarar verirsiniz, meslek etiğini yok edersiniz, baroları ve meslek örgütlerini siyasi birer enstrüman haline getirirsiniz. Amacınız bu mu? Baroları ve tüm meslek örgütlerini arka bahçeniz yapmak mı? Buna asla müsaade etmeyeceğiz. Kararlılıkla Meclis’te de bu mücadeleyi sürdüreceğiz ve tüm meslek örgütlerinin yanında olacağız.”