Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri: Üniversitelerde özgürlük kalmadı
Boğaziçi Üniversitesi'nde gözaltı sayısının artmasının ardından öğrenciler üniversiteye girerken tedirginlik yaşamaya başladıklarını söylüyor. Üniversiteye yönelik baskının çok önce başladığını belirten öğrenciler 'üniversite eskisi gibi değil' diyor.
DUVAR –Boğaziçi Üniversitesi'nde gözaltılar devam ediyor. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi'nde yaşanan 'Afrin lokumu' tartışmalarının ardından, "O komünist vatan haini gençlere okuma hakkı vermeyeceğiz" açıklaması yapmıştı. Erdoğan'ın bu açıklamalarının ardından gözaltı sayısı 17'ye yükseldi.
Muhalif öğrenciler her an gözaltına alınma tedirginliği yaşadıklarını belirtirken, çoğu öğrenci de okula bir eğitime ara vermek zorunda kaldı. Üniversitedeki son gelişmelere ilişkin konuştuğumuz öğrenciler ise isimlerini vermek istemedi. "Artık söyleyecek her kelimemiz bir gözaltı gerekçesi oluşturabiliyor” diyen üniversite öğrencisi Z. M. ve S.B., üniversite 'muhbirlik' yapıldığını söylüyor.
'BASKI ÇOK ÖNCE BAŞLADI'
Üniversitede öğrenci olan Z.M. üniversiteye yaşana gerginliğin 'Afrin lokumu'ndan çok daha önce başladığını dile getiriyor; "Erdoğan'ın son açıklamalarından çok önce üniversitede bir baskı vardı. Afrin lokmasından sonra üniversitede gözaltılar başladı. Öğrenciler 'savaşın okulu olmaz' diyerek buna tepki gösterdi. Bu tepkiden sonra arkadaşlarımızın evlerine baskın yapıldı. O gün Boğaziçi'ne ilk kez çevik kuvvet ekipleri girdi. Yaka paça arkadaşlarımızı gözaltına almaya çalıştılar. Arkadaşlarımız basında ve birçok yerde hedef gösterildi. O günden beri orada sadece bir dakika görünen öğrenciyi bile gözaltına alıyorlar. Orada bulunan öğrenciler ne komünist ne de başka şekilde tabir edilecek öğrencilerdi. Orada bulunan arkadaşlarımız muhalif ve savaşa karşı çıkan öğrencilerdi.”
'YARGILAMA SÜRECİ OLMADAN NASIL TERÖRİST DİYEBİLİYORLAR?'
Öğrencilerin 'terörist' olarak tanımlanmasının kabul edilir olmadığını belirten Z.M. üniversite içinde farklı düşünceye sahip birçok öğrencinin savaş karşıtı açıklama yaptığını söylüyor. “Yargılama süreci olmadan nasıl terörist diyebiliyor?” sorusunu soran Z.M. şöyle devam ediyor; “Şu an okul içine baktığımızda bir grup Müslüman öğrenci de savaşa karşı açıklama yaptı. Boğaziçili öğrenciler olarak sanki teröristmiş gibi hedef gösteriliyoruz. Bir yargılanma süreci olmadan, kime nasıl 'terörist' diyorlar bunu anlamakta zorluk çekiyorum. Zaten yargılama süreci başladığı takdirde bu yargılama adil olur mu onu da bilmiyoruz. Çünkü bir hedef gösterilme durumu var. Herkesi ve her düşünceyi aynı kefeye koyup bir basket topunun içine atıp hepsine komünist, terörist demek kabul edilecek bir şey değil. Yapılan bu baskılar gözaltılar okulumuzun marka değerini de düşürüyor. Bu yapılanlar kabul edilemez. Bunu kabul etmeyeceğiz.”
'MUHBİRLİK ARTIYOR'
Üniversite okuyan bir başka öğrenci S.B. ise sıkıntıların, Cumhurbaşkanı tarafından üniversiteye rektör atandıktan sonra başladığının altını çiziyor. S.B. üniversitede yaşanan her etkinliğin rektörlüğe iletildiğini ifade ediyor ve 'okulda muhbirlik arttı' iddiasında bulunuyor.
'Eskisi gibi değil, Boğaziçi'nde de özgürlük kalmadı' diyen S.B. sözlerine şöyle devam ediyor; "Okulda bazı grupların birlikte çalıştıklarını düşünüyorum. Artık ciddi derecede muhbirlik yapılmaya başlandı. Ben minimum özgürlüklerin de kısıtlanacağından korkuyorum. Örneğin Boğaziçi'nde müzik festivalleri, spor festivalleri olurdu. Bu gruplar politik gruplar değil. Ama bu grupların yapacakları etkinliklere de sıra geleceğini düşünüyorum."
'ÖZGÜRLÜKLERİ, ÖZGÜRLÜK ALANLARIMIZI KAYBETTİK'
Peki son dönem de gündemden düşmeyen Boğaziçi Üniverstesi'nde neler oluyor? S.B. bu soruya şöyle yanıt veriyor: “Boğaziçi'nde ne oluyor dediğimiz zaman özellikle son iki yıl içerisinde kaybettiğimiz özgürlükler ve özgürlük alanları var. Maalesef kimse bunu düşünmüyor. İnsanlar korkmaya başladı. Bunun eğitime olan yansımaları ise korkunç Ben motivasyonumu kaybetmeye başladım. Artık üniversiteye gitmeye çekiniyoruz. Normal olarak bir tedirginlik, korku başladı. 'Acaba ben de gözaltına alınır mıyım' tedirginliği artıyor. Burada işin kötüsü de hocalarımızla aramızda ciddi derecede bir iletişim kopukluğu yaşıyoruz. Hocaların ve rektörlüğün ne yaptığını bilmiyoruz. Hiçbir şey şeffaf değil. Şu an gözaltındaki arkadaşlarımızın ne durumda olduklarını bilmiyoruz. En önemlisi de arkadaşlarımız neden gözaltına alındı bilmiyoruz.”