Biden ailesinin karıştığı yolsuzluklarla ilgili Adalet Bakanlığı Soruşturma Ofisi’ne bildiklerini anlattıktan sonra FBI’ın radarından kaçamayan İsrailli akademisyen Dr. Gal Luft sırra kadem bastı.
ABD ve İsrail vatandaşı olan Luft, 16 Şubat’ta Güney Kıbrıs’ta Larnaka Uluslararası Havaalanı’na indiğinde gözaltına alınmıştı. Larnaka’da alıkonulduğunda Türkiye’deki depremzedeler için organize ettiği 100 tonluk yardımı ulaştırmanın telaşı içindeydi.
Amerikan yönetimi yasa dışı silah ticareti suçlamasıyla Luft’un peşindeydi. Luft 28 Mart’ta kefaletle bırakıldıktan sonra ilk duruşmayı beklemeden kayıplara karıştı. Şartlı salıverme kuralları gereği imza vermesi gereken Baf karakoluna gitmeyince kaçtığı anlaşıldı.
Luft’un hikâyesini yakın çevresiyle konuşarak 27 Mart’ta Gazete Duvar’da kaleme almıştım. Yeni gelişmelere dair aynı kaynaklardan edindiğim bilgileri paylaşmaya çalışacağım.
Adadan ayrılmasının nedeni, iade edilinceye kadar Lefkoşa’da yüksek güvenlikli bir hapishanede tek kişilik hücreye atılması yönünde ABD’nin yaptığı baskıydı. Luft 4 Nisan’daki ilk duruşmada tekrar tutuklanacağına dair gelen bir bilgi üzerine kaçmaya karar verdi. İçerideki koşullar iyi değildi; ilaçları verilmemişti, tutulduğu sürece zehirlenme korkusu yaşıyordu, dostlarının dışarıdan getirdiği yemekleri yiyordu. Berbat koşullar, kötü muamele ve iade edilme korkusuyla 31 Mart'ta adadan ayrıldı.
***
Her şeyden önce Luft silah kaçakçılığı suçlamasını "Kaba bir yalan" olarak reddediyor. 28-29 Mart 2019’da Biden ailesiyle ilgili Adalet Bakanlığı yetkililerine verdiği bilgilerin Ekim 2020’de ABD Başkanı Joe Biden’ın oğlu Hunter Biden’ın bilgisayarından çıkan bilgilerle tamamen teyit edildiğini vurguluyor.
Madem Hunter Biden’ın bilgisayarı aileyi yakmak için yeterince malzeme içeriyor, artık dünya alem bunları biliyor, FBI neden Lutf’un peşini bırakmıyor?
Luft birkaç noktaya dikkat çekiyor:
- Yönetim, Hunter Biden’ın bilgisayarıyla ortaya çıkan ifşaatın gücünü kırmak için bunun bir Rus operasyonu olduğu iddiasıyla karşı kampanya yürütüyor. Bu argümanın da Amerikan siyasetinde bir karşılığı var. Fakat Luft, Hunter Biden’ı paraya bağlayan Çinli enerji şirketi CEFC China Energy’de danışman olarak çalışmış içeriden bir tanık. Rus operasyonu iddiası onun tanıklığını geçersiz kılamıyor.
- Biden ailesini yakacak bilgileri paylaşmanın ötesinde başka bir durum var: Hunter Biden’ın bilgisayarındaki bilgiler henüz ortalığa saçılmamışken Luft’un ifadesini örtbas etmeyi tercih eden Adalet Bakanlığı ve FBI’ın işlediği suç şimdi asıl mesele haline geliyor. Luft’un 'susturulması' bu açıdan önem kazanıyor.
- Kasım 2022’de ara seçimler sonrası Cumhuriyetçiler, Temsilciler Meclisi’nde üstünlüğü ele geçirerek Biden dosyasına el atma şansını yakaladı. Temsilciler Meclisi Gözetim ve Hesap Verebilirlik Komitesi, Luft’un avukatıyla temasa geçerek bilgi aldı. Kongre üyeleri 2019’da verilen ifadenin sümen altı edildiğini anlayınca Adalet Bakanlığı ve FBI köşeye sıkıştı. Böylece hikâyenin yönü, Biden’ın suçlarından kamu otoritesinin bu suçları örtmesine doğru değişti.
Luft, Demokratların seçimde kaybedeceği anlaşılır anlaşılmaz 1 Kasım 2022 itibariyle kendisini susturmak için silah ticareti iddiasıyla bir dosya hazırladıklarını belirtiyor.
