Besici dertli: Desteği kaşıkla verip kürekle geri alıyorlar

Kurban satışı yapan besiciler, artan maliyetler ve satışların azlığından şikâyetçi. Evini satıp hayvan alan, borçlanarak Ankara’ya gelen besiciler bir sonraki yıl bu işi yapmayacağını söylüyor.

Abone ol

ANKARA - Kurban Bayramı öncesi Ankara’da büyükbaş ve küçükbaş hayvan satışının yapıldığı Mühye Köyü’nde, pazarın nabzını tuttuk. Artan yem fiyatlarından ve satışların yetersiz olduğundan yakınan besiciler, kilometrelerce ötedeki köylerine geri döndüklerinde borçlarını nasıl ödeyeceklerinin hesabını yapıyor. Devlet tarafından üreticilere verilen desteğin yetersiz olduğunu belirten üreticilerin birçoğu bir sonraki yıl hayvan yetiştiriciliği yapmayacağını söylüyor, “Desteği kaşıkla verip kürekle geri alıyorlar” diyor.

MÜŞTERİLER FİYATI PAHALI BULUYOR

Yüze yakın çadırın kurulduğu Mühye’deki hayvan pazarında, bayrama bir hafta kala alıcıyla karşılaşmak oldukça güç. Büyükbaş hayvanların 12 bin liradan 20 bin liraya, küçükbaşların ise bin 500 liradan 2 bin 500 liraya kadar kilosuna göre değiştiği pazarda ender rastladığımız alıcılar, fiyatların yüksek olduğunu söylüyor. Bayram yaklaştıkça fiyatların daha da düşeceğini belirten Hikmet Yıldırım, “Üç kuruş paramızla kurbana niyetlendik ama bu sene kesemeyeceğiz gibi duruyor. Fiyatlar beklediğimizden de yüksek” ifadelerini kullanıyor.

Büyükbaş hayvanlar 12-20 bin lira, küçükbaşlar ise 1500-2500 lira arasında değişen fiyatlardan satılıyor.

 BESİCİLER: SATIŞLAR ÇOK DÜŞÜK, NORMAL FİYATIN ALTINA SATIYORUZ

Birbirleriyle şakalaşan, bilek güreşi yapan hayvan satıcıları ise satışların düşüklüğünden dert yanıyor. Iğdır’dan 30 büyükbaş hayvanla gelen, geçen bir haftada 2 büyükbaş satışını ancak “güç, bela” yaptığını söyleyen besici Lokman Yıldırım, “İşler bir önceki yıl gibi iyi değil, zayıf. Bu yıl 11 güne yakın tatil olduğu için herkes Ankara dışına gitti ve kurban pazarları boş kaldı. Üretici hayvanını satamıyor, mağduriyet yaşıyor. Normal şartlarda 15- 20 bin lira edecek hayvanı 10 bin liraya 12 bin liraya veriyoruz” diyor.

Lokman Yıldırım: Bu yem fiyatlarıyla ne yapacağız bilemiyoruz, her türlü zarardayız. Hepten bu işi bırakacağız 


GEÇEN YIL ÇUVALI 70 LİRA OLAN YEM BU YIL 165 LİRA

Besici Yıldırım’ın dertli olduğu bir diğer konu ise artan yem fiyatları. Geçtiğimiz yıl 70 liraya aldığı yemin çuvalına bu yıl 165 lira ödediğini söyleyen Yıldırım, bir sonraki yıl bu işi yapmayacağını belirterek, “Konuşunca mangalda kül bırakmıyorlar, ‘Yem ucuz’ diyorlar. Biz bu fiyatlarla ne yapacağımızı bilemiyoruz. Her türlü zarardayız. Geri götürsek de maliyet, burada yok fiyatına versek de maliyet, kestirsek de maliyet. Sonuç, her türlü zarardayız. Hepten bu işi bırakacağız, hepimiz büyükşehirlere taşınacağız. Köyleri boşaltıp büyükşehirlerde yaşamaya başlayacağız” ifadelerini kullanıyor.  

‘KARA KARA NE YAPACAĞIMIZI DÜŞÜNÜYORUZ’

Satışların bekledikleri seviyede olmadığını söyleyen besicilerden biri de Ankara Sincan’dan Mühye Köyü’ne gelen Mehmet Çifçi. Söze, “Bu işi bırakacağım” diyerek başlayan Çifçi, bu yıl 100 bin liraya yakın zararının olduğunu söylüyor.

Mehmet Çifçi: Piyasada hareket yok, insanların alım gücü yok. Çıkış yolu bulamıyoruz.

Yem fiyatlarının yüksek olduğunu, gider kalemlerinin her geçen gün arttığını belirten Çifçi, “Piyasada hareket yok, insanların alım gücü yok. Devletin teşvik vermesi gerekiyor ki biz hayatta kalalım ama teşvik falan verdikleri yok. Pandemi dönemi herkesi etkilediği gibi bizi de etkiledi. İnsanlarda sıcak para kalmadı.  Kara kara ne yapacağımızı düşünüyoruz. Çıkış yolu bulamıyoruz” ifadelerini kullanıyor.

