CHP'den belediye disiplin düzenlemesine tepki: Yetki hırsızlığı

Devlet memurları disiplin yönetmeliğinde büyükşehir belediyelerinde olan disiplin kurulu yetkisi, İçişleri Bakanlığı’na verildi. Karara "yetki hırsızlığı" diyen CHP düzenlemeyi yargıya taşıyacak.

Abone ol

ANKARA - Devlet memurlarının disiplin işleri için 39 yıldır uygulanan yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlanan karar ile değiştirildi. Yeni Devlet Memurları Disiplin Yönetmeliği'ne göre, Cumhurbaşkanı tüm kamu idarelerinde görevli bütün memurlar hakkında disiplin amirliği yetkisini taşıyacak.

Yeni değişikliğin ardından disiplin amirleri uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarını vermeye yetkili olacak. Disiplin amirleri tarafından verilen cezaya karşı yapılan itirazın kabulü halinde disiplin amirleri, kararı gözden geçirerek verilen cezayı hafifletebilecek veya tamamen kaldırabilecek. Disiplin amirliği yetkisi devredilemeyecek. Kamu idarelerinin merkez teşkilatlarında disiplin kurulu, taşra teşkilatlarında il disiplin kurulu, bölge merkezlerinde bölge disiplin kurulu kurulacak.

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİNİN YÜKSEK DİSİPLİN İŞLERİ İÇİŞLERİ’NE DEVREDİLDİ

Yönetmelikte İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu'nun aynı zamanda mahalli idarelerin yüksek disiplin kurulu olduğuna ilişkin düzenleme korundu ancak, büyükşehir belediye başkanlıklarında kurulacak yüksek disiplin kurullarının ‘belediye encümeninden teşekkül etmesine’ ilişkin kısım yeni yönetmelikten çıkarıldı. Böylece büyükşehir belediye başkanlıklarındaki yüksek disiplin kurulu görevi de İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu'na bağlanmış oldu.

CHP: SİYASİ İKTİDAR, SANDIKTA KAZANAMADIĞI BELEDİYE YETKİLERİNİ MERKEZDE TOPLAMA HEVESİNDE

CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’a göre; bu düzenleme, yerel seçim sonuçlarını hazmedemeyen siyasi iktidarın, sandıkta kazanamadığı belediye yetkilerini merkezde toplama hevesinden başka bir şey değil.

Belediye memurları hakkında disiplin işlemi yapma yetkisinin hem Anayasa'ya hem de 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'na göre, memurunun amiri olan belediye başkanına ait olduğunu kaydeden Torun şunları söyledi:

“Yerel yönetimlere yönelik yetki gaspı zincirinin yeni bir halkası ile karşı karşıyayız. Bu iktidar artık öyle bir noktaya gelmiştir ki sandıkta kazanamadıkları belediyelerde sicil amirliğine soyunmuştur. Ancak bu düzenleme 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 127. Maddesi’ne açıkça aykırıdır. İlgili maddede, “Devlet memurluğundan çıkarma cezası amirlerin bu yoldaki isteği üzerine, memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kurulu kararı ile verilir” hükmü yer alıyor. Kanuna aykırı yönetmelik olmaz.” 

'HER TÜRLÜ HUKUKİ GİRİŞİMDE BULUNACAĞIZ'

Hükümetin, CHP belediyelerinin elini kolunu bağlamak için her türlü hukuksuz işlemden medet umduğunu belirterek, “kanuna aykırı işlem hakkında” hukuki girişimlerde bulunacaklarını açıklayan Torun, “Bu düzenleme ile büyükşehir belediyelerinin memuriyetten çıkarma ve kademe ilerlemesinin durdurulmasına karar verme yetkisinin İçişleri Bakanlığı’na verilmesi, tam anlamıyla yetki hırsızlığıdır. Milletimiz şahittir: Milletin iradesini tanımayan bu sorunlu zihniyet ne yaparsa yapsın, hangi baskıyı kurarsa kursun, biz onların çıkaracakları engelleri halkla birlikte tek tek aşacağız. Bu çabalar sadece millet iradesinden korkunun ürünüdür. Biz kanuna aykırı bu yönetmelikle ilgili olarak da her türlü hukuki girişimde bulunacağız” diye konuştu.

