Kıssalar birer metafordur. Eskiden hakikat sayılmalarına rağmen bugün ancak bir metafor olarak ayakta kalabiliyorlar. Bu anlatı-metaforlardan ders çıkarmak, yani kıssadan hisse çıkarmak için sözden 'anlam'a/anlamaya geçmek gerekiyor. Musa Peygamber'in kıssası da böyle meşhur kıssalardan biri. Acaba Hazreti Musa’nın asası nasıl oldu da yılan oldu?
Ellerindeki asaları yere atıp yılana çevirebilen mübarek zatların keramet ve feyzinden istifade için onlardan şefaat bekleyen müminlerin olduğu bir diyar düşünün. Rabblerine Sultan veya Firavun adını vermişler. Bu Rabbin rızasını kazanmak ona abd (köle) olmakla mümkün. Bu keramet sahibi zatlar (büyücüler) sözlerinin doğruluğunun delili olarak mucizeler gösteriyorlar.
Musa diye bir insan, Firavun’un Rabb değil kendisi gibi bir abd olduğunu söyleyince dini geleneğin muhafızları olan Firavun-arkadaşları (evliyası) keramet/mucize/numaraları ile Musa’yı nötralize etmeye, onu sihir ile etkisiz hale getirmeye çalıştı.
Fakat Musa onların büyüsünü yutmadı. Mucizelerinin birer illüzyon, abartı ve yalan olduğunu söyledi. Böylece Mısır’ın Rabbinin elçilerinin mucizeleri (Mısır Sultanı’nın evliyalarının kerametleri) yani Firavun’un büyücülerinin numaraları ofsaytta kaldı. Musa onların mucizelerini inkar etti. Asalarının yılana dönüştüğü illüzyonunu kabul etmedi. Böylece onların süper bir güce sahip olmadığını ve birer aciz insan olduklarını gösterdi.
Peki sonra ne oldu?
Büyücülere inanan halk büyücülerin büyüsünü bozan Musa’yı daha büyük büyücü yaptı. Dediler ki onun asası daha büyük yılan olup büyücülerin yılanlarını yuttu. Yani büyücünün büyüğü Musa, büyünün büyüğü de mucize adını aldı. Böylece büyüye karşı çıkan adam büyücü sayılarak amacının tersiyle biten bir hikayenin kahramanı yapıldı.
Yılana dönüşen asaları reddeden Musa’nın asası yılana dönüşen asalardan daha büyük bir yılana dönüştü. Özetle, yılanlara karşı olan asa en büyük yılan oldu. Yılan gibi yalana inanmaya alışmış halk için büyük yılana dönüşen asa yine inanılan (sadece daha büyük) bir yalan oldu.
Halkı Tanrı’ya kul tutmak suretiyle geçimini sağlayan ruhban sınıfının yokedilmesine tahammül edemeyen halk, büyü/kerametin yerine mucizeyi, büyücünün yerine de peygamberi koydu. Firavun’a yaptığı kulluğu Allah adı altında sürdürdü. Firavun’un büyücülerini reddeden Musa böylece Allah’ın büyücüsü haline geldi.