Bazen de kalp mantığı yener

Aslında tünelin ucundaki ışık pek de parlak değildi Cavendish için. Zira tarihin en iyi sprinteri de olsa artık yaşı 35 olmuştu. O sebeple de daha ekimde Deceuninck-Quick-Step'in patronu Patrick Lefevere, Cavendish’in takıma katılacağı yönündeki söylentiler için “Kalbim evet diyor ama mantığım hayır diyor” ifadelerini kullanmıştı.

Onur Salman salmanonur@gmail.com

Spor bazen geri dönüşlerin hikayesini yazmayı sever. Michael Schumacher’in dönüşü, Michael Jordan’ın dönüşü, Ronnie O’Sullivan’ın dönüşü, Justine Henin’in dönüşü… Efsane sporcuların dönüşleri kimileri için hayal kırıklığı kimileri için ise yarım kalan bir rüyanın devamı oluyor. Hayal kırıklığı oluyor çünkü kafanızda kurduğunuz, izlerken hayran olduğunuz, bunları nasıl yapıyor dediğiniz sporcunun normalleşme sürecinin başladığına şahit oluyorsunuz. Dönüş sonrası fizik gücü, isim gücünün önüne geçebiliyor.

Rüyanın devamı oluyor çünkü her şeye rağmen bu sporcular ‘Tanrı vergisi’ yeteneklerini fiziklerine rağmen sergilemeye devam ediyorlar. Hatta düşen fizik güçlerini, klaslarıyla kapatıyorlar ki bu da efsaneleşme sürecinde taraftarları haklı çıkartan yan oluyor.

Bakalım Mark Cavendish’in dönüşü hangi kategoriye girecek?

Tabii ki Cavendish’in sporu tam olarak bıraktığını söylemek imkansız. Hatta sporu bırakmadı bile. Ama spor onu bir süre bırakmıştı. Kıştan beri takımsızdı. Tarihin en iyi sprinterlerinden biri olan Cavendish, sporun kendisini adım adım bırakışını izliyordu.

Bir dönem bisiklet üstünde kendisinden daha hızlısı olmayan, uğruna takımlar oluşturulan, her pelotonun ucunun çıktığı son sprint treninden etap birincilikleri, yeşil mayolar çıkartan Britanyalı bisikletçi için umut ışığı 2013-2015 tarihleri arasında mayosunu giydiği Quick-Step’ten geldi.

EKİMDE HAYIR, ARALIKTA EVET

Aslında tünelin ucundaki ışık pek de parlak değildi Cavendish için. Zira tarihin en iyi sprinteri de olsa artık yaşı 35 olmuştu. O sebeple de daha ekimde Deceuninck-Quick-Step'in patronu Patrick Lefevere, Cavendish’in takıma katılacağı yönündeki söylentiler için “Kalbim evet diyor ama mantığım hayır diyor” ifadelerini kullanmıştı.

Ama mantık da kalbe yenik düşer. Mevzu bahis bir efsane ise, anılar peşinizi bırakmaz. Mantık kaybeder, akıl ve spor romantikleri kazanır. Ve zafer Cavendish olayında Lefevere’nin şu cümleleriyle hayat buldu: “Mark ve bizim çok eskilere dayanan, çok güzel bir geçmişimiz var. Hepimiz Mark’ın ailemize geri dönmesinden dolayı çok mutluyuz. O bir lider. Çok büyük bir tecrübesi var ve genç sporcularımız için bütün bunları paylaşırken takıma hâlâ birincilikler kazandıracağına güvenimiz tam.”

HER YERDE ŞAMPİYON

Eğer 3 büyük turda (Fransa Bisiklet Turu, İspanya Bisiklet Turu ve İtalya Bisiklet Turu) şampiyonluklar kazandıysanız, bu organizasyonlarda 48 etap zaferi elde ettiyseniz, bu başarılara takımınızı yeniden taşıyacağınıza inanç tam olur. Hele ki kadro da yine tam Cavendish’e uygunsa. Britanyalı sporcu artık dünya şampiyonu Julian Alaphilippe, bisikletin yükselen yıldızı Remco Evenepoel, ve İrlandalı sprinter Sam Bennett ile omuz omuza zafer arayacak.

SÜRÜ TOPLANDI

Belli ki kendisi de böyle bir kadroyla yeniden pedal basacağı için heyecanlı. Yoksa "Kurt sürüsüne katılmak için sabırsızlanıyorum” demezdi. Sürü hazır, spor romantikleri hazır, Mark Cavendish hazır. O zaman sahneyi Britanyalı yıldıza bırakma zamanı geldi.

Kim bilir belki zaman geçer devran döner. Türkiye Bisiklet Turu o şaşalı günlerine geri kavuşur. Biz de 2014 ve 2015’te Türkiye’de, şampiyon olduğu yollarda izlediğimiz gibi Mark Cavendish’i yine yakından takip etme şansına sahip oluruz.

Hatta bu kez trenine son iki senede Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun sprint şampiyonu Bennett’i de alır gelir. Kilometreler pedala, pedallar heyecana, heyecan da yeni spor hikayelerine döner.

Tüm yazılarını göster