'Bir dolar harcırahtan hatıraydı'

Zonguldak’ta, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında tutuklanan 4 eski komutan, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle ilk kez hakim karşısına çıktı. Sanıklardan eski Kurmay Albay Kemal Günler, çantasından çıkan 1 doların 'özel kuvvetler hatırası' olduğunu söyledi.

Abone ol

DUVAR - Zonguldak 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'anayasal düzeni ortadan kaldırmak', 'silahlı terör örgütüne üye olmak', 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme' suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle açılan davada 15 Temmuz darbe girişiminin ardından meslekten ihraç edilen tutuklu sanıklar, Zonguldak Garnizon eski Komutanı Tuğgeneral Birol Şimşek, Garnizon Komutanlığı'nda görevli Jandarma Kurmay Albay Kamil Günler, Karadeniz Bölge ve Garnizon eski Komutanı Tuğamiral Hasan Doğan ile Deniz Albay Mustafa Kemal Öztürk ilk kez hakim karşısına çıktı.

Tuğgeneral Birol Şimşek, hayatı boyunca FETÖ ile ilişkisinin olmadığını, sıkıyönetim direktifi altında gönderilen listede adının yer almasından dolayı 180 gündür cezaevinde bulunduğunu söyledi. FETÖ'nün alçak ve hain bir örgüt olduğunu ifade eden Şimşek, şöyle konuştu, "Ben hayatım boyunca bu alçak örgütten uzak durdum. Hiçbir ilgim olmayan konuda yer almadığım örgüt hakkında savunma yapmak zor geliyor. İsmimin hainlerce yazılmasıyla suçlanıyorum. 55 yıllık hayatımda FETÖ’den uzak durdum. Bu listeyi hazırlayan, planı yapan, kendi milletine ateş açan hainlerden listeye adımı yazanlardan şikâyetçiyim. Sadece devlet okullarında okudum. Siyasetten uzak kalmaya çalıştım. Herhangi bir yurtta, cemaatlerin hiçbir kurumunda bulunmadım. Jandarma teşkilatında FETÖ'cü olduğundan şüphelendiğimiz personel oldu. Görev yaptığım dönemde defalarca ana as birlik komutanlarına personelini çok iyi takip etmelerini, FETÖ mensubu olanların tespitin, haklarında adli idari işlem yapılmasını istedim."

'FETÖ MENSUBU OLMADIĞIM İÇİN ŞİKAYET EDİLDİM'

34 yıllık görev hayatının çoğu terörle mücadele ile geçtiğini anlatan Şimşek, 120 civarı takdirname ile üstün hizmet madalyası sahibi olduğunu söyledi. Şimşek, her zaman hukuktan çıkmadan, devletine hizmet eden bir asker olduğunu anlatarak, "İllerde Türkçe olimpiyatları yapılıyor ve katılmayanlar da eleştiriliyordu. Ben katılmadığım için eleştirildim, hatta şikayetler bile aldım. Bu tavırları beraber çalıştığım kişiler çok iyi bilirler. Bu örgütle bağlantılı olduğunu düşündüğüm kişilere de mesafeli olmuştum. Görev yaptığım dönemlerde savcı olarak ve sonradan FETÖ’ye yakınlığı ile bilinen kişilerle yakınlaşmadım. Bu örgüte mensup özelikle kendi içinizdeki FETÖ'cü personel tarafından ya da üst makamlarda 'paşa keyfi', 'başçavuş' 'twitter' ve BİMER üzerinden hakkımda şikayetler oldu. Bu örgüte mensup özelikle kendi içimizdeki FETÖ'cü personel tarafından ya üst makamlara ya da BİMER yoluyla şikayet edildim. Benim, 'AK Parti düşmanı' olduğum gibi şikayetler gitti. Askeri savcılıklara ise 'AK Parti ile ilişki içerisinde' diye şikayetler gitti" dedi.