‘ÜRETİCİLER DESTEK GÖRMEDİĞİ SÜRECE HAYATTA ZOR KALIR’

Ziraat Mühendisi, yüksek lisans öğrencisi Kasım Cankur, Ankara’ya Amasya’dan gelen satıcılardan biri. Satışlarının iyi gittiğini söyleyen Cankur, Ankaralıların fiyatların düşmesini beklediğini, satışların bayram yaklaştıkça daha da artmasını umut ettiklerini söylüyor. Yem fiyatlarının bir yıl içerisinde yüzde yüz zamlandığını ifade eden Cankur, “Geçen yıl 80 liraya yem alırken bu sene en ucuz yem 140 liradan başlıyor, 180’e kadar gidiyor. Fiyatlar ikiye katlandı ama hayvan pazarında biz fiyatları ikiye katlayamadık. Biz, geçen yıla göre ancak yüzde 20 üzerine koyduk. Çiftçi, üretici elinden geleni yapıyor ama bir yere kadar” diyor.

Kasım Cankur: Saman ve yem fiyatları uçtu gitti. Çiftçinin bu süreçte gördüğü doğru düzgün bir destek yok

Nakliye parası, çadır parası gibi kalemlerin yüksek maliyetler oluşturduğunu söyleyen Cankur, gelecek yıl kuraklık nedeniyle saman ve yem fiyatlarının daha da yükseleceğini belirterek, “Seneye belki de hayvan bulunamayacak” ifadelerini kullanıp, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Saman ve yem fiyatları uçtu gitti. Çiftçinin bu süreçte gördüğü doğru düzgün bir destek yok. Çiftçi hep arka plana atılmış. ‘Yemden bu yıl vergi almıyorum’ demiyorlar. Ekstra bir destek sağlamıyorlar. Böyle olunca hayvancılık da yıldan yıla, gitgide düşüyor. Bugün üretim ancak destek olursa yapılabilir. Bu gidişle üreticiler destek görmediği sürece hayatta zor kalır.”

‘BÖYLE GİDERSE HEPİMİZ İFLAS EDECEĞİZ’

Üreticiye yönelik devlet desteğinin yetersiz olduğunu savunan satıcılardan biri de Erzurum’dan evini satıp hayvan alarak Ankara’ya gelen Menderes Karakaya. Müşterilerin 15 bin liraya mâl ettikleri büyükbaşı maliyetin altında fiyatlara almaya çalıştığını söyleyen Karakaya, “Ben başka iş bilmiyorum. Batana kadar yapacağız.  Şimdi cepten yiyoruz. Bu yıl daireyi sattım, mal aldım. Şimdiye kadar biriktirdiklerimizi yemeye başladık. Bitene kadar devam edeceğiz” diyor.

Menderes Karakaya: Yem, sütten daha pahalı. Böyle giderse hepimiz iflas edeceğiz. 

Pazardaki hemen hemen her üretici gibi yem fiyatlarının yüksekliğinden yakınan Karakaya, bunun yanında devletten hiçbir destek göremediklerini belirterek, “Desteği kaşıkla verip kürekle geri alıyorlar. Kepçeyi de boş ver. Verdikleri desteği zamlarla, şunlarla bunlarla kürekle geri alıyorlar” ifadelerini kullanıyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: “Ben hayatımda hiç duymadım, ‘Süt, yemden daha ucuz olsun’. Bugün siz bir kilo yem parasıyla iki kilo süt alabilirsiniz. Sütün kilosu 2,5 lira değildir. Yemi hesapladığınızda kilosu 4 lirayı geçiyor. Yem, sütten daha pahalı.  Böyle giderse hepimiz iflas edeceğiz. Buna hangi bakan bakıyorsa el atması lazım yoksa seneye satıcı bulamayacaklar.”

‘İTHAL ET GETİRECEKLERİNE UCUZA YEM VERSİNLER’

Ankara’ya Çorum’dan gelen besici Murat Demir ise, baba mesleğini sürdürmek için direndiğini söylüyor. Hayvanlarını yetiştirdiği süreçte 150 bin lira borçlandığını, satışların da istedikleri gibi gitmemesi nedeniyle kara kara yarını düşündüğünü belirten Demir,  “Vatandaş da bitik durumda. ‘Ev geçindiriyorum, kira veriyorum ben nasıl 20 bin liraya kurban alayım’ diyor. Sonra geliyor bizim mala 10 bin lira teklif ediyor. Biz de ayak diretiyoruz. Versek zarar edeceğiz. Vermiyoruz” diyor.

 Murat Demir: Hayvan yetiştiriciliği için 150 bin lira borçlandım, satışlar kötü, kara kara düşünüyorum ne yapacağım diye?..

Ellerinde kalan hayvanların devlet tarafından alınması gerektiğini, devletin bunu yapmaması halinde batacaklarını ve üreticinin hayatta kalamayacağını belirten Demir sözlerini şöyle sürdürdü: “20 yıldır bu işin içerisindeyim, babamdan devraldım. Babamın zamanında maliyetler düşüktü para kazanıyorduk. Şimdi para kazanamıyoruz. Ben şahsen seneye bu işi yapmayı düşünmüyorum. Kazanamadığım işi niye yapmaya devam edeyim ki? Dışarıdan ithal et getireceklerine ucuza yem verseler de biz de ucuza mâl etsek, satsak. Çiftçi, üretici sürekli batağa gidiyor. Bu seneden sonra herkes icralık.  Bu yıl insanlar malını satabilirse iyi kötü kendini kurtaracak. Malını satamazsa herkes icralık olacak. Zaten hepimizin bankalara borcu var. Zamanı geldiğinde ne olacak bilmiyoruz muhtemelen sahtekâr konumuna düşeceğiz.”