Geçen hafta Hürriyet’in haberinden öğrendik ki İstanbul’da korsan taksi sayısı patlamış. Bundan doğal ne olabilir? Yıllardır doğru dürüst denetime tabi olmayan, aynı tas aynı hamam hizmet anlayışından taviz vermeyen taksi filomuz milleti canından bezdirdiği için çoktandır sadece ‘mecburiyetten’ binilen bir şehir içi vasıtaya dönüşmüş durumda. Neticede insanlar kavgasız gürültüsüz binip inecekleri, ihtiyaç duyduklarında yararlanabilecekleri yöntemler arıyor. Korsan taksilerin hiçbir denetime tabi olmaması, vergi vermemesi filan da taksi bezgini kitlenin tabii ki umurunda olmuyor.
Geçen yıllarda Uber ortaya çıktığında insanlar onu tercih etmeye başlamıştı. Taksiciler dayak kötek Uber’i ortadan sildi. Şimdi, yine Hürriyet’in iki gün arka arkaya yaptığı haberlerden öğreniyoruz ki Taksiciler Esnaf Odası’nın eski başkanı Yahya Uğur, ‘Uber Türkiye’ye ilk girdiğinde fevri davrandık’ demiş… Nitekim Uber şoförlerinin bir kısmı şimdi korsan taksiye dönüştü ve hala taksici esnafı için bir mesele.
Korsan taksilerin artmasında tabii ki yeni havalimanı da etkili oldu. O kadar uzak ki, Avrupa yakasının merkez semtlerinden karşıdaki Sabiha Gökçen’e gitmekle İstanbul Havalimanı’na gitmek arasında neredeyse fark yok. Ortalama 150 TL taksi parası vermek gerekiyor. Metro hattı oraya ne zaman ulaşacak hala belli değil ve şimdilik tek ekonomik çare Havabüs. Ama uçağa yetişme, saatler önce havalimanında olma gibi çeşitli telaşlar içindeki yolcular yıllardır olduğu gibi taksiyle gitmek istiyorlar. Dolayısıyla yarı fiyatına giden korsan taksicileri tercih edenlerin sayısı artıyor.
Taksiciler Odası Başkanı Eyüp Aksu da her şeyin farkında aslında. “Aracında sigara içen, kısa mesafe diye yolcu almayan, güzergah beğenmeyen ve konuşması bozuk şoförleri hemen bize bildirin. Biz gereğini yaparız. Kendine çeki düzen vermeyen esnaf ayakta duramaz” demiş. Taksiciler Odası Türkiye’nin en etkili meslek örgütlerinden biri. Merkezi ve yerel iktidarlara ne istiyorlarsa kabul ettirebiliyorlar. Tüketicinin hakkının savunan olmadığı için de işin dengesi bozuluyor ve biz müşteriler kötü hizmete mahkum oluyoruz. Oda yönetimi kendinden o kadar emin ki, taksiciyi de müşteriyi de onlar temsil etmek istiyorlar. Meseleyi ‘birkaç kötü adam’ meselesi olarak gösterip, onları da kendileri cezalandırarak sorunları çözecekleri mesajı veriyorlar. Oda başkanı “biz gereğini yaparız” diyor… ‘Bir sorun varsa, biz aramızda hallederiz, siz karışmayın işe’ der gibi… Gereği nedir, ne ceza uygulanıyor, uygulanıyor mu uygulanmıyor mu, esnafın gerçekten kendine çeki düzen vermesini oda yönetimi de istiyor mu, istiyorsa yıllardır neden bir şey değişmiyor? Bu soruların yanıtlarını hepimiz biliyoruz. Oda, doğal olarak taksi sahiplerinin çıkarlarını koruyor. Biz taksi müşterilerini savunması gereken kamu yönetimi ise hiçbir şey yapmıyor.
Oysa yapılması gereken belli. Yine aynı haberde Oda Başkanı “İstanbul’daki taksi sayısının yetersiz olduğu iddialarına katılmıyorum, 17 bin 395 taksi 17 milyona yetecek durumda.” demiş. Aslında tam da sorunun özüne işaret etmiş. Bu kentte bin kişiye bir taksi düşüyor ve bu sayının yeterli olduğu iddia ediliyor. Taksi kentin en zenginlerinin kullandığı bir araç değil. Hali vakti yerinde ya da yoksul, hemen herkes farklı sıklıklarda ama ihtiyacı olduğunda mutlaka taksiye biniyor. Ama sinemaya rahat rahat gitmek için ama hastasını doktora götürebilmek için… Sonuçta bu kentte bir milyon kişi tek bir taksinin önünde kuyruk olmuş bekliyor. Taksiciler bu müşteri bolluğunda neden değişim istesin ki?
Mesele, İstanbul’da taksi sayısı artırılmadan çözülecek gibi değil. Farklı kademelerde fiyat ve araç kalitesiyle hizmet veren taksi sistemleri geliştirmek, rekabet edecek büyük taksi durakları kurulmasını sağlamak ve yolcuyu taksisiz bırakmayacak sayıda aracın yola çıkmasını sağlamak gerekiyor. İş, Ekrem İmamoğlu yönetimindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne düşüyor. Ekrem Başkan’ın yeni taksi plakaları için ihale açarak bu işe el atması lazım. Ama taksicilerin böyle bir durumda ortalığı ayağa kaldıracağı da muhakkak. Özellikle taksi sahipleri plakaların iki milyon liralık değeri azalacağı için buna asla müsaade etmeyecektir. Böyle bir hengameyi de hiçbir siyasetçi göğüslemek istemiyor. Dolayısıyla bizim sarı derdimiz, dert olmaya devam ediyor. Mesele bir türlü düzelmiyor, olan yine şu kış kıyamette İstanbul’da yaşayanlara oluyor…
Hürriyet haberleri :
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/whatsapp-taksi-41413041
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/taksimetre-itiraf-yazdi-41413784
Ben dediydim linkleri:
https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2019/07/22/mecburen-binilen-bir-vasita/
https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2017/08/21/taksimetre-kime-yaziyor/