Boğaziçili akademisyenler: Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz
Boğaziçi Üniversitesi eylemleri 6 haftadır devam ediyor. Akademisyenler, gözaltı ve tutuklama uygulamalarına son verilmesini isteyerek, "Anayasal hakları hiçe sayan bu uygulamalara derhal son verilmesini talep ediyoruz" dedi.
DUVAR - Boğaziçi Üniversitesi'ne Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Melih Bulu'nun rektör olarak atanmasıyla başlayan protestolar sürüyor. Nöbet eylemlerini sürdüren akademisyenler bir basın açıklaması yaparak taleplerini sıraladı.
Akademisyenler, protestolarda gözaltı sayısının 500'e, tutuklananların sayısının 11’e, ev hapsi verilenlerin sayısı 26’ya ve adli kontrol şartıyla tahliye edilenlerin sayısı 250’ye ulaştığını vurgulayarak, "Anayasal hakları hiçe sayan bu uygulamalara derhal son verilmesini talep ediyoruz" dedi.
Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyelerinin bugün yaptığı açıklama şöyle:
"Bugün 12 Şubat Cuma. Hâla polis ablukası altında bulunan ve basının alınmadığı kampüsümüzden sesleniyoruz:
Gayrimeşru rektör atamasının üzerinden tam 6 hafta geçti. Haftalardır yüzlerce hoca bu meydanda toplanıyor, cuma günleri ise geniş bir katılımla gelişmeleri paylaşıyoruz. Bu hafta da Boğaziçi Üniversitesi hocaları, öğrencileri, mezunlar ve emekçileri olarak bu atamayı reddettiğimizi, gerek kamuoyu önünde gerekse kurum içi platformlarımızı kullanarak beyan ettik. Etmeye devam edeceğiz.
Öğrencilerimize ve kamuoyunda demokratik taleplerimize barışçıl yollarla destek olan kişilere yönelik hukuksuz bir şekilde verilen gözaltı, tutuklama ve ev hapsi kararları her geçen gün artıyor. Ülke çapında yapılan protestolarda bugüne kadar 500’ü aşkın kişi gözaltına alındı. Resmî rakamlara göre tutuklananların sayısı 11’e, ev hapsi verilenlerin sayısı 26’ya ve adli kontrol şartıyla tahliye edilenlerin sayısı 250’ye ulaştı. Anayasal hakları hiçe sayan bu uygulamalara derhal son verilmesini talep ediyoruz.
Geçen hafta yaşananlara gelince:
1) 1 Ocak 2021 gece yarısı duyurulan rektör atama kararından sonra, 6 Şubat tarihinde, yine bir gece yarısı Cumhurbaşkanlığı kararıyla üniversitemize iki yeni fakülte açılacağını öğrendik. 12 Eylül askerî rejiminden sonra ilk defa Boğaziçi Üniversitesi'ne dayatılan ve Anayasa'nın 130. Maddesi ile güvence altına alınmış olan üniversitenin bilimsel özerklik ilkesini hiçe sayan bu kararı kabul etmiyoruz. Üniversite akademik kurullarının bu yönde bir talep ve hazırlığı olmadan ve üniversite senatosunun onayı alınmadan verilen bu antidemokratik kararın derhal iptalini talep ediyoruz.
2) Bu hafta başında, üniversitemizden iki meslektaşımızın rektör yardımcısı olarak göreve başladığını öğrendik. Rektör atamasından ancak haftalarca sonra yapılabilen bu görevlendirmeler okul kamuoyunun bilgisi dışında ve atanan meslektaşlarımızın bireysel inisiyatifiyle gerçekleşmiştir. Kolektif irademizi hiçe sayarak gayrimeşru rektörle çalışmayı kabul eden meslektaşlarımız özerk ve demokratik üniversite idealimizi açıkça ihlal etmektedirler. Meslektaşlarımızı istifaya davet ediyoruz.
3) Bu hafta da çeşitli medya platformlarında mücadelemize dair asılsız iddialar yer aldı, üniversitemizin bileşenlerine yönelik karalama kampanyası ve tehditler devam etti. Birçok öğretim üyesi, çeşitli basın yayın organlarında ve sosyal medyada hedef gösterildi. Emekli öğretim üyemiz Prof. Dr. Ayşe Buğra mesnetsiz ve çirkin ithamlara maruz kaldı. Başından beri mücadelemizi beraber yürüttüğümüz, her biri alanında saygıdeğer bilim insanları olan hocalarımız yalnız değildir. Muhatapları için son derece endişe verici olan bu nefret söylemleri, aynı zamanda hepimizin parçası olduğu kamusal alanın varlığını da tehdit etmektedir. Bu nefret söylemlerinin derhal sona ermesini talep ediyoruz.
4) Her hafta düzenli olarak yaptığımız çevrimiçi hocalar forumuna bu hafta da 300’den fazla hocanın katılımıyla devam ettik. Çeşitli başlıklar etrafında oluşturduğumuz komisyonlarımız da çalışmalarını sürdürdü. Üniversitede Yönetim Yapılanması Çalışma Komisyonunun hazırladığı üniversite yönetim reformuna dair ön rapor geçen hafta YÖK’e gönderilmişti. Bu hafta YÖK Başkanının daveti üzerine dekanlar, yüksekokul müdürleri ve komisyon başkanından oluşan bir heyet kendisiyle görüştü. Bu reformun içeriğine dair önerilerimizi ve görüşlerimizi çeşitli kanallardan paylaşmaya devam edeceğiz. Türkiye’de üniversitelerin geleceği üzerine kamusal alanda yürüttüğümüz tartışmayı ve mücadeleyi sürdüreceğiz. Bu tartışmalara bugün öğrencilerimizin düzenlediği Kelepçesiz Akademi Açık Dersleri serisinde Doç. Dr. Murat Sevinç’in “Türkiye’de Akademinin Özerkliği” başlıklı dersiyle devam ediyoruz.
5- Bu hafta yurt içi ve yurt dışından pek çok üniversite ve lisenin hoca, öğrenci ve mezunlarından, çeşitli derneklerden, meslek odalarından, yazar ve sanatçılardan; 40 gündür sürdürdüğümüz mücadeleye destek ve dayanışma açıklamaları geldi. Bu açıklamalar bize güç veriyor. Demokratik ve özerk üniversite mücadelemize birlikte güçlenerek devam ediyoruz.
Son söz olarak, kampüsümüz içi ve etrafındaki polis ablukasının hemen kalkmasını bir kez daha talep ediyor, atanmış rektör ve yardımcılarını istifaya davet ediyoruz.
Kabul etmiyoruz / Vazgeçmiyoruz!"