Bodrumlular Kavakderesi için koruma planı istedi

Bodrumular Kavakderesi’ne yüzlerce kamyonun çöp, moloz ve hafriyat dökmesine tepki gösterdi. MUÇEP Bodrum Meclisi Eş sözcüsü Umay Karabaş, "Kavakderesi mi? Moloz yığını, mıcır deposu mu?” diye sordu.

Abone ol

Selçuk Arslan

MUĞLA - Muğla’da Kavakderesi Mevkii’nde yapılan izinsiz ve kaçak dolgu alanları protesto edildi. Bodrum ilçesi Dereköy Mahallesi’ndeki bölgeye yapılanlarla ilgili; Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Bodrum Meclisi Bodrum Kent Konseyi, Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği (TMMOB), Gümüşlük Forumu, Bodrum Yarımadası Kültür ve Çevresini Koruma Derneği, Bodrum Savunması ve 2017 Bodrum Yurttaş İnisiyatifi eyleme destek verdi.

'KORUMA ALTINA ALINMASI GEREKMEKTE'

Basın açıklaması yapan MUÇEP Bodrum Meclisi Eş sözcüsü Umay Karabaş, Kavakderesi Vadisi'nin Bodrum’un en nadir doğal, su tutma havzası olduğunu belirtti. Kavakderesi’nin tehdit altında olduğunu ifade eden Karabaş, “Burası da, Bodrum’un tüm bozulmamış doğal ve tarihi alanları gibi, yok etmeye adeta ant içmiş, gözü maddi kazançtan başka her şeye kapalı inşaat furyasının baskısı ve tehdidi altında. Aylardır bu mevkide kaçak inşaat, moloz/hafriyat dökümü, mıcır depolama, bitki örtüsünü kaldırıp zemini tıraşlama gibi plansız, usulsüz, izinsiz işler yapılıyor. Gerek buranın halkı gerekse bizler defalarca yazılı ve sözlü şikâyette bulunduk, birebir görüşmeler yaptık. Yerel yönetimin ilgili birimleri daha yeni biraz harekete geçti. Buna şükür mü demeliyiz? Şu an bulunduğumuz alan 1/100 000 ve 1/25 000’lik üst ölçekli planlarda doğal ve ekolojik yapısı korunacak alan, makilik, fundalık, çalılık alan, orman alanı ve tarım alanı olarak geçiyor. Dolayısıyla her ne yapılıyorsa şehrin planlarına aykırı olarak yapılıyor. Burasının acilen bu planlara da dayanarak koruma altına alınması gerekmekte” dedi.

BÖLGEDE 28 FARKLI TÜR KELEBEK BULUNUYOR

Bölgedeki ekolojik yapıya ve canlı türlerinin varlığına dikkat çeken Karabaş, “Kavakderesi’nin planlarda bu başlıklarla geçiyor olması tesadüf değil. Örneğin, burada 4’ü endemik 1’i nesli tükenmekte olan toplam 28 farklı tür kelebek gözlemlendiğini biliyor muydunuz? Buradaki, maki türlerinden püren, hayıt gibi bitkiler arıların en sevdiklerinden. Tozlaşmayı sağlayan bu canlıları kaybedersek tüm ekolojik dengelerin geri dönüşsüz alt üst olacağını söylemeye gerek var mı? Yine burada gözlem kaydı olan Tavşancıl adlı kartal türünün ülkemiz için çok nadir bir yırtıcı olduğunu, bugüne kadar tüm ülkede sadece 10 üreyen çift tespit edildiğini biliyor muydunuz? Tavşancılla beraber 38 farklı kuş türünün burada gözlem kaydı var. Oldukça küçük denebilecek bu alanda bu çeşitlilikte kuşun yaşam alanı bulabilmiş olması da bitki örtüsüne bağlı. Bu bitki örtüsünün yaşamı da buradaki suya bağlı. Bu havzada, Bodrum’un belki de başka hiçbir yerinde artık kalmamış çeşitlilikte bitki türü mevcut. Tamamen amatör gözlem ve kayıt ile 150 civarında farklı bitki türü tespit edilmiş durumda. Orkideler, boz pırnal gibi nesli hayli azalan türler de var” diye konuştu.

'MOLOZ YIĞINI, MICIR DEPOSU MU? KAVAKDERESİ Mİ?'

Karabaş, kaçak moloz ve izinsiz yapılaşma nedeniyle bölgede Roma döneminde kalma tarihi yapıların da zarar gördüğünü belirti. Bölgenin tarihi yapısının öneminde değinen Karabaş, “Öte yandan, Roma ve Leleg dönemlerinden kimileri tescil edilmiş arkeolojik kalıntılar var. Yanı sıra Osmanlı döneminden de su kenarı yapılarının izleri biliniyor. Leleg’den Osmanlı’ya, 3 bin 500 yıl öncesinden günümüze kadar, burası çok zengin kültürel ve tarihi mirası da taşıyor. Böylesi bir zenginliği betona, beton artıklarına teslim mi edelim? Dolayısıyla soruyoruz: Yeni yeni siteler, turistik tesisler mi? Kavakderesi mi? Moloz yığını, mıcır deposu mu? Kavakderesi mi? Asfaltlanmış yeni yeni yollar, tıraşlanmış yamaçlar, GES’ler mi? Bodrum’un kalbinde sağlıklı, ilaçsız tarım mı? Daha da susuzluğa teslim edilen bir Bodrum mu? Son özgür akan deresini ve havzayı korumak için kolları sıvamış bir Bodrum mu?” diye sordu.

Eyleme katılan bölge insanlarından Osman Savran, isimli vatandaş ise, su ve tarım kaynaklarının ranta kurban gittiğini söyledi. Savran, “Bu dere kurursa bu kavakların hepsi kurur. Derelerin içine moloz dökmeye suyun yolunu kapatmaya başladılar. Bu cennete nasıl kıyarlar. Defalarca önlemeye çalıştım durdurmaya çalıştım engel olamadım, inşallah bugün sesimizi duyarlar. 78 yaşına geldim doğaya böyle saldırganlık görmedim” dedi.