Boğaziçi'nde direniş 500’üncü gününde
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinin her gün rektörlük binasına sırtlarını dönerek yaptıkları eylem 340’ıncı, atamalara karşı direniş ise 500’üncü gününe girdi.
DUVAR - Boğaziçi Üniversitesi'nde 2 Ocak 2021'de Prof. Dr. Melih Bulu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından rektör olarak atanmasıyla başlayan protestolar, Bulu'nun görevden alınmasının ardından da devam ediyor. Direnişin 500'üncü gününde Boğaziçili akademisyenler bir araya gelerek rektörlük binasına sırtlarını döndüler ve Bulu'nun ardından rektörlüğe atanan Naci İnci'yi protesto ettiler.
Direnişin 72'inci haftasında yayımlanan bilgi notunda şu ifadelere yer verildi:
"Bugün 18 Mayıs 2022, Çarşamba. Boğaziçi Üniversitesi’nde direnişin 1. yılı doldu ve 72. haftası devam ediyor. Bugün direnişin 500. günü!
Naci İnci’nin ilgili kurullarının hiçbiri muhatap alınmadan, kurum iradesi hiçe sayılarak şeffaf olmayan bir şekilde Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanmasının iki yüz altmış beşinci, 30 Temmuz günü gerçekleştirdiğimiz destek oylamasında akademisyenlerin yüzde 95 oranında rektör adaylığına karşı olduğu açıklanan İnci’nin Matematik Bölümü tam zamanlı öğretim üyesi Mohan Ravichandran’ı hiçbir gerekçe göstermeden dönem ortasında görevden almasının ise yüz seksen dördüncü günü !!!’
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri haftanın her iş günü olduğu gibi bugün de 12:15’’te #KabulEtmiyoruzVazgeçmiyoruz diyerek arkalarını 340. kez rektörlük binasına döndüler.
Akademisyenler nöbet boyunca ellerinde "Kabul Etmiyoruz" "Vazgeçmiyoruz" ve "Özerk, Özgür, Demokratik Üniversite" yazan dövizler taşıdılar.
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinin direnişin 500. gün etkinlikleri kapsamında Ekonomi Bölümü’nden Fikret Adaman da "Devlet/Piyasa/Sivil Toplum Üçlemesi -101" başlıklı bir açık ders verdi.
Adaman'ın dersinin ardından Senato ve ÜYK üyeliği yapmış akademisyenler geçen hafta senato toplantısında yaşanananlar ve kayyım yönetimin atama ve yükseltme kriterlerinde yaptığı değişiklikler hakkında bir bilgilendirme yaptı.
Daha sonra akademisyenler geçen hafta üniversite senatosunda alınan kararlara dair bir açıklama okudular.
'GEREKLİ TÜM HUKUKİ YOLLARA BAŞVURACAĞIZ'
Açıklama metninde şu ifadeler yer aldı:
‘Bugün 18 Mayıs 2022, Çarşamba.
Direnişin 72. haftası ve 500. günündeyiz. Az önce 340. akademik nöbetimizi gerçekleştirdik. Bugünkü açıklamamıza, bundan yaklaşık iki ay önceki bir açıklamayı yeniden okuyarak başlayacağız. 28 Mart 2022’de Boğaziçi Üniversitesi’nin 29 bölüm ve 3 enstitüsü, Naci İnci yönetimin gerçekleştirmeye devam ettiği tahrip uygulamalarının ulaştığı evreyle ilgili şu açıklamayı yapmıştı:
Boğaziçi Üniversitesi'nin liyakate dayalı istihdam sistemi ağır bir kadrolaşma tehdidi altındadır. 51 yıllık saygın bir kamu üniversitesi olarak temel önceliklerimizden biri, dünyanın ve ülkemizin önde gelen eğitim ve araştırma kurumlarında doktora ve/veya doktora sonrası çalışmalarını tamamlamış en nitelikli genç bilim insanlarını üniversitemizin bünyesine katmak olmuştur. Üniversitemizde senatomuzun belirlediği “Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyeleri Atama ve Yükseltme Esasları” çerçevesinde bu konudaki en büyük akademik sorumluluk enstitü/bölüm/anabilim dallarına aittir. Ancak birimlerin, istihdam süreçlerinin her aşamasında açık olma, liyakat prensibine sadık kalma ve adaylar arasından ortak kararla ve şeffaf bir şekilde seçim yapma zorunluluğu vardır. Bu zorunluluk başvuruların en yaygın şekilde duyurulması, nitelikli adayların hiçbir ayrımcılığa ya da kayırmacılığa uğramadan sadece eğitim-öğretim ve araştırma faaliyeti, potansiyeli ve etiği üzerinden şeffaf bir şekilde incelenmesi anlamına gelir. Üniversitemizde birimler ve kurullar tarafından titizlikle uygulanan bu süreçler akademik yetkinliğe sahip kadrolarıyla iyi eğitim veren, nitelikli bir araştırma üniversitesi olma özelliğimizi koruyabilmemiz için elzemdir. Bu nedenle aşağıda isimleri bulunan bölüm ve enstitüler olarak Üniversitemizin birim ve kurullarında değerlendirilmeden, liyakat ve şeffaflık prensipleri ile birimlerin akademik özerklikleri dikkate alınmadan yapılan atamaların kabul edilemeyeceğini ve gerekli tüm hukuki yollara başvurulacağını belirtmek isteriz.
Boğaziçi Üniversitesi’nin akademik birimlerinin bu uyarılarına rağmen, Naci İnci yönetimi 11 Mayıs Çarşamba tarihindeki senato toplantısıyla, üniversitenin “öğretim üyeliğine atanma ve yükseltilme esasları” başta olmak üzere 51 yıllık kamu üniversitesi geleneği içerisinde oluşturduğu demokratik yönetim birikimini tamamıyla yıkmayı amaçlayan değişiklik kararlarını senatodan geçirdi. Üstelik bu değişiklikler üniversitedeki yönetim pozisyonlarına dışarıdan atanan ve üniversitede öğretim kadrosu bile bulunmayan 6 kişinin oyları ile rektör yardımcılarının işgal ettikleri vekaletler için kullandıkları mükerrer oylar üzerinden ve oy çokluğuyla sağlandı.
Ulaşılan aşamada kayyımlık yönetimi, kendi istediği ve liyakat sorunu da taşıyabilecek herkesi üniversitede istediği fakülte, enstitü, meslek yüksekokulu ve bölüme atayabilecek. Bu süreçlerde öncelik artık bölümlerde değil, doğrudan dekanlar ve rektörde olacak.
Kayyımlık yönetiminin atama yönetmeliğindeki bu değişikliklerle üniversitede açıkça kadrolaşma uygulamalarını kabul etmiyoruz. Gençleri ve geleceğimizi düşünen herkesi tüm topluma ait olan bu kuruma sahip çıkmaya, kör bir inatla yürütülen yıkım politikalarına karşı Boğaziçi Üniversitesi’ni bizimle birlikte savunmaya bir kez daha davet ediyoruz.
Kamuoyuna saygılarımızla ve 500. kez duyururuz.
KABUL ETMİYORUZ, VAZGEÇMİYORUZ!" (HABER MERKEZİ)