***
Cumhuriyetçilerin siyasi baskısı kendisinden yana güçlendiğine göre Luft neden Amerikan yargısından kaçma gereği duyuyor?
Luft 2017’de tutuklanıp 2.5 yıl içeride tutulan eski Hong Kong İçişleri Bakanı Patrick Ho’nun başına gelenlerden hareketle adil yargılanmayacağını ve tecrit edilip susturulacağını düşünüyor. Ho, CEFC bünyesindeki Çin Enerji Fonu Komitesi’nin başkan yardımcısıydı. Ho 18 Kasım 2017'de JFK Havaalanı'nda gözaltına alınmıştı. Uganda ve Çad liderlerine toplam 3 milyon dolar rüşvet vermenin yanı sıra İran’a yaptırımların atlatılması konusunda aracılık yapmakla suçlanıyordu. Savcılar Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi için rüşvet dağıttığı iddialarına yoğunlaşmıştı. Ama Ho cephesine göre ne tanıklar dinlendi ne de suçlamalar ispatlandı. Ho’nun duruşmalarda Biden ailesinin bağlantılarını gündeme getirmesine izin verilmedi. Savcı bu konudaki ifadeleri 'siyasi' diyerek dosyaya sokmadı. ‘Büyük hikaye’ bu şekilde jüriden de kaçırıldı.
***
Luft’a göre FBI’ın temiz bir oyun oynamayacağı başından belliydi: Her şeyden önce yakalama operasyonu için ikamet ettiği İsrail değil de Kıbrıs Cumhuriyeti gibi baskıya ve satın almaya açık zayıf bir ülke seçildi. Kendisinin sorduğu soru şu: “Eğer suç sabitse neden İsrail’de düğmeye basılmadı?”
Üstelik İsrail ile ABD arasında suçluların iadesi anlaşması da var. Lakin anlaşmaya göre iade edilen kişi, ABD’de hüküm giyerse suçunu İsrail’de bir hapishanede çekebilir. Bu da Amerikan yönetiminin istemediği bir şey; hapisteyken de kontrol altında olmalı.
2019’da Luft elindeki bilgileri paylaşmak istediğinde Amerikan tarafı buluşmanın İsrail’de olmasına itiraz etmişti. Bu yüzden toplam 18 saat süren görüşme 28-29 Mart 2019 tarihlerinde Brüksel’de gerçekleşmişti. İsrail yasaları yabancı servislerle görüşmelerde kendi istihbarat servisinin de bulunmasını şart koşuyor. Yani Amerikan yönetimi başından beri dosyaya İsrail’in burnunu sokmasını istemedi.
Kıbrıs’ta kefaletle bırakılma sürecinde de kirli bir müdahale vardı. Mahkemede 400 bin euro kefalet bedeli belirlenmişti. Ancak birkaç banka denendiği halde para transferi engellendi. Kıbrıs’ta bir mülk teminat olarak gösterilmek istendi. Bu sefer tapu sistemi hacklendi. Farklı yollar denendi. Nihayetinde güç bela tapu idaresinden belge alınarak kefalet şartı yerine getirildi.
Suçlamalarla ilgili de manipülasyon yapıldı. Medyaya yasa dışı silah ticareti ile suçlandığı ve hakkında Interpol araması olduğu iddiası servis edildi. Fakat Interpol araması yoktu. Ayrıca Luft ve avukatına gösterilen suçlama dosyası silah satışı, transfer ya da ödeme gibi doğrudan suça taalluk eden unsurlar içermiyordu. Suçlama silah temin etmeyi düşündüğü ve bunun için birileriyle iletişim kurup fiyat sorduğu bilgisinden ibaretti. Ayrıca isnat edilen suçun tarihi 2015-2016. Zaman aşımına rağmen dosya 1 Kasım 2022’de açıldı.
Özetlersek Luft tutuklanıp hapse atıldığı takdirde Temsilciler Meclisi Gözetim ve Hesap Verebilirlik Komitesi’ne konuşma imkânı kalmayacağına ve yargılama sürecinde Cumhuriyetçilerin kendisine yardım edemeyeceğine inanıyor.
***
Kaçırılma tehlikesi nedeniyle Luft’un nerede olduğu bilgisi paylaşılmıyor. Hala güvenli bir liman arayışı içinde olduğu izlenimi ediniyoruz.