'BENİ DERİNDEN ÜZMÜŞTÜR'

Tutuklu bulunmasının tek sebebinin sıkıyönetim direktifi listesinde adının, 'Zonguldak sıkıyönetim bölge komutanı' olarak yazmasının olduğunu ifade eden Şimşek, "38 yıllık askeri hayatım boyunca bütün sınır kapılarını da açsalar yine de ülkemden kaçmam. Listenin tek başına delil olarak değerlendirilemeyeceğini arz ederim. Bu hainlerce hazırlanan listede ismim bulunuyor. O akşam şehit ve gazilerimiz var, aradan 6 ay geçmiş, benimle ilgili tüm bilgiler ortada. Darbeciler, hainler ortada. Abilerden ablalardan talimat alanlar ortada. FETÖ’cü olmadıkları halde tutuklu olan, ihraç edilmiş olanlar mağduriyet yaşayan kesim bulunmaktadır. Bunun en başında da liste mağdurları bulunmaktadır. Suçsuz günahsız bir kişinin nasıl bir mağduriyet içerisinde olduğu aşikardır. Tüm ailem cezalandırılmıştır. Meslek hayatım boyunca hukukun dışına çıkmamış biri olarak her zaman görevimi yaptım. Bir insan trafik kazası gibi bir olayla tutuklanabilir, ama benim bu ithamla tutuklu bulunmam beni derin derece üzüyor" diye konuştu.

'TATİLDEYKEN ÖĞRENDİM'

Şimşek, darbe girişimi sırasında Kıbrıs'ta tatilde olduğunu anlatarak deniz kenarında ailesiyle yemek yerken haberi olduğunu söyledi. Şimşek, şöyle konuştu:

"Darbe girişiminden ailemle deniz kenarında yemek yerken haberim oldu. İsmimin ‘sıkıyönetim’ listesinde adı geçmesinden de albay Kamil Günler'in beni telefonla aramasından haberim oldu. Ben o anda gelen emire uyulmaması gerektiğini anayasaya ve hukuka aykırı bir emir olduğunu, bunu emrimdeki bütün yerlere iletmesini ve kesinlikle askeri hareketlilik olmamasını söyledim. Ben daha ilk öğrendiğim anda bu emri vererek bütün riskleri üzerime aldım ve bu gelen direktife karşı çıktım. Vali ve İl Jandarma Komutanı ile irtibata geçtim. Zonguldak'ta bir hareketlilik olmaması beni rahatlatmıştı."

'1 DOLAR HATIRA'

Eski Kurmay Albay Kemal Günler de sıkı yönetim direktifinin gelmesiyle Tuğgeneral Birol Şimşek'i aradığını ve gelen direktiflere kesinlikle uyulmamasını söylediğini anlattı. Darbe teşebbüsü iddialarına karşı bunun bir parçası olmayı aklımın ucundan dahi geçirmediğini anlatan Günler çantasından çıkan 1 dolar ile ilgili şunları söyledi:

"2005'te bulunduğum Irak ve Azerbaycan'da geçici görevlerde harcırah olarak kazandığım para vardı. Oradan döndükten sonra yeni araba almak için evde ne kadar para varsa bozdurdum. O dolar da oradan kalma idi. Zarfın içine koymuştum. Eve gelince 1 doları fark ettim. O da bana özel kuvvetlerden hatıra kalsın diye sakladım. Bu doların nostalji olduğunu düşündüm. 10 yıl önce koyduğum ve unuttuğum bir konudur. Bulunan dolar ne bir şifre, ne de bir kutsiyet addettiğim bir şey değildir. Şayet öyle olsa idi, sürekli cüzdanımda taşırdım. Çantamdan çıkan 1 dolar, özel kuvvetlerde çalışırken dolar olarak verilen harcırahtan bir nostalji, bir hatıradır."

DOĞAN: BEN FETÖ MAĞDURUYUM

Tuğamiral Hasan Doğan da darbe teşebbüsü yaşandığı akşam sanık Albay Mustafa Kemal Öztürk'ün kendisini arayarak bilgilendirilmesi üzerine makamına geçtiğini anlatarak, "Makama geçtiğimde önüme sıkı yönetim direktifi geldi. Yurtta sulh konseyi bana 1980 yılındaki Milli Güvenlik Konseyi direktifini aklıma getirdi. Cuntavari darbe girişimiyle karşı karşıya kaldığımızı çevremdeki herkese söyledim. İlk verdiğim emir, birlikte içeriden ve dışarıdan tüm askeri araçların çıkışına izin verilmemesiydi. Makamıma belediye başkanını ve kaymakamı çağırarak bilgilendirmede bulundum. Yarım saat yanımda kalıp ayrıldılar. Bana bağlı birimlerde bağımsız ve kanunsuz hiçbir şey olmadı. Ben hiçbir şekilde bu örgüte mensup değilim. 2013 yılında askeri yargı mahkemesinde FETÖ'ya bağlı mahkeme başkanı tarafından yargılandım ve cezalandırıldım. O kararı Yargıtay bozdu. Ben de bir FETÖ mağduruyum" diye konuştu. Duruşma sanıkların ifadeleriyle devam ediyor. (ZONGULDAK/DHA)