TÜYAP Kitap Fuarı içinde bu sene 26'ncısı gerçekleştirilen Artist Sanat Fuarı İstanbul sanat ortamına ihtiyacı olan ancak beklenmeyen bir enerji getirdi.
TÜYAP Kitap Fuarı içinde konumlandırılan Artist Sanat Fuarı
26'ncı senesinde önemli bir dönüşüm geçirdi. Uzun yıllar boyunca
İstanbul sanat hayatı içinde önemli bir yerde duran fuar çağdaş
sanatın etkisi güçlendikçe ve yeni büyük organizasyonlar
gerçekleşmeye başladıkça çapını kaybetmiş, etkisini de yitirmişti.
Ancak bu sene Ezgi Bakçay ve Eda Yiğit koordinatörlüğünde,
"Umulmadık Topraklar" temasıyla gerçekleştirilen çalışma fuarın
dönüşümünü tetikledi ve fuara olan ilgiyi artırdı.
Artist Sanat Fuarı bu sene Ezgi Bakçay ve
Eda Yiğit koordinatörlüğünde, “Umulmadık Topraklar” temasıyla
gerçekleştirildi.
Geçen senelerde Ali Şimşek küratörlüğünde gerçekleştirilen
çalışmalar Artist'in dönüşümünün başlangıç adımları niteliğindeydi.
Bu seneki değişikliklerse fuarın tamamını etkileyen bir çalışmaya
dönüştü. "Umulmadık Topraklar" başlığı altında çok küratörlü olarak
hayata geçen pavyonlar Türkiye'de örneğine az rastladığımız bir
kurumsal ve aynı zamanda anti-kurumsal yapı inşa etti. Fuardan önce
gerçekleştirdiğimiz röportajda Ezgi Bakçay bu yapıyı şu sözlerle
ifade etmişti. "Açıkçası bizim şu an ihtiyacımız olan tek şey bu.
Birbirimize sahip çıkmak, birbirimizi güçlendirmek, birbirimize
imkanlar yaratmak, düşünsel anlamında birbirimizi beslemek, üretim
anlamında alanlar açabilmek. Bunun dışında bir kişinin tek başına
fikrini ifade edeceği bir şeydense bu tür bir kolektivitenin
ihtiyaç duyduğumuz heyecanı yaratabileceğini düşündük." İstanbul
sanat ekosistemi içinde fuarlar, bienaller, galeriler, müzeler ve
diğer sanat kurumları (çok önemli sorunlara rağmen) kurumsallaşma
açısından önemli bir eşik atlattılar. Ancak bu yapılaşma
beraberinde alternatiflerin de erimesine ya da görünürlüğünü
kaybetmesine neden oldu. Artist ise kurumsallaşma dışındaki
çalışmaların ne derece önemli olduğunu hatırlattı bize.
"Bu sanat fuarı da güzelmiş aslında" diye duydum bir
ziyaretçiden. Muhtemelen daha önce birçok kez kitap fuarına
gelmesine rağmen, sanat fuarına hiç uğramamış bir ziyaretçiydi.
Artist fuarının sanat ortamına getirdiği önemli bir yenilik de
izleyiciyle olan ilişkiye dair oldu. Artist sanatçılarla
izleyiciler arasında beklenmedik bir karşılaşma alanına dönüştü.
Fuarın son günü Bakçay'la tekrar değerlendirme şansımız oldu.
Bakçay, "Buranın asıl meselesi üretim süreçleri ve alımlanma
süreçlerine dair oldu. Üretim sürecinde sınıftan geçti, alımlama
sürecinde de çok eğlendik." diye özetledi bu süreci. Fuar
katılımcılarının hafızalarında izleyiciyle olan etkileşimden ilginç
anekdotlar kaldı. Artist bir nevi, üretimin ve izleyiciyle olan
ilişkinin temel motivasyonlarının sorgulandığı bir deneyim alanına
dönüştü.
"Umulmadık Topraklar"ın vurgulamak istediğim bölümlerinden biri
de Hayal Pavyonu oldu. Göç temasını beden politikaları üzerinden
inceleyen işlerin olduğu pavyon queer üretimlerin ilk defa bu kadar
kamusal bir alanda gösterilmesine olanak sağladı. Leman Sevda
Darıcıoğlu, Murat Alat ve Yekhan Pınarlıgil tarafından birçok
sanatçının katılımıyla hazırlanan pavyon fuarın en çok ilgi çeken
bölümlerinden biri oldu. Darıcıoğlu fuar sayesinde "Hiçbir şekilde
ulaşamayacağımız, sözümüzü dolaştıramayacağımız bir kitle içinde
dolaştırdığımızı düşünüyorum." değerlendirmesini yaptı. Hayal
pavyonundaki kışkırtıcı işler izleyiciden sert bir tepki alır mı
sorusu akıllardaydı, ancak tam tersine çok değerli bir etkileşim
gerçekleşti. Bakçay, Hayal Pavyonu'nun başarısını sanatın dili
üzerinden yorumluyor. "Sanatın dili zaten propagandif olmayan,
üçüncü bir dil biçimidir. Eğer bu dili başarabilirsiniz umulmadık
bir izleyiciyi alabilirsiniz. Hayal pavyonu bunu başardı."
"Umulmadık Topraklar" ekibi bundan sonra da çalışmalarına devam
edecek. Ezgi Bakçay bir yaz okulu projesini gündeme aldıklarını
müjdeledi. Bundan sonraki kitap fuarlarında da bu çalışmanın
gerçekleşmesi gerektiği konusunda herkesin hemfikir olduğunu
düşünüyorum. Artist 2016, İstanbul sanat ortamına beklenmeyen ancak
ihtiyacı olan bir enerji getirdi.