Belediyecilikte Beylikdüzü modeli var mı?
İmamoğlu’nun yaptığı, sıradan, standart, sınır ve kavramlarını AKP’in belirlediği, PR dozu yüksek, sıkı bir inşaat belediyeciliği. Sunumunda iddia ettiği gibi bu belediyeciliğin sosyal, sosyal demokrat belediyecilik olmadığını anlamak pek de zor değil.
Abbas Karakaya
Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu Çekmeköy CHP’de 5 Aralık 2018’de bir sunum yaptı. Bu sunumu değerlendirdiğim yazımda, İmamoğlu’nun özünde beton-asfalt belediyeciliği yaptığını, sosyal demokrasiyi sos olarak kullandığını yazdım. İmamoğlu’nun sunumunda başka belediyelerden neyi, nasıl, farklı yaptığını açıklamadığını; belediyeciliğini neden bir model olarak nitelediğini anlamadığımı da belirttim aynı yazımda. Önümüzdeki soru şu: Belediyecilikte Beylikdüzü modeli var mı? Cevap: Hayır. İmamoğlu öyle nitelese de yaptığı belediyeciliğin örnek olacak, örnek alınabilecek; yani model sayılacak her hangi bir niteliği yok.
İmamoğlu’nun yaptığı, sıradan, standart, sınır ve kavramlarını AKP’in belirlediği, PR dozu yüksek, sıkı bir inşaat belediyeciliği. Sunumunda iddia ettiği gibi bu belediyeciliğin sosyal, sosyal demokrat belediyecilik olmadığını anlamak pek de zor değil.
Sosyal demokrat belediyeciliğin olmazsa olmazlarından sayabileceğimiz şeffaflık, açıklık, katılımcılık, hesap verebilirlik hususlarında Beylikdüzü’nün öbür belediyelerden hiçbir farkı, ayırt edici bir özelliği, ilerici bir tarafı yok. Mesela, sade yurttaşın bütçe bilgilerine erişimi yok. Beylikdüzü, Ovacık belediyesinin yaptığı gibi, bütçe bilgilerini bez bir afişe yazıp belediye binasının girişine de asmıyor. Ya da Beylikdüzü belediyesi Ovacık gibi üretici bir belediye de değil. Katılımcılık derseniz, onunla ilgili belediyenin internet sayfalarında somut tek bir söz, tek bir pratik yok. Ne de geçen 5 Aralık sunumunda İmamoğlu kendisi bu konuya değindi.
Peki, ne üretmiş, neyi ‘başarmış’ bu belediye? ('Beylikdüzü başardı' belediyenin bir sloganı) Beylikdüzü ülkenin çoğu belediyesinde, özellikle AKP belediyelerine has, yani asfalt- beton işlerini iyi başarmış! 2017 yılında 320 bin nüfuslu bu ilçede toplam 74 bin 900 ton asfalt, yani kişi başına 234 kg. asfalt dökülmüş (bakınız 2018 Performans Raporu). Bu sayı, Gazete Duvar yazarı Önder Algedik’in işaret ettiği gibi, 2017 yılında kişi başına üretilen çeyrek ton buğdayla kafa kafaya. Asfalt dökme işiyle belediyeler üzerinden yurt genelinde ‘müteahhitlere ve AK Devlete’ nasıl kaynak aktarıldığını okumak için Algedik’in yazısına bakılabilir.
Beylikdüzü belediyesi imar, beton işlerinde de özellikle AKP’li belediyelerden geri kalır tarafı yok. Ama bu duruma ne kadar halkçı, ne kadar halkı düşünen belediyecilik denebilir? Beylikdüzü sakinlerinden öğrendiklerime bakarak siz karar verin.
1- Beylikdüzü polis merkezinin bitişiğindeki tarihi koruluk alandan 100 civarında 50 yaşında çam ağacı kesildi. Üç tane bina, ticarethane dikiliyor.
2- Kavaklı sahiline yapılacağı planlanmış, şimdiye kadar 8 milyon TL’ye yakın para harcanmış amfi tiyatro ortada yok.
3- Beylik pazarının kapatılması: İlçenin en önemli, üç büyük mahallesine (Barış, Büyükşehir, Cumhuriyet) hizmet veren bu pazar 2015 kışından bu yana kurulmuyor. Alanda henüz bir inşaat yok, konu sürüncemede.
4- Vira İstanbul Projesi: Belediyenin bir inşaat şirketi ile beraber yaptığı bir proje. Projedeki üç blok (10-15 er katlı) jeolojik etütlerde yerleşime uygun olmayan alan (heyelan bölgesine) olarak gösterilmiş. Proje mahkemelik, dava sürüyor. Önceki belediye başkanlarının başlattığı projeyi, İmamoğlu iptal etmeyip devam etmiş. Bitmemiş bloklar hayalet şehri andırıyor.
5- Beş yıl öncesine göre ilçedeki trafik sorunu büyüdü. Çünkü çok imar verildi, yapılaşmayı karşılayacak ulaşım çözümleri geliştirilmedi.
6- Yaşam Vadisi: Önceki belediye başkanının başlattığı bu şehir parkı projesinde, park imarına aykırı devasa, betonerme işletmeler açıldı. Bazıları şikayeti üzerine durduruldu.
Buraya kadar yazdıklarım, verdiğim örnekler İmamoğlu’nun belediyeciliği hakkında açık bir fikir vermektedir. Bu belediyecilik pratiklerinin halkçı, sosyal, sosyal demokrat, ‘model’ bir belediyecilik olduğunu iddia etmek kolay olmasa gerektir. Yani öyle ya da böyle özgün bir Beylildüzü modeli denebilecek bir belediyecilik yoktur. Bu anlayış, hal ve gidişat İBB başkanlığını CHP’ye kazandırır mı?
NOT: Belediyenin icraatlarına dair daha fazla örnek olay ve ayrıntı için bölgenin tanınmış yerel gazetecilerinden Erol Öztürk’le irtibata geçebilir.