Edward Snowden örneğinde olduğu gibi Rusya’dan koruma teklifi gelirse tutumu ne olur? “Hayatım boyunca kaçak olarak yaşamak istemiyorum. Mahkemede bu meseleyle yüzleşmekten korkmuyorum, siyasi müdahalelerin olmadığı bir yargı sürecinde kendimi savunma şansı verilirse ABD’ye gitme riskini göze alabilirim" diyor. Amerikan elçisinin yasal sürece dahil olmaya çalışması, Adalet Bakanlığı’nın yargıya emirler vermesi ve kefaletin yatırılmasını önlemek için engeller çıkarılmasından hareketle kendisine savunma şansının tanınmayacağına inanıyor.
***
Peki Çin ile Libya ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında yasa dışı silah ticareti yaptığına dair suçlama ne kadar ciddi? Suçlama Luft’un yazışmalarına dayandırılıyor. Luft’un yaptığı, İsrailli bir silah tüccarının ricası üzerine Çinli arkadaşlarına aranan ürünlerin fiyatını sorması. Luft’a göre fiyat sormakla sınırlı kalmış ve eyleme geçmemiş bir meseleydi; böylesi bir yazışmadan silah satın alındığı, ödeme yapıldığı ve transfer edildiğine dair suç isnadı yapılamaz.
***
Luft’un elindeki bilgiler Biden ailesinin Çinlilerle kirli ilişkilerini ele veriyor. Luft, Hunter Biden’a ödeme yapıldığını bizzat CEFC China Energy’nin kurucusu Ye Jianming’den öğreniyor. Ye 2017’de Rus petrol devi Rosneft'in yüzde 14’lük hissesini 9 milyar dolara satın almaya karar verdiğinde Luft "ABD’nin radarına girersin ve işlerin bozulur. Ben bu işte yokum" diye uyarıyor. Ye ise "Arkam sağlam, Hunter Biden’la görüşüyorum, para veriyorum, ne istersem onu yapıyor" diyerek kararında ısrar ediyor.
Ye’den milyonlarca dolar alan Hunter Biden, 'Tek Göz' lakaplı eski FBI Başkanı Louis Freeh’i kullanarak içeriden bilgi sızdırıyor. Köstebek 2017’de Ye ve Ho’nun soruşturma altında olduğu bilgisini getiriyor. Ye kaçarken Ho yakayı ele veriyor. O vakit John Hopkins Üniversitesi’nde hocalık yapan Luft kendisinin de takip edildiğini düşünerek ABD’den ayrılıyor. Daha sonra Hunter Biden’a yapılan ödemelerin dekontları Ye’nin İngilizce mütercimi tarafından Luft’a teslim ediliyor.
Luft’un elindeki bilgilere göre CEFC'nin Hunter ve Jim Biden'a ödediği paranın toplam miktarı 7 milyon dolar. Bir de 80 bin dolarlık pırlanta var. Luft’un Amerikalılarla paylaştığı belgeler bunlar.
Luft’un verdiği ifadenin önemini ve onu enseleme çabasının arkasındaki motivasyonu anlamak için Kongre’deki sürece yakından bakmak gerekiyor.
Senato Bütçe Komisyonu Üyesi Senatör Charles Grassley ve Temsilciler Meclisi Gözetim ve Hesap Verebilirlik Komitesi Başkanı James Comer 3 Mayıs 2023’te Başsavcı Merrick Garland ve FBI Başkanı Christopher Wray’a bir yazı gönderdi. Yazıda "Yasal olarak korunan ve son derece güvenilir ihbarlar aldık. Adalet Bakanlığı ve FBI’ın elinde dönemin Başkan Yardımcısı Biden ile yabancı uyruklu bir şahsın karıştığı bir suç planını açıklayan gizli bir FD-1023 formu bulunduğunu öğrendik" deniliyor. Adalet Bakanlığı ve FBI'ın belgedeki iddiaların doğruluğunu teyit eden ama halkla paylaşmadığı değerli bilgilere sahip olduğu belirtiliyor. “Ancak konunun araştırılması için hangi adımların atıldığı belirsizliğini korumaktadır” deniliyor. Kongre’nin bu iki kurumun etkisinden uzak şekilde bağımsız ve tarafsız inceleme yürüteceği vurgulanıyor.
Luft firarda ama sümen altı edilen skandal Kongre’nin takibinde. Başkanlık için yeniden aday olacağını duyuran Biden için kâbus bir dosya geliyor!