Bilgen: OHAL bitmiyor kalıcılaştırılıyor
HDP Grup Başkanvekili Bilgen TBMM'de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişin ardından yayınlanan yeni kararnameleri değerlendirdi. Bilgen yapılan düzenlemelerle OHAL'in üç aylık uzatmalarının bittiğini ama OHAL'in kalıcılaştırıldığını söyledi.
DUVAR - HDP Grup Başkanvekili Ayhan Bilgen, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bilgen, kararnamelerle OHAL'in esasen kalıcılaştırıldığını belirtti. Sıkıyönetimin kaldırılmasıyla övünülen bir ortamda OHAL'in sadece süresinin bittiğini ama OHAL'in esasen kalıcılaştırıldığını ifade eden Bilgen, iki yılda yedi defa uzatılan OHAL ile ilgili de 'yüzleşme' yapılması gerektiğini anlattı.
Toplantının sonunda,tasarıda 'süper valiler geliyor' yorumu yapılan düzenleme ile ilgili de soruyu yanıtlayan Bilgen, bu madde ile valilerin bazı kişiler için şehre giremez kararı alabileceğini ve bu uygulamaya kime, hangi bölgeye uygulanacağından bağımsız, ilkesel olarak karşı çıkmak gerektiğini ifade etti.
Bilgen'in konuşmasının satır başları şöyle:
İKİ YIL SÜREN OHAL İLE İLGİLİ CİDDİ DEĞERLENDİRME YAPMAK ZORUNDAYIZ: Bu iki yılın yani toplamda yedi kez uzatmanın çok ciddi değerlendirmesini yapmak zorundayız. Darbe gerekçesiyle ortaya çıkan telafisi imkansız haksızlıklar var. Bunun uzun dönemde önüne geçecek bir yüzleşme arayışı da yok. 15 Temmuz’un ikinci yılında iki net soru soruyoruz. Adalet Bakanı darbe ile doğrudan ilişkili yargılamalarla ilgili rakamlar veriyor. 2000 civarında temyiz aşamasında olan şahıs olduğunu söylüyor. 2000-2500 civarında da yargılaması devam eden kişi olduğunu söylüyor. Yani darbeyle doğrudan ilişkili 5 bin kişiden söz ediyor. 5 bin kişi suçlu ise on binlerce işinden edilmiş insanla ilgili başka bir yüzleşmeye ihtiyaç var. Bu 5 bin kişinin, o hakimlerin o savcıların mağdur ettikleri ne olacak? Tutuklanan, işinden edilen insanlar ne olacak? Görevinden alınan rektörler var, o rektörler suçluysa onların fişleyip okulundan ettiği akademisyenler öğrenciler ne olacak?
BU PAKETLE EKONOMİ RAHATLAMAZ, AİHM'DE KARŞI KARŞIYA KALINAN RİSK DE AZALMAZ: Türkiye ekonomisi büyük bir krizle karşı karşıya dolayısıyla piyasaları rahatlatacak işler yapılması gerekiyor, fakat OHAL’in şeklen kaldırılması bu rahatlamayı sağlamaya asla yetmez.
Bu pakette Türkiye’nin AİHM’de karşı karşıya kaldığı riski azaltma arayışı net hissediliyor. Türkiye sicil konusunda Rusya ile yarışırken, Rusya’yı kat kat aşacak bir dava yoğunluğu ile karşılaşacak. Bunu önlemenin arayışı yeni pakette hissediliyor. Ancak Türkiye’de yargı süreçleri adil olmadığı sürece böyle tedbirlerle sorun esas itibariyle çözülemez.
GÜVENCESİZLİĞİ KALICILAŞTIRAN DÜZENLEMELER DARBEYLE MÜCADELE GEREKÇESİYLE AÇIKLANAMAZ: Bu pakette Anayasa’ya açık aykırılıklar var. Türkiye personel rejimini tümüyle değiştiren ve güvencesizliği kalıcılaştıran düzenlemeler var. Bu ‘darbelerle mücadele ediyoruz’ gerekçesiyle anlatılmaz.
OHAL'İN ÜÇ AYLIK UZATMALARI BİTİYOR AMA ÜÇ YILLIK UZATMAYA GİDİLİYOR: Üç aylık uzatmaları bitiriyor, Türkiye ama bu sefer üç yıllık bir uzatmaya gidiyor. Bu yeni süreç 16 Nisan referandumu ve 24 Haziran seçimleriyle birlikte Türkiye’de başka bir tartışmayı beraberinde getirecek; kararnamelerle neyin yapılıp yapılamayacağı tartışması... Bakın iki gündür bedelli askerlikle ilgili taban tabana zıt açıklamalar yapılıyor. AKP Grup Başkanvekili "torba yasa ile gelecek" diyor, Cumhurbaşkanlığından yansıyan bilgi ise bunun kararname ile yapılacağı yönünde. Bir şey kararname ile ya düzenlenir ya da düzenlenmez. Eğer kararname ile düzenlenemeyecek bir durum varsa bu ya yetki aşımıdır ya da yetki gaspıdır. Buradaki usul hukuksuzluklarını da görmek gerekir.
Elbette bedelli askerlikle ilgili ortaklaşma imkanı bulabiliriz, ama "hangisi olursa olsun, kanunla olursa kanunla olmadı kararnameyle" diyerek bu tartışmalar tüketilemez. Önümüzdeki hafta boyunca bu konuda değerlendirmelerimizi yapacağız. Çalışmalarımız devam ediyor. Diğer ülke örnekleriyle birlikte yapacağımız değerlendirmeleri kamuoyu ile paylaşacağız. (HABER MERKEZİ)