Bolsonaro, Trump ve ötesi…

İki dönem Lula ve ardından Dilma iktidarı, Brezilya devletinin çekirdeğinde bulunan, bu saf faşist damarı ne kadar değiştirmiş olabilir?

Metin Yeğin myegin@gazeteduvar.com.tr

Brezilya devlet başkanı aşırı sağcı Bolsonaro-faşist diyoruz biz böylelerine- gelecek seçimlerde hile yapılacağını ve bu hileye de Brezilya Yüksek Mahkemesinin ortak olduğunu ileri sürdü. Eski tip oy kullanma biçimini savunuyor Bolsonaro. Yüksek mahkeme buna ilişkin delillerini sunması için ona süre verdi ama hiçbir şey vermedi mahkemeye, başkan. O söylüyorsa başka bir şeye ihtiyaç olmadığını düşünüyor olmalı.

Burada hemen aklımıza aynı kıtanın diğer ucundaki yine aşırı sağcı başkan, Trump geliyor. O da son seçimlerde hile yapıldığını ileri sürmüştü ve hatta hâlâ ileri sürüyor ama o kadar. Bir şeyler var, olmalı, olacak diye düşünüyor, hatta buna inanıyor galiba. Çünkü o kadar çok yalakaya maruz kalmış ki hayatında, kendisini sahiden, her zaman seçilmiş zannediyor. Üzücü bir megaloman duygusu bu. Hayır Trump için değil, ABD ve dünya halkları için üzücü.

Bolsonaro, Trump’tan biraz daha ileri gidiyor hatta. Henüz yapılmamış bir seçim için ileri sürüyor bunu. Basit bir denklem var kafasında. Seçim yapılır ve kaybedilirse, mutlaka hile yapılmıştır. Yoksa ne mümkün. Ayrıca biraz daha hazırlıklı Trump’tan. Şimdiden kendi kitlesi için bir zemin hazırlığı içinde. Yani ABD’deki gibi basit bir kongre baskını ve sadece beş kişinin ölmesiyle filan kalmayacak bu iş.

-Bu seçimlerde falcılık meselesini, bir de Honduras’ta askeri cunta sırasındaki seçimlerde yaşamıştım. Hükümetin çağırdığı ‘uluslararası gözlemcilerin’ arasına yanlışlıkla karıştığımda, gözlemciler bir gün önceden, seçimlerin ‘şeffaf ve adil’ geçtiğine dair benim yanımda rapor hazırlamışlardı. Seçimler henüz yapılmamıştı ama hile yapılmadığını biliyorlardı. Çok iyi falcıydılar, Bolsonaro gibi.-

Brezilya’da bu olanlar, ABD’deki kongre baskınının bir çılgın başkanın basit bir girişimi olmadığını hatırlatıyor. Marx’ın bile övgüyle söz ettiği bir demokrasi tarihine sahip ABD’de, bu tam olarak gerçekleşmemiş olabilir ama uzun yıllar askeri cunta altında yaşamış Brezilya’da, bu neden mümkün olmasın?

İki dönem Lula ve ardından Dilma iktidarı, Brezilya devletinin çekirdeğinde bulunan, bu saf faşist damarı ne kadar değiştirmiş olabilir?

Bir adım daha ileri gidelim. Haiti’deki suikast, Küba’da rejim aleyhtarı gösteriler üzerine yazdığımda bir iddiada bulunmuştum. Bütün bunların, doğrudan ABD hükümeti değil, ABD iktidarının, ‘Trump’ yanlısı bir kanadı tarafından organize edildiğini düşünüyorum. Burada ‘hükümet’ ve ‘iktidar’ kelimelerini de bilerek ayrı ve aynı cümlede kullanıyorum. ‘Devlet’, ‘iktidar’ ve ‘hükümet’ de her biri tamamen ayrı ve birbirinin içine girmiş ve zaman zaman ikisi-üçü bir arada olmamış değil ama ABD’deki bu kavga, şu anda kendi arka bahçesinde devam ediyor.

Haiti-Küba yazısında ki bir cümlenin benzerini burada da kurayım. Ben Biden hükümeti olsaydım. Bolsonaro’yu desteklemezdim. Çünkü Bolsonaro’nun kazanması, ABD’de Trump’ın kazanması demektir.

Bu arada Meksika’da solcu(!) başkan Obrador da, geçmiş başkanların yolsuzluk ve kötü yönetimlerinden dolayı yargılanmalarının önünü açmak için bir referandum yapmayı hedefliyor. Bundan bir şey çıkar mı başka bir tartışma ama iktidarların, koltuğa yapışmalarının nedenlerinden en önemlisi, iktidardan düşünce yargılanabilir olmaları. Kıtada böyle bir referandum hayaleti bile Bolsonaro gibilerinin korkulu rüyası ve cezaevinde yatan Perulu başkanları hatırlarsanız, pek de olmayacak bir iş değil bu doğrusu.  

Yani bir Ahmet Kaya şarkısını tersine çevirirsek, sefasını sürenler cefasını da çekebilirler. Bu yüzden, Bolsonaro iktidarların kendi karikatür seçim kurallarına bile uymak istemiyor olmaları…

Ve bilmem hiç aklınıza böyle benzer bir iktidar ve bir başka benzer ülke geliyor mu?

Tüm yazılarını göster