Batman bölge mitingi: 'İşçiler için bıçak kemiğe dayandı'

Batman Emek ve Demokrasi Platformu öncülüğünde düzenlenen 1 Mayıs İşçi Bayramı mitinginde ekonomik kriz ve düşük ücret vurgusu öne çıktı.

Abone ol

BATMAN - 1 Mayıs Emek ve Dayanışma günü için bölge illerden Batman mitingine katılan emek Örgütler ve siyasi parti temsilciler Turgut Özal Bulvarı’nda bir araya geldi.

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Kadın Sekreteri Döne Gevher ve Petrol İş Batman Şube Başkanı Veysel Kartal’ın konuşmacı olarak yer aldığı miting için bir araya gelen binlerce kişi sloganlarla yürüyüşe geçti.

8 Mart Kadın Parkı’nda gerçekleşen mitinge Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Serra Bucak, Batman Belediye Başkanı Gülistan Sönük, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Doğan Hatun, Mardin Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Devrim Demir'in yanı sıra pek çok DEM Partili belediye başkanı da katıldı. 

'İŞÇİLER İÇİN BIÇAK KEMİĞE DAYANDI'

Batman bölge mitingi, tertip komitesinin kitleyi selamlamasıyla başladı

Tertip Komitesi adına konuşan Batman Petrol İl Sendikası Şube Başkanı Veysel Kartal konuştu. Sömürünün, açlığın, yoksulluğun ve baskının olmadığı insanca bir dünya özlemiyle bir araya geldiklerini belirten Kartal, "Zamlar, alım gücündeki erime hayatı yaşanılmaz kılıyor. Bu yıl asgari ücrete, emekli aylıklarına ve diğer ücretlere yapılan artışlar, daha yılın ortasına gelmeden erimiştir. Emekçilerin temel tüketim kalemlerine zam üstüne zam gelmekte, gıdadan enerjiye işçinin masraf ve faturaları şişmektedir. Enflasyonda hızlı artış, durmadan sürmektedir. İşçiler, kamu emekçileri ve emekliler için artık bıçak kemiğe dayanmıştır. Kamu ve özel ayrımı yapılmadan, tüm ücret ve aylıklarda düzeltme yapılması şarttır" dedi.

'PETROL İŞÇİLERİNİN HAKKI VERİLMELİ'

Emekçiye “kemer sıkma” programının dayatıldığını ifade eden Kartal, "Aramızda Petrol-İş üyesi Türkiye Petrolleri/TPAO emekçileri var. 70 yıldır ülkenin enerji ihtiyacında önemli bir rol oynamış bu işletmede çalışma barışı tehdit altında bulunuyor. Zor şartlarda ve ciddi risklerle çalışan petrol işçisinin ücretleri emsal işyerlerine göre gerilemiştir. Üstelik ihtiyaca binaen yaptırılan  fazla çalışmaların karşılığı ödemelerde, 10 aydır  yapılmamakta. Anlayacağınız, rekor petrol üretimi ile övünenler, üretenlere borçlu durumda. Ülkenin gözbebeği bu kuruluşta fedakarca çalışan işçi ödüllendirilmesi gerekirken cezalandırılıyor. Bu çelişki hemen giderilmeli, petrol emekçilerinin hakkı verilmeli, ücretlerinde acil bir düzenleme yapılmalıdır" diye konuştu.

Kartal, taleplerini ise şöyle sıraladı:

- Emeğin sömürülmediği,

- Yüzde 1’in değil yüzde 99’un mutlu yaşadığı,

- Sendikal hak ve özgürlüklerin, örgütlenmenin, hak arama yollarının açık olduğu,

- Grev hakkının engellenmediği, kullanıldığında da yasaklanmadığı,

- Herkesin güvenceli, kadrolu çalıştığı bir işinin ve insanca yaşamaya yetecek bir ücretinin olduğu,

- KHK ve fiili OHAL rejimine son verildiği,

* Ekonomik krizlerin, salgınların, depremlerin, afetlerin faturasının halklarımıza ve emekçilere kesilmediği,

- Kimsenin kimliğinden, inancından, cinsiyetinden dolayı ikinci sınıf yurttaş muamelesi görmediği,

- Kadınlara yönelik şiddet, taciz ve tecavüzün son bulduğu, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırıldığı,

- Eşit yurttaşlığın, barış ve kardeşliğin hâkim olduğu,

- Düşünce ve ifade özgürlüğünün suç olarak görülmediği ve cezalandırılmadığı,

- Gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan,

- Emeğin, eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin, barışın, laikliğin hâkim olduğu bir gelecek ve ülke için mücadeleye devam edeceğiz. 

