Bu sene iki Beşiktaş var; biri okyanusu geçen, diğeri derede boğulan. Siyahla beyazın farkı kadar net bir ayrım var Beşiktaş'ın ligde ve Avrupa'da gösterdiği performans arasında. Öyle bir durum ki, Avrupa'da kötü giden Başakşehir'le oynayacak olan Beşiktaş, bu maçta kaybederse kimseyi şaşırtmaz herhalde. Ancak, Avrupa'daki derecesinin şaşırtması kimseyi mutsuz etmiyordur; rakipleri de dahil. Çünkü Beşiktaş'ın alacağı puanlar ülkenin her yıl Avrupa'ya açılan takımları için de önemli.
RAKİPLER Mİ KÖTÜ, BEŞİKTAŞ MI İYİ?
Monaco-Beşiktaş maçını izlediğim ortamda ve sosyal medyada sıkça şu soruya rastladım: Bu rakipler mi abartıldı, yoksa Beşiktaş mı çok iyi? Yanıt çok net: Beşiktaş iyi. Öyle güçlü ve oturmuş bir oyunu var ki, nerede ve hangi organizasyonda oynarsa oynasın bunu sahaya yansıtabiliyor; sadece bununla da kalmayıp genellikle yapmak istediklerini uygulayabiliyor. Ve rakipler bunlara önlem alsalar dahi, Beşiktaş bir şekilde sonuç elde etmeyi biliyor.
Bunun en somut örneği siyah-beyazlıların en önemli hücum opsiyonu Quaresma'nın bir türlü durdurulamaması ve üç Şampiyonlar Ligi maçında da neredeyse aynı golü yaptırması. Rakiplerin neden abartıldığına kanıtsa Monaco'nun attığı gol oldu. Rakipte öyle bir golcü vardı ki, bulduğu boşluğu, önünde Pepe de olsa, skora çevirdi. Fakat Beşiktaş öyle bir boşluğu bir daha vermedi. Asıl önemlisi de buydu. Şunu da unutmayalım; Beşiktaş'ın bu seviyelerde yaptıkları ülke futbolunda bir ilk. Rakipler kim olursa olsun elde edilen başarı çok büyük.
GOLLER CENK'TEN AMA...
Hiç kuşku yok ki Beşiktaş'ın Avrupa performansının yıldızı ise Cenk Tosun. Evet, goller Cenk'ten ama onun başarısı bütün takım adına alınmış bir sonuç. "Ama Negredo'yla olmuyor" derseniz, onun da takım seviyesine henüz ulaşmadığını söyleyebilirim. Cenk Tosun geldiğinde bu seviyede değildi. Zamanla takımla aynı seviyeye geldi ve orada tutunmayı, daha da tırmanmayı bildi. Onun bu noktaya ulaşmasında kendi çabası kadar takımın oyun organizasyonunu payını da gözardı etmemek gerek.
BEŞİKTAŞ NE KADAR İLERLEYEBİLİR?
Peki, Beşiktaş nereye kadar gidebilir? İstatistiklere bakarsak en az çeyrek finale ulaşması kuvvetle muhtemel. Çünkü Şampiyonlar Ligi'nde 3'te 3 yapan bütün takımlar öncelikle gruptan çıkmışlar. Bu takımların da yaklaşık yüzde 70'i en az çeyrek final oynamış. Beşiktaş hem kulüp hem de ülke tarihinde bir ilki başardı. Eğer bir sonraki maçını da kazanırsa bu tarih güncellenecek. Yani bundan sonra her yaptığı tarihe geçecek. Umarım, 3'te 3 yapıp da gruptan çıkamayan takım olarak tarihe geçmesin!
Beşiktaş'ın yolu nereye kadar uzar bilemeyiz ancak Şenol Güneş maç sonunda bu başarıların kalıcılığı adına önemli şeyler söyledi. Mealen, "Biz bugün varız ama yarın ne olacağız bilinmez. Fakat rakip Monaco organizasyonuyla her daim buralarda olacaktır" dedi. Ülke futbol gündeminin dert edinmesi gereken şey bu olmalı. Yoksa "Monaco bu mu", "Çekemeyenler çatlasın" kısır döngüsünü bir türlü kıramayız.
BAŞAKŞEHİR HAVLU ATTI GİBİ
Başakşehir, Avrupa Ligi'nde "İngiliz modeli" uyguladı ve başarısız oldu; genelde İngilizler de başarısız oluyorlar. Yani güçlü kadrosunu lige sakladı. Ancak bu yöntem onların ligdeki ritimlerini de bozuyor. Belki puan olarak kötü diyemeyiz ama oyun kalitesinin Fenerbahçe maçı hariç geçen yılın gerisinde olduğu açık. Abdullah Avcı, Avrupa'yı çok önemsediklerini söyleyerek başladığı sezonda bu fikrinden çabuk vazgeçmişe benziyor. Bu hafta alınan Hoffenheim mağlubiyetle havlu attılar gibi.
Konyaspor Avrupa kupalarındaki ilk galibiyetini bir önceki maçta alınca bu hafta oynanan Salzburg maçına umutlu başladı. Tribünlerin önemli bir kısmı doldu. Fakat rakip henüz 5'inci dakikada bu umutları söndürdü. Konyaspor maç boyunca gol pozisyonu üretemedi. Salburg'un özellikle ikinci yarıda çok daha sıkı bir şekilde uyguladığı ön alan baskısı, Konyaspor'un çoğu kez yarı alanı bile geçememesine neden oldu.
AVRUPA LİGİ, YEREL LİG HAKKINDA NE SÖYLER?
Avrupa Ligi'nin yerel liglerin gücünü gösteren bir organizasyon olduğunu söylemiştim. Salburg'un Konyaspor'u yenmesi Avusturya Ligi'nin doğrudan daha iyi olduğu anlamına gelmez. Ama şunu söyler; oradaki lig düzeni buraya göre doğru. Pahada olmasa da organizasyon anlamında daha değerli. Liglerin gücünü doğrudan yansıtan eşleşme ise Hoffenheim-Başakşehir maçında görüldü. Hızlı ve öne doğru ısrarlı oyunun karakterize ettiği Bundesliga ekibi, ilk yarının sonundaki birkaç dakika hariç oyunun tamamında üstünlük kurdu.