Boğaziçi Üniversitesi 53 yaşında: 'Bize de aynı şeyi yapıyorlar'

Boğaziçi Üniversitesi'nin 53'ncü kuruluş yıl dönümü BUMED'in düzenlediği etkinlikle kutlandı. Etkinlikte İmamoğlu'nun konuşması defalarca alkışlarla bölündü.

Abone ol

İSTANBUL- Boğaziçi Üniversitesi'nin resmi kuruluş yılının 53'ncü yıl dönümünde, Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği, "Dünden Yarına Boğaziçi Buluşması" etkinliği düzenledi. Cemal Reşit Rey Konser Salonu'ndaki etkinliğe, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Boğaziçi akademisyenleri, öğrencileri, mezunları ile gazeteciler katıldı.

'ÜLKEMİZİN TÜMÜNE FAYDA SAĞLIYOR'

Dünden yarına Boğaziçi Üniversitesi buluşmasında konuşan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu, "53 yıldır ülkemize hizmet ediyor. Ancak sadece 53 yılla sınırlayamayız. Akademik özgürlük, kurumsal özerklik gibi değerleri inşa etmiş önemli bir değerimiz. Bugün Boğaziçi Üniversitesi Türkiye'nin dört bir yanındaki öğrencilerin hayallerini süslüyor. Mezunları, ülkemize fayda sağlayacak işlerin altına imza atıyor. Boğaziçi Üniversitesi'nin İstanbul'a etkisi de yadsınamaz. Sadece öğrencilerin değil, kentimizin tümüne değer katıyor" dedi.



VAHŞİ, PARTİZANCA BİR TAVIR'

İmamoğlu sözlerine şöyle devam etti: "Bugün burada bulunmamızın sebebi ne yazık ki Boğaziçi Üniversitesi'nde yaşananların gündeme gelmesi. Dünya standartlarında olan üniversitemiz cezalandırılıyor. Boğaziçi'ni Boğaziçi yapan, içeriye alınmadığı, liyakat açısından yaşananları da üzüntüyle takip ediyoruz. Liyakat zincirinin bozulduğu ve beklentilerin karşılanamadığı bir kısım kişilerin kadrolara doldurulması insanları üzüyor. Yetişmiş insanlarımızın başka ülkelere gitmesi ülkemiz için kayıptır. Boğaziçi'nde yaşananları biraz bize yapılanlara benzetiyorum. Bu anlamda ne denli deneyimli olduğumu az çok sizler de biliyorsunuz. Kurumları siyasal hırsları nedeniyle çalışamaz hale getiriyorlar. İstanbul seçmenini cezalandırma çabası içerisinde olan bu anlayış, Boğaziçi'nde de öğrencileri cezalandırıyor. Vahşi partizanca davranış hiçbir zaman başarıya ulaşamayacaktır. Kararlı bir güvenle bunu söylüyorum. Vallahi kendime güveniyorum. Her hukuksuzluğa karşı Boğaziçi kendini savunmaya devam ediyor. Kararlı şekilde direnen akademisyenleri takip ediyorum. Bize de aynı şeyi yapıyorlar. İBB'yi de engellemeye çalışıyorlar. Biz de onları çatlatacak hizmetleri İstanbul'a yapmaya devam ediyoruz. Karmaşık duygular içerisindeyim. Toplumun gözüne soka soka, bunu yapmaları üzücü. Boğaziçi Üniversitesi'yle uğraşmayı bırakın."

İmamoğlu'nun konuşması birçok kez alkışlarla bölündü. İmamoğlu'nun ardından Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Cesur konuşma yaptı. Cesur konuşmasında özetle şunları ifade etti:

"Barışçıl ve demokratik değerlerle yetiştik. Üniversitemizden her görüşten insana saygı göstermeyi öğrenerek mezun olduk. Boğaziçi mezunları ülkemize önemli katkılar sunuyor. Onlar Türkiye'nin çeşitli yerlerinden gelen elmasları. Bugün burada yarattığımız aydınlığın ülkeye dalga dalga yayılması dileğiyle."

Üstün Ergüder


'BUGÜN TOTERİTERLİK VAR, DEĞERLERİMİZE SALDIRILIYOR'

Boğaziçi Üniversitesi eski rektörü Üstün Ergüder alkışlarla sahneye davet edildi. Ergüder, "Yaşıma rağmen buraya çıktığımda heyecanlanıyorum. 1971'lerden bahsedeyim. Boğaziçi değerleri üstünde inatla durmak lazım. Türkiye'nin en çok tercih edilen üniversitesi bir gecede olmadı. Hiyerarşik olmayan, yatay olan, öğrencilerle yakın ilişkiler sayesinde oldu. Tiyatroda çok kıymetli arkadaşlar yetişti. Haldun Dormen, Genco Erkal... Beraber yaşamaya verilen önem o günün Türkiye'sinde biliniyordu. Abdullah Kuran o dönemki rektörümüzdü. Bize 'Arkadaşlar devlet üniversitesi olduk' dedi. Biz de akademik aristokrasiye dahil olacaktık. Siyaset bilimci olarak korktum. Acaba devletle, devletin tekçi sistemiyle Boğaziçi yaşayabilir mi diye düşündüm. 1980 darbesine giden süreçte Boğaziçi Üniversitesi İkinci Dünya Savaşı'ndaki İsviçre gibiydi. (Gülerek) Eğitim hiç aksamadı. Otoriterlik vardı ama aşağıda değerler yaşıyordu. Bugün totaliterlik var. Aşağıdaki değerlere de saldırılıyor. Ben bütün bu olanları ülkenin kendi ayağına ateş etmesi olarak görüyorum."