Bir mahallenin umudu: Devlet yoktu, Kepçeci Ali vardı
Maraş merkezli 7,6'lık ikinci depremin ardından Malatya Akçadağ'a bağlı Ören Mahallesi'ndeki evlerin çoğu yıkıldı. Yolların ulaşıma kapandığı ilk günlerde mahallelinin umudu Kepçeci Ali oldu.
Ardıl Batmaz
MALATYA- Malatya’nın Akçadağ ilçesine bağlı
Ören Mahallesi, Maraş merkezli depremin ilkinde sarsılsa da binalar
ayakta kaldı. İlk depremin şokunu atlatan Örenliler evlerine
girdikleri sırada Elbistan merkezli 7,6 büyüklüğündeki ikinci
deprem meydana geldi. Yaklaşık 600 hanenin bulunduğu mahallenin
yüzde 80’i ikinci depremde yıkıldı.
Yoğun kar yağışının etkili olduğu ilk günlerde Ören’e ulaşım
sağlanamazken Ali İlter, kapanan yolların açılmasından arama
kurtarma çalışmalarına, defin işlemlerinden enkaz kaldırmaya,
kayısı kurtarmadan enkazdan traktör çıkarmaya kadar birçok alanda
mahallelinin umudu oldu.
MAHALLELİ ARAYIP 'YETİŞ ALİ’ DEDİ
Ören Mahallesi’nde konuştuğumuz herkes 'Kepçeci Ali’den, onun
depremin ilk gününden itibaren yaptığı çalışmalardan bahsediyor,
"Devlet yoktu, Kepçeci Ali vardı" yorumları yapıyordu. Mahalleli
aracılığıyla ulaşmaya çalıştığımız Ali İlter konum belirtiyor,
bahsettiği yere gidene kadar işi çoktan bitmiş ve başkalarının
yardımına koşmuş oluyordu. Yıkıntılar arasında onu ararken enkaz
kaldırma çalışmalarının olmadığını fark edip, gelen ilk kepçe
sesine doğru hareket ederek Ali İlter'e ulaşacağımızı biliyorduk.
Bir kaldırım taşına oturmuş mahalleli, yanlarında enkazdan çıktığı
açıkça belli olan yorganlar ve battaniyelerin arasından Kepçeci
Ali’nin çalışmasını izliyor, kayısıların çıkarılmasını bekliyordu.
Kısa bir süre sonra kepçe durdu ve Ali İlter'in açtığı alandan bir
mahalleli terden sırılsıklam olmuş haliyle birkaç parça kilim
çıkardı. Babası, “Bu çöpleri ne yapacaksın oğlum?” diye seslenince,
“Neyimiz kaldıysa topluyorum işte” yanıtını aldı.
Ali İlter, kendisine ulaşmaya çalıştığımızı bildiği için yanımıza
geldi hemen. İlter'in konuşmaya niyeti yoktu çünkü yetişmesi
gereken birçok enkaz vardı daha. Biz de Kepçeci Ali’nin zamanından
çalmak istemedik ve hızlı bir görüşme gerçekleştirdik.

Ali İlter, ailesiyle birlikte depreme bahçedeki evinde yakalanmış.
Depremin şokunu atlatır atlatmaz kepçesine koşmuş ve 22 gündür
devam eden ve bir süre daha devam edecek gibi görünen maratona
başlamış: "Sürekli beni arayıp ‘Yetiş Ali’ diyorlardı. Öncelikle
canlı insanların yardımına koştum. 3 kişiyi sağ çıkarttık ama biri
arabayla hastaneye giderken vefat etti. 10 kişinin de ölüsünü
çıkardık. Arama kurtarmadan defin işlemlerine kadar hep yardımcı
oldum. Kötü bir felaketti. Elimden geleni yaptım.”
‘BEN KEPÇEDE, CENAZE KOVADA, KÖPEKLER YEMESİN DİYE SABAHLADIM’
Günlerce uykusuz bir şekilde cansiperane çalışan Ali İlter,
mahalleye ulaştırılmaya çalışılan yardım tırları yolda kalınca da
aranan isim olmuş. Yaptığı yardımları anlatırken, "Yapmam gerekeni
yaptım" diyor İlter.
Kepçeci Ali sözlerini şöyle sürdürüyor: "7/24 çalışıyorum. Herkes
arayıp ‘Sen olmazsan ne yapacaktık?’ diyor. 2 gündür biraz rahatım
ama öncesinde çok yoğun çalıştık. Sadece bir binada arama kurtarma
çalışması yapamadım çünkü 3 katlı beton binaydı, 40 tonluk makine
lazımdı. Bir binada kadın cesedi vardı, unutmuşlardı almayı o
telaşla. Cesedi alıp kepçenin kovasına koydum ve yukarı kaldırdım.
Gece boyunca ben aracın içerisinde, ceset kepçenin kovasında
sabahladım, köpekler parçalamasın diye."
Ali İlter'in köydeki evinde bir problem olmasa da mahalledeki evi
yıkılmış. Ama bugüne kadar kendi evine gidip eşyalarını kurtarmaya
yeltenmemiş bile: "Benim evimde çok bir eşya yoktu. İnsanların
kayısısı, sıfır traktörleri enkaz altındayken kendi evimi
düşünemezdim. Uyuyamıyorum bazen. Bunları nasıl yaptım, ben bile
bilmiyorum. Normalde hiç gelemem böyle şeylere ama yapmak zorunda
kaldım."