Bilge Kağan Etil: Çok çeşitli ve yönlü olmayı seviyorum

Bilge Kağan Etil ile Red Bull 60 Seconds Solo projesini ve kariyerini konuştuk. Etil, "Müziğe olan ilgim kendim bildim bileli var. Doğuştan gelen bir durum yani…" dedi.

Abone ol

DUVAR - Sanatçıların geleneksel enstrümanlarla müzik yaptıkları program Red Bull 60 Seconds'ın yeni bölümü yayınlandı. 

Müzisyenlere enstrümanlarıyla 60 saniye verilen programın yeni bölümünün konuğu bir kez daha prodüktör, müzisyen ve aranjör Bilge Kağan Etil oldu. Etil, ikinci kez konuk olduğu Red Bull 60 Seconds'ın yeni bölümünde yaylı tamburda yeteneklerini gösterdi.

Bilge Kağan Etil ile Red Bull 60 Seconds Solo projesini ve kariyerini konuştuk.

Bilge Kağan Etil

Red Bull 60 Seconds Solo projesine nasıl dahil oldunuz? Bu meydan okuma sizi nasıl etkiledi?

İlk sezonda Red Bull tarafından teklif gelmişti ve kanunla bir performans gerçekleştirmiştim. Sonucundan herkes çok memnun kaldı, o yüzden sanırım ikinci sezonda da tekrar teklif getirdiler.

Red Bull 60 Seconds Solo, müzikal tarzınızı veya sahne performansınızı nasıl etkiledi?

Zorlayıcı bir süreç olduğu için beni ve sınırlarımı zorlayan bir proje olduğunu söyleyebilirim. İşimi her daim iyi yapmak isteyen birisiyim bu yüzden projeyi kabul etmemle birlikte kendimi bir kez daha geliştirebilmek adına motive olmuş oldum. Olumlu katkısı çok oldu yani. Sanatçıya farklı bir özgürlük alanı sunması da beni çok motive etti ve hırslandırdı.

'HER AŞAMASI ZORLUYDU'

Red Bull 60 Seconds Solo projesi sırasında karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız?

Aslına bakarsanız müzik yapmak eğlenceli ve heyecanlı olduğu için hep en başta gelen motivasyonumuzdur. Projenin kendisi “challange” mantığından geldiği için her aşaması zorluydu diyebilirim. Geleneksel Türk müziği enstrümanını samimi bir şekilde bildiğim diğer tarzlarla kullanıp ortaya dinleyiciye kabul edebilecekleri bir şey olarak sunmam gayet doğası gereği zorlayıcı…

Müziğe olan ilginiz nasıl başladı ve bu süreçte sizi en çok motive eden kişi veya olay ne oldu?

Müziğe olan ilgim kendim bildim bileli var. Doğuştan gelen bir durum yani…

'ÇOK ÇEŞİTLİ VE YÖNLÜ OLMAYI SEVİYORUM'

Kariyerinizin başından bugüne kadar müzikal olarak nasıl bir evrim geçirdiğinizi düşünüyorsunuz?

Kariyerim çok evrim geçirdi diyebilirim. Böyle olmasından da mutluyum. Çok çeşitli ve yönlü olmayı seviyorum. Red Bull 60 Seconds Solo gibi sanatçıya challenge sunan bir projede 2 kere yer almak da kariyerimi olumlu yönde etkiledi kesinlikle.

Solo projelere yönelme fikri nasıl ortaya çıktı? Gelecekte solo kariyerinize yönelik başka projeler planlıyor musunuz?

Solo projelere yönelme demeyelim, zaten başından beri olan ama öne çıkmayan bir durumdu.

'İÇİMDEN NE GEÇİYORSA ONU YAPMAYA ÇALIŞIYORUM'

Bir müzisyen olarak kendi tarzınızı nasıl tanımlarsınız? Hangi sanatçılardan ilham alıyorsunuz?

Benim bir tarzım yok, ses ve duygu dünyasına dair ne geçiyorsa içimden onu yapmaya çalışıyorum. Bu yaşıma kadar çok yönlü olduğum için ister istemez ortaya çok çeşnili bir karışım çıkıyor. Ama artistik yaklaşım olarak ister istemez farklı kültürler veya tarzlar, dönemler arasında köprü kurabiliyorum diyebilirim. Olafur Arnalds, Tigran Hamasyan gibi isimler beni daha çok etkiliyor diyebilirim ilham olarak.

Müziğin dışında sizi en çok etkileyen ya da yaratıcı süreçlerinize ilham veren başka sanat dalları var mı?

Müziğin dışında her şey ilham olabiliyor insana dair.

Kariyeriniz boyunca aldığınız en önemli ders nedir ve genç müzisyenlere bu konuda ne tavsiye edersiniz?

Ne olursa olsun kendiniz olmaktan başka seçenek yok gibi duruyor.