İnciraltı Boğaz’ın neonlara boğulmuş mekanları gibi bağırmayan bir meyhane. Bahsettiğim kimyayı yakalamaya yaklaşmış lakin kıvama gelmesi için bence biraz daha vakti var gibi. Serin havalarda iç mekanı, yaz aylarında bahçesi ve Beylerbeyi sahilin keyifli atmosferiyle gidilesi mekanlardan.
Harabi’nin meşhur şiirindeki gibi meyhanede kemali bulmak
günümüzde ne kadar mümkün emin değilim. ‘’Nerede o eski
meyhaneler?’’ gibi nostaljik bir perdeden söylemiyorum bu
düşüncemi. Zaman, değişim ve dönüşüm döngüsünün yazılı olmayan
kuralları işliyor meyhane konusunda da. Hal böyle olunca kamil olup
kemale ermenin mekanları da, yolu da, ritüelleri de değişiyor
elbet. Meyhaneler de bu heyula içinde denemelere girişiyor, ‘’yeni
nesil, eski usul, içkili lokanta’’ gibi sıfatlar ekliyorlar
isimlerine. Bunların hepsini normal karşılasam da, istikametini
bilerek yola çıkmış, zaman içinde demlenmiş, ben buradayım diye
bağırmayan mekanların müdavimi olmayı tercih ediyorum şahsen.
‘’Ne olabilir bir meyhanenin istikameti?’’ sorusu zaman zaman
kurcalar aklımı. Onlarca yanıt üretilebilir elbet, benim de kalem
oynatmışlığım vardır çokça. ‘’Rakı ve meyhane adabı’’ kısmına da
uğrar bu yanıtların bir kısmı ki işte orada tüm yanıtlar çuvallar
bencileyin. Askeri gazino kuralları gibi tanımlamalar nedense pek
bir seviliyor bizim buralarda. Bana göre müdavimine zamanı
unutturacak bir mekan yaratmak olmalıdır istikamet. Dekoru, müziği,
menüsü, garsonlarıyla yaratılan bir kimyadır bu. Mekan bunları
sağlar müdavim de kıymetlendirirse, mekan o zaman meyhane olabilir
diye düşünürüm. Bu kimyanın kokusunu daha girişte hisseder gerçek
müdavim. Zamanının nasıl geçeceği hakkında yanılmaz bir sezgi
geliştirir yıllar içinde.
İnciraltı Meyhanesi, Beylerbeyi, İstanbul
Mekan tüm bu atmosferi yaratmasa da bazen müdavimin haleti
ruhiyesidir belirleyici olan. Felekten çalacağı günün akşamında
mekanın da bir önemi yoktur. Engin sohbetlerin alçalıp yükselen
dalgalarında garsonu da unutur, müziği de. Demin hülyasına dalan
müdavimi sarıp sarmalayan yerin adıdır o vakit meyhane. Bellekte
izi kalır. Müdavimin örüntüsünde kendisine bir köşe bulur yerleşir
sessizce. Artık başkaca bir şey yapmasına gerek yoktur. Olduğu gibi
kalması yeterlidir.
Geçtiğimiz günlerde, yukarıda yazdığım müdavim haleti ruhiyesini
anlayabilecek mekan arayışım sonucunda yolumu düşürdüm İnciraltı
Meyhanesi’ne. Çoğu zaman kimyanın değil simyanın, zahirin değil
batının, sözün değil nefesin, gözün değil nurun kıymetlendirilmesi
gereken anları ıskalıyoruz. Şehrin ışıkları gözümüzü kamaştırıyor
ve pervaneler gibi hepimiz ışığa koşuyoruz. Bazen durmak gerek.
Durduğumuz yerde dinelmek; sözün içindeki sessizliğe, kahverenginin
içindeki yeşile dikkat kesilmek iyi gelecek hepimize. Kamil olmak
dediğin nedir ki, kendini unutabilmek değil mi? Varsın demle
unutalım kendimizi.
İnciraltı Meyhanesi, Beylerbeyi, İstanbul
Bu uzun girizgahın ardından, kestirmeden söyleyebilirim ki
İnciraltı Boğaz’ın neonlara boğulmuş mekanları gibi bağırmayan bir
meyhane. Bahsettiğim kimyayı yakalamaya yaklaşmış lakin kıvama
gelmesi için bence biraz daha vakti var gibi. Yediğimizi içtiğimizi
de paylaşırken ayrıntılandırayım düşüncemi.
1- Mezeler(Korçi puanı 8,9)
İnciraltı taze ve özgün mezelere sahip. Bu adet giderek azalsa
da burada meze tepsisinden seçim yapıyorsunuz. Böylece garson da
mezeleri yeterince tanıtma fırsatı yakalamış oluyor. Bununla
birlikte söylemem lazım ki ben sorularıma yeterince doyurucu yanıt
alamadığım bir seçim yapmak durumda kaldım. Kaymak, lor peyniri ve
salatalık içeren meze bana göre sıradandı. Padişah şifası olarak
sunulan çeşitli ot marinasyonuyla yapılmış levrekte de fesleğen
gibi baskın tatlar dengeyi bozmuştu. Muammarayı oldukça başarılı
bulurken, topik içinse övgüde bulunmam lazım. Dışının maharet
isteyecek denli ince olmasını sevdim lakin daha az tatlı olması
lezzetine önemli ölçüde katkı sağlar diye not aldım. Peynir
konusundaysa İnciraltı’nı sınıfta bıraktım. Tazelik, özgünlük,
sunum, porsiyon büyüklüğü, lezzet gibi kriterlerden oluşan bu
bölümdeki puanım 8,9 olarak belirdi.
