Başdanışman Uçum: Türkiye'nin 'iç Kürt sorunu' kalmadı, 'dış Kürt sorunu' üretildi

'Öcalan' çıkışıyla haftalardır siyasetin gündemini belirleyen Bahçeli'nin ardından Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Uçum da 'Kürt sorunu yoktur' dedi: Tek Milletin ayrılmaz parçası Kürtler...

Abone ol

DUVAR - Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum da "Kürt sorunu yoktur" dedi. 

Uçum sosyal medya hesabından paylaştığı yazısında "Türkiye'nin 'iç Kürt sorunu' kalmamıştır. Emperyalizmin dayattığı ve Türkiye'yi bölmeyi hedefleyen bir 'dış Kürt sorunu' üretilmiştir" ifadesini kullandı. 

'BAHÇELİ VE ERDOĞAN PARADİGMA DEĞİŞTİREN DEVLET İNİSİYATİFİ ORTAYA KOYDU'

'Dış Kürt sorun'u'na karşı "1 Ekim 2024’ten itibaren Bahçeli ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tarihi hamleleriyle" paradigma değiştiren bir Devlet inisiyatifinin ortaya konduğunu savunan Mehmet Uçum'un yazısının tam metni şöyle: 

"Türkiye'de 1980’e kadar geçen Cumhuriyet tarihimiz boyunca Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşanan çeşitli olumsuz pratikler ile tarihi, kültürel, sosyolojik, ekonomik ve siyasi tartışmalar Türkiye demokrasi tarihinin gelişim sürecinde ve derin tartışmalarında hep önemli bir yere sahip oldu.

Demokrasi tarihimizi askıya alan en kara dönemlerden 12 Eylül faşizmiyle birlikte devreye sokulan Kürtlerin reddi ve inkarı girişimleri ise bir 'iç Kürt sorunu' tarifi yapılmasına neden oldu.

Ret ve inkar politikalarının bitirildiği Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yönetimlerinde Kürtler; kimliklerinin tanınması, ana dilleri önündeki yasakların kaldırılması, akademik ve kültürel haklar, bölgesel kalkınma, ekonomik refah, sosyal adalet imkanlarına kavuştu. İçerde terörün bitme noktasına gelmesiyle de huzurlu bir ortam oluştu.

Elbette demokrasinin geliştirilip güçlendirilmesi ve yeni anayasa kapsamında her zaman değerlendirilecek konular olur. Ancak bunlar artık tüm toplumun ortak konularıdır, ayrılıkçı yaklaşımlarla değil ortak politikalarla ele alınıp çözüme kavuşturulur.

Bununla birlikte son kırk yıldır emperyalist bir proje olarak terör destekli bir ‘dış Kürt sorunu’ üretildi. Bu proje “etnik kimlik=milli kimlik=bağımsız (manda) devlet” formülüne dayandırılıyor. Bu, nesnel bir Kürt sorunu değildir. Emperyalist dayatma olarak Türkiye'den toprak kopartıp Ortadoğu'da bir manda devlet kurma çabasıdır. Buna karşı 1 Ekim 2024’ten itibaren Sayın Bahçeli ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tarihi hamleleriyle paradigma değiştiren bir Devlet inisiyatifi ortaya kondu. Bu inisiyatif “Milli Birlik ve Kardeşliği Güçlendirme ve Terörsüz Türkiye” hedefidir.

'TEK MİLLETİN AYRILMAZ PARÇASI'

Emperyalist proje Türkiye’nin Kürtlerini; bağımsız devletleri olan Türkiye Cumhuriyeti’nden, vatanları Türkiye’den koparmayı hedefliyor. Kürtlere ait devlet ve ülke projesi Kürtlerin statü hakkı olarak tarif ediliyor. Bunun ilk adımı olarak Doğu ve Güney Doğu Anadolu’da yetki devri/siyasi özerklik var. Nihai amaç ise emperyalizmin mandası bir devlet kurmak. 

Yani emperyalizmin kafasında Kürtlere biçilen rol; bölgede sürekli bir huzursuzluk faktörü, kullanışlı bir aparat, bir terör ordusundan ibaret. Bu plan Kürtleri statü sahibi yapmak yada büyütmek için değil Türkiye’yi küçültmek maksatlıdır.

Türkiye’nin Kürtlerinin bir statü sorunu ve dolayısıyla statüye dayalı tarif edilecek bir hak yoktur. Çünkü sözü edilen statü, ülke ve devlet sahibi olmaktır. Türkiye’nin Kürtleri bin yıllık kardeşlik ruhu ve bilinciyle emperyalizme karşı Kurtuluş Savaşımızda, yine aynı bilinç ve ruhla Cumhuriyetimizin Kuruluşunda yer aldı. 'Türkiye Cumhuriyetini Kuran Türkiye Halkına Türk Milleti denir!' ilkesi uyarınca Tek Milletin ayrılmaz parçası Kürtler gönüllü olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna katılıp kendi kaderlerini ebediyen tayin etti. Dolayısıyla Kürtlerin Milli Devleti Türkiye Cumhuriyeti’dir. Kürtlerin Vatanı Türkiye’dir.

Bu nedenle Terörsüz Türkiye hedefi Kürtlerin, Devletlerine ve Vatanlarına sahip çıkması çağrısı ve uyarısını da kapsıyor.

Artık bir emperyalist proje olan Türkiye Kürtlerine statü hakkı verilmesi dayatmasına karşı alınacak tavırlar Terörsüz Türkiye hedefinde safları belirleyecek temel ölçüdür.

Takiye siyasetleri, iki yüzlü yaklaşımlar, perde arkasından konuşmalar sona ermelidir. Herkes açıkça ve dürüstçe emperyalist proje olduğu tartışmasız olan Kürtlere statü verilmesi konusunda fikrini ortaya koymalıdır. Akla kara belli olmalıdır.

Çünkü bugün Türkiye’ye dayatılan ve asıl amacı Türkiye’yi bölmek olan yapay ‘dış Kürt sorununa’ karşı mücadele, Türkiye’nin anti-emperyalist mücadelesindeki en temel konudur. İç Cephenin öncelikle bu konuda sağlamlaştırılması ve güçlendirilmesi son derece önemlidir. Türkiye’nin coğrafi bütünlüğünü ve siyasi birliğini korumak için zorunludur. Türkiye’nin geleceği açısından hayatidir."

(HABER MERKEZİ)