KESK Kadın Sekreteri Döne Gevher Koyun

'KAPİTALİST YIKIMIN FATURASI HER GEÇEN GÜN BÜYÜYOR'

KESK Kadın Sekreteri Döne Gevher Koyun, mitingde, "Dünyada ve ülkemizde kapitalist barbarlığın yarattığı yıkımın faturası her geçen gün büyüyor. Her baktığı yerde doların yeşilini,  petrolün siyahını gören kapitalist barbarlık çarklarını milyonlarca işçiyi, emekçiyi her gün daha fazla sömürerek döndürmeye devam ediyor. Savaş ve çatışmalarla, nükleer santrallerle,  siyanürlü maden aramalarıyla atmosfere, toprağa saldığı zehirli gazlarla, atıklarla doğamızı mahvediyor" diye konuştu. 

'HER 3 ÇALIŞANDAN BİRİ KAYIT DIŞI'

"Geniş tanımlı işsiz sayısı 10 milyona dayandı" diyen Koyun, şu bilgileri paylaştı: "Çalışma çağında olan her dört kişiden biri işsiz. Her üç kadından biri işsiz. Her 3 çalışandan biri kayıt dışı çalıştırılıyor. Çocuklarımızın geleceği MESEM ve CEDES projeleri ile karartılıyor. Bu ülkede her beş çocuktan biri işçileştiriliyor. Kürdistan’da tarımı bitiren güvenlikçi devlet politikaları sonucunda mevsimlik tarım işçileri yine yollarda, gittikleri yerlerde insanca yaşam koşullarından uzak çalışırken bir taraftan da ırkçı saldırılara maruz kalıyor. Göçmenler asgari ücretin altında kölelik koşullarında çalıştırılıyor, Çalışma yaşamı güvencesiz onlarca istihdam türü ile parça parça ediliyor. Bir gecede KHK'lerle işimizden ediliyoruz, olmayan iş güvencemiz bir de bu yolla gasp ediliyor. Her gün ortalama beş canımız işçi cinayetleri ile aramızdan koparılıyor. Sendikal hak ve özgürlüklerimiz, toplu sözleşme ve grev hakkımız bir yana en temel insan haklarımız bile ayaklar altına alınıyor. Haklarımız için mücadele ettiğimizde gözaltı ve tutuklamalarla karşı karşıya kalıyoruz. Cezaevlerinde haksız hukuksuz uygulamalarla başta hasta tutsaklar olmak üzere siyasi tutsaklar tahliye edilmiyor, cezaevleri bir işkence merkezi haline getiriliyor."

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar
'KOLLUK GÜÇLERİ SAVAŞ VARMIŞ GİBİ İSTANBUL'A KONUMLANDI'

Batman bölge mitinginde konuşan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar ise "1 Mayıs özgür ve onurlu bir yaşamın adıdır" dedi.
İşçilerin, kadınların, gençlerin karşılaştıkları baskıya karşı geri adım atmadığını belirten Uçar, İstanbul mitinginde yaşananlara dikkat çekti. Uçar, "Bugün bütün kolluk güçleri savaş varmış gibi İstanbul’a konumlandı. Karşısında işçiler, bu ülkeyi var edenler vardı. İşçilerin ve emekçilerin en büyük mücadelesi eşitlik talebidir" diye konuştu.

'ÜLKE KAYNAKLARI SAVAŞA GİDİYOR'

Uçar, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu ülkede 3.5 milyon çocuk yatağa aç giriyor. Bunun sebebi kimdir? AKP-MHP iktidarıdır. Bu ülkedeki çözümsüzlük, AKP’nin tercihidir. 22 yıllık AKP iktidarında 33 bin işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Kiralık işçilik, mevsimlik işçilik diye işçinin emeğini sömüren iş alanları yarattılar. Türkiye çalışma süresinin en uzun olduğu ülke ve dünya sıralamasında ikinci. Peki bu işçiler ne kadar maaş alıyor? 17 bin 2 TL. Bu ülkenin emekçilerine, işçilerine hiçbir faydası olmayan sarayın, bir dakikalık gideri 17 bin 83 TL. Kendilerinin bir dakikalık giderlerini bu halka bir aylık gider olarak veriyorlar. Türkiye’de işçilerin sadece alın teri dökülmüyor, kanı dökülüyor. Güvencesiz koşullarda çalıştıkları için işçiler yaşamını yitiriyor."

Ülke kaynaklarının savaşa aktarıldığını ifade eden Uçar, "Ancak iktidar işçilerin, emekçilerin emeğini savaşla heba ediyor. Bugün yaşanan ekonomik kriz, insanların baş başa bırakıldığı açlık, savaş politikalarından ve bu iktidarın Kürt sorunundaki çözümsüzlüğünden ayrı değildir. Kürt gerçekliği bu coğrafyanın en eski ve en değerli gerçekliğidir. Savaşarak değiştiremediniz, inkar ederek değiştiremediniz, bundan sonra da değiştiremezsiniz" dedi.

