Nasıl ki Türkiye Şeker Bayramı’nı kutladı, spor dünyası da birbirinden farklı birçok bayramı yaşıyor. Fransa’da yanan spor bayramı ateşi çok eve girdi. Paris’in kızıl topraklarında tenisseverlerle birlikte bayram çocuğu yine Nadal oldu. 11. kez Roland-Garros’u kazanınca artık turnuvanın adını değiştirmek için başvuranlar bile olabilir. Nadal bu kez yanına Simona Halep’i aldı bayram kutlamasında.
Sonra voleybola sıçradı bayram. Milletler Ligi’nde dünyaya taşındı parkelerin şöleni. Rusya’dan başladı, Japonya, Amerika, Çin, Brezilya, Güney Kore, Macau, Türkiye, Hollanda, Sırbistan, Polonya, Tayland, Almanya, İtalya ve Arjantin’e yayıldı. Türkiye ise, kadınlarda 5'inci olup yarı finale yükselerek bayram şekeri verdi tüm ülkeye. Gio ve öğrencileri, haziran sonunda bayramı katmerlemek için Çin’e gidecek.
Erkekler ise bronz bir bayram kutlaması yaptı tüm ülkeye. Çekya’da düzenlenen 2018 CEV Altın Avrupa Ligi Final Four’unda mücadele eden Filenin Efeleri, Portekiz’i yenip bronz madalyanın kazanınca, bir algıyı da yıkacak ilk adımı atmış oldular: Türkiye’de voleybol kadın oyunudur. Hayır. Yakalanan bu jenerasyon, sadece bir başarılık olmadığını hepimize ispat edecek.
Oradan golfe bulaştı bayram sevinci. Dört büyük turnuvadan ikincisi başladı üç gün önce. Amerika Açık’ta Brooks Koepka şampiyonluğunu Justin Rose, Rory McIlroy ve Tiger Woods’a karşı korumaya çalışacak. Son güleni görmek için ise bugünkü final turunu beklemek gerekecek.
Bayramı bir de uyumadan geçirenler var. Öyle mutlu olanlar. Le Mans 24 saat aşıkları. Onlar için dayanıklılık ve otomobil olan her yer bayram yeri. O sebeple bugün hem keyfin zirvesine çıkacaklar ve 86. Le Mans 24 Saat Yarışı şampiyonunu görecekler, hem de uykusuz geçirerek kutsallaştırdıkları günü kusursuz bir şekilde yaşamanın keyfine varacaklar.
Ve tabii ki, en geniş çoğunluğun bayramını kutlamadan olmaz. Futbolda Dünya Kupası Bayramı. Maçlar futbolculardan, haberler Volkan’dan (Ağır), keyfini çıkarmak futbol dilencilerinden. Tartışması az, yıldızı çok, keyfi bol bir bayram olursa ne mutlu. Olmazsa da illa ki sevinecek bir an buluruz nasılsa. Birçok çocuk kendine en az bir hikaye devşirerek bitirecek kutlu futbol ayını.
Ama maalesef bazı çocuklar bu Dünya Kupası’nı, diğer spor şölenlerini göremeyecek. Berkin, yine televizyonun karşısına geçemeyecek mesela, Muhammet ve Furkan Yıldırım, idollerini izleyemeyecek, Aylan cennetten sallayacak belki bayrağını, masumluklarını dünya siyasetinin çirkinliğine bırakan nice çocuk yerini alamayacak derme çatma tribünlerde. Onların anısına dönse keşke spor dünyası. Keşke bir sporcu onları ansa bunca önemli turnuva arasında ve hayat bir dakikalığına gerçekten bayram olsa.