2- İçki Çeşidi(Korçi
Puanı :7,9)
Bu kısımda farklı rakı markaları, şarap seçkisi, diğer içkiler,
sunum, sıcaklık derecesi, buz servisi gibi kriterler üzerinden
yaptığım değerlendirme sonucu İnciraltı 7,9 puana erişebildi. Su ve
içkinin sıcaklık derecesi puanın düşmesine sebep etkenlerdendi.
Rakının zarflı ve küçük kadehlerde sunulması olumlu bulduğum
noktalar arasındaydı.
3- Ana yemekler(Korçi Puanı :8,3)
Bu başlıkta yemeklerin tazeliği, malzeme kalitesi, lezzeti,
kullanılan yağ, çeşit, baharat dengesi, özgünlük, klasiklik ve
sunum gibi dokuz kriter üzerinden değerlendirme yapılıyor.
İnciraltı, menüsünde et ve balık çeşitlerine yer veriyor. Soğan
yatağında kuzu ciğer, baharat düzeyi nedeniyle her bünyeye uygun
olmayabilir lakin denemekten kaçınmamak lazım. Ciğerin kalınlığı ve
büyüklüğüyse handikaplı tarafını oluşturuyordu bana göre.
Ana yemek olarak denediğimiz asma yaprağında sardalya mevsime
uygun ve tazeydi. Asma yapraklarının tuzluluk oranı yüksek, sarılma
şekliyse sardalyayı gölgeleyecek şekildeydi.
Dondurmalı irmik tatlısı fıstık oranı, kavrulma derecesi,
dondurmanın lezzeti gibi unsurlar açısından oldukça başarılıydı ve
İnciraltı bu bölümden 8,3 puan aldı.
4- Personel(Korçi Puanı :5,8)
Servis hızı, menüye hakimiyet, müdavimle iletişim, güler
yüzlülük, kişisel hijyen gibi kriterlerin değerlendirildiği bu
başlıktaki puanım; güler yüzlülük ve olumlu iletişim
başlıklarındaki gözlemlerimden dolayı 5,8’de kaldı.
5- Müdavim(Korçi
Puanı :8,8)
Benim gittiğim gece salt kadınlardan oluşan masaların varlığı,
farklı sosyolojik katmanlardan olduğunu sezdiğim masaların
bulunması, herkesin kendi masa grubuna odaklanması lakin masalar
arası selamlaşmaya tanık olmamam gibi anlık gözlemlerim sonucunda,
bu bölümdeki puanım 8,8 olarak hesaplandı. Müdavimlerinin olduğunu
bildiğim ve bazılarını tanıdığım İnciraltı, sürprizsiz ve keyifli
bir zaman geçirmek için tercih edilebilecek mekanlardan.
6- Tuvaletler (Korçi Puanı :5)
Tuvalet kapasitesi, hijyeni, havalandırması, müşteri
ihtiyaçlarına uygun malzeme bulundurması gibi kriterler üzerinden
yapılan değerlendirme sonucu İnciraltı bu bölümden 5 puan aldı.
Mekanın tuvalet konusuna eğilmesi gerektiği notlarım
arasındaydı.
7- Müzik ve Akustik (Korçi Puanları :3,8 ve
5)
Müzik yayını kimi zaman sohbeti bölecek seviyeye ulaşsa da,
çoğunlukla geriden geliyor. Sanat müziği ağırlıklı çalma listesi
müdavim kitlesinin ne kadarıyla uyumlu onu kestiremedim. Açık
havada olmamıza karşın rabarba seviyesinin dikkat çektiğini
söylemem lazım. Masalar arası mesafe zaman zaman yan masadaki
sohbetlere kulak misafiri olmayı gerektiriyor İnciraltı’nda. Bu
bölümde müzik başlığı 3,8, akustik başlığı 5 puana
erişebildi.
8- Fiyatlar(Korçi Puanı: 8,3)
Benzer mekanlar, özgünlük, tercih edilirlik gibi kriterler
üzerinden masaya gelen hesabı orantılı bulduğum bir gece geçirdim
İnciraltı’nda ve puanım 8,3 oldu.
9- Lokasyon ve diğerleri(Korçi Puanı :5)
Bu bölümde meyhanenin yeri, manzarası, dış ortam ya da
bahçesinin olması, acil çıkış, yangın, ilk yardım olanakları,
etkileyici bir hikayesinin olup olmaması, özgünlüğü, mekanın bu
özgünlüğü yansıtabilmesi gibi kriterler dokuz başlıkta
değerlendiriliyor.
İnciraltı serin havalarda iç mekanı, yaz aylarında bahçesi ve
Beylerbeyi sahilin keyifli atmosferiyle gidilesi mekanlardan. Öte
yandan engelli erişimi, aydınlatma, acil çıkış, ilk yardım
olanakları, yangın söndürme imkanları gibi kriterlerle birlikte
yapılan değerlendirmede puanı 5 oldu.
On ana kriter üzerinden geliştirilen puanlama sistemine göre
İnciraltı toplamda 7,6 puan alarak Gitmelisiniz sınıfında yer aldı.
Sonuç olarak değişik lezzetler ve boğaz havası almak isteyenlerin
rahatlıkla uğrayabileceği bir mekan İnciraltı.