'ÖCALAN KÜRT SORUNUNDA ÇÖZÜM İRADESİDİR'

Kürt sorununun ortak mücadele ile çözülebileceğini vurgulayan Uçar, şunları söyledi: "İktidarın Kürt sorununu çözümsüzlüğe ittiğini vurgulayan Uçar, "15 gün boyunca Büyük Özgürlük Yürüyüşü düzenledik. Kürdistan'da kent kent, mahalle mahalle, sokak sokak ziyaret yaptık. Halkımızla demokratik çözüm imkanlarını konuştuk. Milyonlarca insan, Kürt halk önderi sayın Abdullah Öcalan’ın Kürt sorununda irade olduğunu haykırdı. Demokratik çözüm noktasında Sayın Öcalan’ın ne kadar önemli bir rol üstlendiğini biliyorlar. Ama çözümü değil, savaşı tercih ediyorlar. Mücadelemiz bir olursa, bu ülkeyi emeğin ve özgürlüğün ülkesi yapabiliriz. Savaş politikalarıyla ayakta durmaya çalışan, Kürt sorunun çözmeyen bu iktidara ve kayyımlara 31 Mart'ta Kürdistan halkı seçimde çok güçlü bir cevap verdi. Bu mesaj hem muhalefete hem de iktidara. Önümüzdeki tek yol var. Bundan sonra tek ses olmalı ve ortak mücadele yürütmeliyiz."

Batman bölge mitingi Koma Ritmen Azad'ın konseriyle sona erdi.



DİYARBAKIR’DA YEMEKHANE İŞÇİLERİ 1 MAYIS'I KUTLADI: ‘KADRO HAKKIMIZI İSTİYORUZ’

Bu arada Diyarbakır Çocuk Hastalıkları Hastanesi'nde çalışan yemekhane işçileri DİSK’e bağlı Gıda-İş Sendikası'nın çağrısıyla hastane bahçesinde 1 Mayıs açıklaması yaptı. “İş, ekmek, özgürlük”, “Bijî yek gulan” sloganları atan işçiler adına açıklamayı Gıda-İş Sendikası Diyarbakır Temsilcisi Yusuf Yıldız yaptı. Açıklamaya Emek Partisi (EMEP) yöneticileri de katıldı.

Sağlık sektöründe hizmet alım ihalesi usulü ile taşeron olarak çalışan yemekhane işçileri olduklarını vurgulayan Yıldız, “Sağlık zincirinin bir parçası olmamıza rağmen sağlık personeli sayılmayarak üvey evlat muamelesi görmekteyiz. 696 No’lu KHK'de kadro dışı bırakılan işçileriz. Taşeron çalışma sistemine mahkum edildik. Bizlere, yapılan işte kullanılan malzeme üzerinden değer biçilerek kadro verilmedi. Hastane yemekhanelerinde çalışan işçiler soğan, patates, mercimek, bulgur, kazan, kepçe, çatal kaşık gibi düşünülerek kadro dışı bırakıldı. Malzemeli ihale denilerek yok sayıldı” dedi.



Uzun yıllardır değişen taşeron firmalarında düşük ücretlerle, sosyal haklardan yoksun, kuralsız, güvencesiz çalıştıklarını vurgulayan Yıldız, sağlık zincirinin bir parçası olmalarına rağmen sağlık personelinin haklarından yararlanamadıklarını söyledi. En basit hak olan sağlık kartı ve promosyon hakkından dahi yararlanamadıklarını dile getiren Yılmaz yemekhane işçilerinin taleplerini şöyle sıraladı:

- Hastane yemekhane işçileri olarak emeğimizin tam karşılığını almak istiyoruz.
- Çalışırken mobbing ve baskının son bulmasını istiyoruz.
- İş güvenliği önlemlerinin tam olarak alınıp uygulanmasını istiyoruz.
- Kullanım hakkı olarak maaş promosyon hakkımızın tanınarak, bizlere ödenmesini istiyoruz.
- Hastane yemekhanelerinde çalışan işçilerin kadro hakkının verilerek, taşeron sisteminin yasaklamasını istiyoruz.
- Hizmet alım ihalesi değil kadrolu güvenceli çalışma istiyoruz.

İşçi sınıfının uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma günü olan 1 Mayıs'a giderken güvenli bir gelecek, insanca bir yaşam isteyen Yıldız, “Günde 7 saatlik çalışma, haftalık 35 saatlik iş günü için, İnsanca yaşayabileceğimiz bir ücret için, mobbinge, baskıya ve örgütsüz çalışmaya hayır demek için, eşit İşe eşit ücret için, işyerlerinde kreş hakkı için, sendika hakkı ve sınırsız örgütlenme hakkı için yaşadın 1 Mayıs” diyerek sözlerini tamamladı.

(HABER MERKEZİ)