Bedenin değişken sınırları

Herkes kendi bedenine farklı bir işlev yükler. Her halükarda insan bedeni bileşik ve kompleks bir yapıdır.

Abone ol

Julius Gavroche *

Peki, beden nedir? ... Spinoza açısından bedenin bireyselliği şu şekilde tarif edilir: Bedenin parçalarını etkileyen tüm değişikliklerle, belirli bir bileşik ya da kompleks (bu noktada ısrarcıyım, tamamen bileşik [kompozit], oldukça karmaşık) hareket ve dinlenme ilişkisinin korunması.  Anlayacağınız şu ki; bir beden ‘mutlak sonsuza’ dek bileşiktir.

Gilles Deleuze, Spinoza Üzerine (Okuma)

Çoklu akımlar, arzular, sınırlar ve ihtiyati yaklaşımlar tarafından çaprazlanan insan vücudu proteiformdur (değişken şekilli / çok şekilli). Onun bu şekilde görülmesi zorunludur.

Bedenleri Ming Hanedanın’dan kalma Çin porselenleri gibi koruyan insanlar var. Bacakları yürüme yetisine sahip olmadığı için vatandaş olarak görülmeyen insanlar var. Bedenlerini Pamela Anderson’a dönüştürme hayaliyle yaşayan insanlar var. Jean-Claude Van Damme’a benzemeye çalışan diğerleri var. Ve dahası iki ‘chihuahuası’na (Çivava, var olan en küçük köpek türlerinden biri. İsmini Meksika’daki eyalet olan Chihuahua’dan alır) Pamela ve Jean-Claude ismini verenler var.

Kimileri, bedenlerini ortak bir ceket gibi taşırlar. Diğerleriyse adeta transparan bir elbise gibi. Çıplak kalmak için giyinenler ve giyinmeye devam etmek için soyunanlar var. Kalçalarını sallayarak hayatını kazanan insanlar var. Kalçaları olduğunun farkında bile olmayanlar var. Bedenlerini adeta bir kamusal alan gibi kullananlar var. Öte yandan bedenine Kutsal Kase gibi davrananlar da var.

ELEKTRİKLİ BEDENLER

Bedenini bir banka hesabı gibi görenler var. Ve başka birileri için bedenleri bir nehir sanki. Bazı insanlar, bedenleri içerisindeyken Alcatraz’mış (bir zamanlar Amerika’nın en sıkı korunan hapishanesi) gibi hisseder. Bedensel becerileri dışında özgürlüğün ne olduğunu anlamayan insanlar var. Bazı insanlar saçlarını elektrikli gitar ritimleriyle sallar. Diğerleriyse, elektrik akımını doğrudan merkezi sinir sisteminden yükselmesiyle tecrübe ederler (elektrikli sandalye, ABD’de yaygın kullanılan bir idam yöntemidir). Bazı insanlar kendilerini ‘edinilmiş jestler repertuarından’ ayrı düşünemezler. Başkalarıysa bu repertuarın üstesinden gelmek için para alır; ancak, sadece sanat alanında…

VATANDAŞ OLABİLMEK VEYA OLAMAMAK

Sosyal alanda, başkaları için keyif, itibar ya da bilgi kaynağı olarak kullanılan bedenler var. Keyif, itibar ve bilgiyi başkaları kullanır. Ten rengi yüzünden “vatandaş” olarak görülmeyen insanlar var. Zinde kalabilmek için koşu bandında yürüyenler vardır. Diğerleriyse savaştan kaçmak için 600 kilometre yürür. Kendi bedenlerine sahip olmayan insanlar var. Ayrıca hayvan bedenlerinin onlara ait olduğuna inananlar da var. Çocukların bedenleri onlara aittir. Kadınların bedenleri onlarındır. Proleterlerin bedenleri onlara aittir. Beyaz olmayan bedenler onlara aittir.

Kimileri bedenlerini sahibi oldukları apartman daireleri gibi görür. Bunlardan bazıları zamanlarını onarım ve dekorasyon amacıyla harcar. Diğerleri evlerini bir doğal park gibi gözetir. Bedenlerinin bir kovboyun sahip olduğu at gibi olduğuna inananlar var. Onu bağlarlar, dörtnala koşmaya zorlarlar, okşar ya da döverler, yiyecek ve içecek verirler, ertesi gün kendilerine hazır olacak biçimde dinlenmelerine izin verirler. Atlarıyla konuşmadıkları gibi bedenleriyle de konuşmazlar. Üzerine bindikleri şey ölünce, kendilerinin bu yola tek başlarına devam edemeyeceklerini anlayınca şaşırırlar. Bilumum bedensel hizmetler para karşılığında satın alınabilir. Bazılarıysa bunun imkânsız olduğunu zanneder. Kimi insanlar vücutlarının tamamen boş olduğunu hisseder. Başkalarıysa onu organlarla dolu bir dolap gibi görür. Onu yüksek teknoloji ürünü olarak gören insanlar da var. Diğerleri tarih öncesi bir araç olarak değerlendirir.

ORGANİK BEDENLER, İNORGANİK BEDENLER

Kimileri için, cinsel organlar organiktir ve vücutlarından ayrılamaz. Diğerleri içinse, çoklu bir sistemdir, inorganiktir ve şekil ve boyutunda değişiklikler yapılabilir. Bazı insanlar eşsiz biçimde, ister alkol isterse hızlı yakılan şekerler olsun, vücutlarını glikoz temelinde kullanırlar. Bazı insanlar tütünü zehirle karıştırarak ciğerlerine çeker. Bedenlerine ne şeker, ne tuz ne de alkol, ne tütün, ne gluten, ne laktoz, ne GDO, ne de kolesterol alan insanlar var. Vücutlarına bir köleymiş gibi davranan insanlar var. Ve diğerleri egemenlik alanları gibi görür. Bazı kişiler, bedensel yapıları onları erkek olarak tanımlarken, kadınlığın sosyal koşullarına uygun biçimde yaşamayı tercih ettiğinden “vatandaş” olarak kabul görmez. Her şeyi hızlıca yapan, buna rağmen hiçbir zaman vakitleri olmayan insanlar vardır. Ayrıca işleri yavaş yavaş yapan ve hiçbir şey yapamayacak kadar yetenekli olanlar da vardır.

Kimi insanlar “vatandaş” olarak kabul edilmez; çünkü gözleri görmüyordur. Vatandaş olarak kabul görmeyen insanlar var, çünkü organları kendi organlarına benzeyen insanlardan haz duymayı tercih ediyorlar. Kaygılarını bastırmak için sakinleştirici kullanan insanlar var. Bazılarıysa meditasyon yapar. Bazı insanlar canlı bedenlerini bir kadavra gibi sürükler. Bazı bedenler “vatandaş” olarak görülmez; çünkü bir ya da daha çok yahut daha az kromozomlara sahiptirler. Her şeyden çok bedenlerini seven insanlar var. Ve ondan acı verici bir utanç hissedenler. Bedenleri sanki zaman içerisinde bozulmayacakmış gibi yaşayanlar var. Ve bir dondurmaymışçasına bedeninden kâr edenler. Bazı insanlar, kalp atışları sayesinde bir arada kalan biyolojik sistemlere sahiptir. Diğerleriyse göğsünde başkasına ait bir kalp taşırlar. Ve daha başka insanlar, kendileri bedenlerinde, bir süreliğine başka bir bedeni büyütme süreci yaşarlar. O durumda, insan bedeninin yine de tek bir beden olduğundan bahsedilebilir mi?

Yazının aslı Autonomies.org sitesinde yayınlanmıştır. (Çeviri:Tarkan Tufan)