TÜM BEL-SEN: İNSANLARIN ÇALIŞMA HAKKI KUTSALLIĞINA MÜDAHALEDİR

Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (Tüm Bel-Sen) Genel Başkanı Erdal Bozkurt, 31 Mart 2018 yerel seçimleri sonrası belediyelerde hak gaspları yaşanmaya başladığına dikkat çekerek, “Geçtiğimiz yıllarda 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye eklenen geçici 35. Maddede yer alan 'terör örgütlerine iltisaklı olduğu değerlendirilen' ibaresi sonucu sadece Diyarbakır’da 26 sendika üyemizin il valiliği talimatıyla kamu görevlerine son verildi. Savunma hakları bile yüz yüze değil ‘yazılı’ alındı. Belli ki şimdi benzerini burada yaşayacağız. Belediyelerin elinden bu yetkinin alınıp İçişleri Bakanlığı’na verilmesi bu düzenlemenin altında bir şeyler aramamız gerektiğini gösteriyor” dedi. Bozkurt, düzenlemenin iyi niyetli olmadığı uyarısında bulunarak, “Mevcut kanunların KHK’ler ve yönetmeliklerle değiştirilen yeni bir rejimi maalesef yaşıyoruz. Buradan çıkan sonuç insanların çalışma hakkı kutsallığına müdahaledir” ifadelerini kullandı.

AVUKAT KARADUMAN: BAŞKANLIK SİSTEMİNİN GETİRDİĞİ YETKİYİ TEK MERKEZDE TOPLAMA HALİ

Öte yandan Tüm Bel-Sen avukatı Sevgi Karaduman ise, söz konusu yönetmeliğin hukuki boyutunu incelemeye aldıklarını, aykırı görülen hususlar olduğu takdirde Danıştay’da yönetmelik iptali davası açabileceklerini kaydetti.  

Söz konusu yönetmelik değişikliğinin Başkanlık Sistemi’nin getirdiği bir durum olmakla birlikte amacın, büyükşehir belediyelerinin yetkisini ortadan kaldırmak, tüm yetkiyi tek merkezde toplamak olabileceğini aktaran Karaduman şunları söyledi: “Geçmişte büyükşehir belediyeleri dışında ilçe belediyelerinde devlet memurlarının memuriyetten çıkarma görüşmelerini İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu yapıyordu. Büyükşehir belediyelerinde ise kendi bünyesinde belediye encümenlerinden oluşan Yüksek Disiplin Kurulu tarafından karar veriliyordu. Bu yönetmelik ile beraber Büyükşehir Belediyeleri Yüksek Disiplin Kurulları ortadan kaldırılmış oldu. Bütün belediyelerde kademe cezası ve memuriyetten çıkarma dosyaları İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’na verilmiş oldu. Devlet memurluğundan çıkarma işleminin yerelde belediye encümenleri tarafından oluşturulan kurul tarafından yapılması daha objektif sonuçlar alınmasını sağlar. İlçe belediyeleri için İçişleri Bakanlığı’nın yetkilendirilmesi objektif kararlar açısından yerinde olabilir ancak büyükşehir belediyelerinde buna neden gerek duydukları pek anlaşılır bir durum değil.”

'DOSYA YÜKÜ ARTACAK'

Tüm Bel-Sen temsilcisi olarak uzun yıllardır İçişleri Bakanlığı kurulunda bulunduğunu ifade eden Karaduman, “Genelde ilçe belediyelerinden gelen memuriyetten çıkarma dosyaları ile kademe durdurma cezalarına itiraz dosyalarını inceliyorduk. Anlaşılan o ki bundan sonra dosya yükümüz epey artacak. Yol şu şekilde ilerleyecek: Bir kişi hakkında soruşturma yine belediye sınırları içerisinde yürütülecek, rapor oluşturulacak ve oluşturulan rapor İçişleri Bakanlığı’na sevk edilecek. Türkiye’de giderek görev ve yetkilerin tek elde toplanması gibi bir gelecek var. Bu da onun bir yansıması diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.