Bilim insanları dinozorları yok eden asteroitten kalıntılar buldu
Araştırmacılar, günümüzden 66 milyon yıl önce soyları tamamen tükenen dinozorlarla ilgili tartışmalara son verebilecek kanıtlara ulaştı. Yucatán yarımadasının merkezinde bulunan milyonlarca yıllık kraterden toplanan materyaller, yok oluşa bu asteroidin neden olduğunu doğruluyor.
Queenie Hoi Shan Chan
Dünya’da yaşamış olan tüm organizmaların yüzde 99’undan fazlasının soyu artık tükenmiş durumda. Bunların büyük kısmı sessizce öldü. Bununla beraber, dünya tarihinde, pek çok türün aynı esnada neslinin tükendiği beş büyük kitlesel yok oluş hadisesi yaşandı ve bu olaylara ‘büyük beş’ deniyor.
BEŞ BÜYÜK OLAY TÜRLERİN YÜZDE 40’INI YOK ETTİ
Büyük beş olayın her biri dünyadaki bütün türlerin en az yüzde 40’ının yok olmasına neden oldu. Ne var ki, insanlar en son yaşanan ve dinozorların 160 milyon yıllık tarihine ani bir son veren olaya karşı özel bir ilgi gösteriyorlar. Bu olay, ‘Kretase-Paleojen’ neslinin 66 milyon yıl önce yok oluşuydu ve o zamanlar dünyada var olan bütün türlerin yaklaşık yüzde 75’ini yok etmişti. Deniz kaplumbağaları ve timsahlar dışında, 25 kilogramdan büyük hiçbir dört ayaklı hayvan hayatta kalamadı.
Bilim insanları, onlarca yıldır süren hararetli tartışmaların ardından, bu yok oluşa neyin yol açtığına ilişkin iki önde gelen teoride karar kıldılar. Birinci olasılık, günümüz Meksika’sının Yucatán yarımadasında 180 kilometre genişliğindeki Chicxulub kraterini ortaya çıkaran bir asteroidin etkisi. İkincisi ise, Hindistan’da bulunan ve ‘Deccan Tuzakları’ adıyla bilinen volkanik bir bölgede yaşanan ardıl patlamalar.
Geçtiğimiz hafta, dört bağımsız laboratuvardan elde edilen verileri toplayan uluslararası bir bilim ekibi, tartışmaya bir son verdiğini öne süren bir çalışma yayınladı. Failin, 12 kilometre genişliğindeki asteroit olduğunu söylüyorlar.
DAVA KAPANDI MI?
Araştırmada, günümüzde su altında kalan bu kraterden alınan kaya örneklerine bakıldı. Göktaşlarında yüksek yoğunluklarda bulunabilen ancak yerkabuğunda ender rastlanan iridyum elementini içeren 'uzay tozu' ile karışmış bir dünya kökenli çamur tabakası buldular. Bu tabaka, çarpma kraterinin içinde, etraftaki alana oranla dört kat daha kalındı.
Ekip, yok oluşun hemen ardından başlayan jeolojik dönem olan en erken Paleojenden kalan kireçtaşı tabakasının hemen altında 5 santimetrelik bir tortu tabakası keşfettiler. Bu ince tortu katmanı, dünya kabuğundaki milyarda 0.04 parçaya kıyasla, milyarda bir parça iridyum yoğunluğuna sahipti.
Göktaşının gezegene saniyede yaklaşık 20 kilometre hızla, yani sesin havadaki hızından 50 kat daha hızlı çarptığı düşünülüyor. Bu göktaşı yalnızca yakın çevreyi yok etmekle kalmadı, aynı zamanda tüm dünyayı dolaşan ve yüksek düzeyde iridyum barındıran buharlaşmış kaya ve mikroskobik toz bulutunu da açığa çıkardı. Oluşan küresel bulut örtüsü güneş ışığının yeryüzüne ulaşmasını engelledi; Dünya yüzeyini on yıllar boyunca 10°C’ye kadar soğuttu ve küresel bir 'çarpma kışını' tetikledi. Soğuk ve karanlık iklim, fotosentezin büyük oranda sona ermesine neden oldu, dünya çapındaki besin zincirinin bozulmasına yol açtı ve bunu ekosistemlerin çöküşü izledi.
Bu dönemden kalan tozun içerdiği iridyum parçacıkları Amerika, Asya, Avrupa ve Okyanusya’dan Antarktika’ya varıncaya dek dünyada 100’den fazla yerde tespit edildi. Bu kalıntılar ilk olarak 1980’lerde incelenen bulgularda tespit edilmişti.
Yapılan ilk araştırmalar küresel bir fikir birliğinin yolunu açmadı; zira eldeki kanıtlar yüksek iridyum konsantrasyonlarını Chicxulub kraterine bağlayamamıştı. Öte yandan, yeni çalışma bu önemli bağlantıyı kuruyor ve önemli bir zaman kısıtlaması da içeriyor. Toz, çarpmadan sonra sadece birkaç on yıl içinde -20 yıldan daha az bir zaman zarfında- birikmiş olmalı.
DİNOZORLARIN KIYAMETİ
Bu soy tükenişinin anlık doğası fosil kayıtlarındaki değişimlerle desteklense de, mikroskobik organizmaların kayıtları, daha ziyade uzun vadeli bir değişime işaret ediyor. Bu, on binlerce yıl içinde meydana gelen bir dizi patlama ile volkanik bir yok oluşu işaret eden bir gösterge.
Büyük ve uzun süreli volkanik patlamalar, Permiyen döneminin sonundaki yok oluşa işaret eden Sibirya Tuzakları patlamaları gibi diğer volkanizma kaynaklı yok oluş olaylarıyla bağlantılı. Bununla birlikte, dinozor neslinin tükenişi söz konusu olduğunda, yalnızca volkanizmadan kaynaklanmış olamazdı.
Deccan Tuzakları, asteroit çarpmasından ve soy tükenişinden 150 ilâ 300 bin yıl önce, 2 ilâ 4°C arasında uzun vadeli bir küresel ısınmaya yol açan on milyon kilometreküpten fazla malzeme ve gazı açığa çıkardı. Deccan Tuzakları patlaması, asteroit çarpmasından çok daha önce başlayarak birkaç milyon yıl boyunca devam etmişti. Bununla birlikte, Deccan Tuzakları volkanizmasının ana aşaması, yaklaşık 66 milyon yıl önce Chicxulub meteor çarpmasının etkisiyle harekete geçmiş olabilir.
Okyanuslardaki besin maddelerinin artması, planktonik çiçeklenmelere ve düşük oksijen seviyesine neden oldu; öte yandan, okyanuslar tamamen oksijensiz de değildi. Deccan volkanizması biyotik strese neden olmuş olabilir ama organizmaların tamamen yok olmasına yol açmamıştı.
Dinozorların kıyamet günü, bir asteroid ile volkan kombinasyonu gibi talihsiz bir çifte bela ya da tek bir dev çarpışma nedeniyle yaşanmış olabilir. Her halükarda, büyük asteroit bu olayda önemli bir rol oynadı. Bu yeni araştırma, dinozorların neslinin tükenmesini Chicxulub etkisiyle ilişkilendiren kayıp kanıt parçasını buldu ve bunun jeolojik açıdan göz açıp kapayıncaya dek gerçekleştiğini ortaya koydu.
Yazının orijinali The Conversation sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)