Borsa İstanbul'da neler oluyor?
Borsa İstanbul ülkemizin en güzide kurumlarından... Sermayenin finansman bulduğu, yatırımcının fon sağlama yöntemi ile şirketlere ortak olduğu bu güzide sistemi el birliği ile yaraladınız.
İris Cibre
Rakunlar yiyeceklerini önce yıkar sonra yerlermiş. Geçenlerde bir video izledim; pamuk şekeri almış nehirde yıkamaya çalışıyor derken pamuk şeker ellerinin arasında yok oluyor.
Tam da bu yüzden aklıma Borsa İstanbul geldi.
Bist 100 endeksi 2 ayda yüzde 43, bankacılık endeksi yüzde 164 yükseldikten sonra 5 günde Bist 100 yüzde 16, bankacılık endeksi yüzde 38 düştü. Rakamlardan da görüleceği üzere aslında bu tam anlamıyla bir banka operasyonuydu.
Peki neler olmuştu, önce bir geçmişe dönelim.
Daha önce iki hissede büyük para kazanmış 2 grup beraberce karar verdi, bankalar ucuzdu, operasyona hazırdı. Alıma geçildi, ufak ufak mal toplandı ve ardından operasyon başladı.
TEMİNAT TAMAMLAMA ÇAĞRILARI...
Pay vadeli işlemler tarafında alımlar hızlandı, alımlar hızlandıkça pay kontratının üzerindeki faiz de yükselmeye başladı. Bir ara yüzde yüzlere kadar çıkan yıllık faizlerle işlem görüyorlardı. Bunu gören yatırımcı ve arbitraj fonları pay vadelide açığa satış işlemleri açmaya başladılar. Bu durum sistemin ana besin kaynağıydı. Arbitraj fonları yüksek faizden faydalanmak için vadelide sattığını spotta alıyor; getiri elde ederken aynı zamanda spotu desteklemiş oluyorlardı. Diğer taraftan pay kontratı açığa satış yapanlar teker teker boğuluyorlardı. Her gün teminat tamamlama çağrıları yüksek seviyelerde gerçekleşiyordu.
Teminat tamamlama çağrısında yeterli parası olmayan vadeli piyasada açık pozisyonunu alım yaparak kapatmak zorunda kalıyor, hisseleri daha da yukarı itmeye yardımcı oluyorlardı.
Bizler ise bu sırada veryansın etmeye başlamıştık bile... SPK’yı göreve çağırıyor, işlemleri incelemelerini talep ediyor, brüt takasın neden sadece 2 küçük banka hissesinde uygulandığını sorguluyor ve en önemlisi yatırımcıya asla stop koymadan işlem açmamasını tavsiye ediyorduk.
Derken korktuğumuz ve fakat beklediğimiz gerçekleşti.
ŞEYTANIN SEVDİĞİ İKİ GÜNAH
Önce Akbank emekli sandığının 8 milyon lot Akbank satış haberi geldi, 150 milyon TL’lik satış aşırı hızla şişti, hisselerde zaten paniğe hazır yatırımcıyı korkutarak onların da satışa geçmesini sağladı.
Şeytanın en sevdiği iki günah vardır derler, birincisi kibir diğeri hırsmış.
İşte gözünü hırs bürümüş, sonsuza kadar tahtaları tavan götüreceğini zanneden 3-5 kişilik grubumuz beklemediği bu satış karşısında paniğe kapıldı. Borsacıların tabiriyle tahtanın altına yattılar. Satış geldikçe karşılamaya başladılar. Bazı tahtalar taban oldu, tabanları kaldırmaya uğraştılar fakat bir türlü olmuyordu. Ertesi gün aynı senaryo devam etti, fakat başaramıyorlardı, satıcılar panikle elindeki tüm hisseyi bu dostlarımızın kafasına boca ediyorlardı. Tam 5 gün tahtalar bu sefer de tam tersine taban gitti. Piyasa yukarı giderken tüm açığa satış yapanları batırmışlardı, şimdi sıra kendilerine gelmişti, kullandıkları silah kendilerini vuruyordu.
Geçtiğimiz perşembe günü artık kendileri üstelik rekor düzeyde teminat tamamlama çağrısı yemiş ve öz kaynak sorunu yaşıyorlardı. Aracı kurumlar, ya paranızı getirin ya da mal satın dediler fakat ne fayda tahtaları tabandı, mal satamıyorlardı. Cuma günü bir miktar nakit ve bir miktar satış ile durumu kurtarmaya çalıştılar. Cumartesi akşamı ise toplantıları vardı, para bulup Pazartesi günü tekrar bir kaç bankayı kaldırarak yatırımcıyı avlayacak ve mal satacaklardı.
BORSA İSTANBUL: PANİK, DEVRE KESMELER...
Fakat bu planları da ellerinde patladı, dün gün içerisinde zaten sallantıda olan endeksin ve bankaların üzerine İş Bankası ve Denizbank Rus ödeme sistemi MİR’i, ABD baskısı nedeniyle, askıya aldıklarını açıkladılar. Bu tekrar paniğe neden oldu ve Borsa İstanbul devre kesti.
Artık sistematik risk söz konusuydu. Dolayısıyla aracı kurumlar ve üst düzey yetkililer ile önce TSPB’de (Aracı Kuruluşlar Birliği) sonrasında ise Sermaye Piyasaları Kurulu ile toplantıya girildi. Bu riskleri bertaraf etmek için bir takım kararlar alındı fakat bu kararlar günü kurtarmak için, piyasanın işleyişini uzun vadede iyileştirmek için değil.
Borsa İstanbul ülkemizin en güzide kurumlarından... Sermayenin finansman bulduğu, yatırımcının fon sağlama yöntemi ile şirketlere ortak olduğu bu güzide sistemi el birliği ile yaraladınız.
Sadece manipülatör değil; riski bilerek limitlerini açan kurumlar.
Diğer tahtalara 2 tavanda brüt takas getiren, KAP’a olağandışı fiyat hareketi açıklaması bekleyen fakat bu hareketi göremeyen SPK.
Bunun bir operasyon olduğu apaçık ortadayken, ekonomimizdeki ışıltının göstergesi diyerek yatırım tavsiyesi veren Bakanlar ve para kazandığı için bu hareketi normal karşılayan, zaten ucuzdu diyen, bu hareketin bir ralli olduğunu iddia ederek yazıp çizen piyasa profesyonelleri ve finansal okur yazarlığı olan yatırımcılar; tamamı sorumlu…
Hepiniz sorumlusunuz!
Yıllarca bu operasyonla akıllarda kalacak, küçük yatırımcının ödünü kopartacak, tabana yayılalım derken tavana yaydığınız sermaye piyasaları operasyonu hepinize hayırlı olsun.
Pamuk şekeri suda yıkadınız, elinizde ne kaldı söyleyin şimdi…
Piyasa profesyonelleri olarak beklentilerimiz şunlar:
- Borsa İstanbul ve denetleyici kurumlara tecrübeli, Sermaye Piyasası kurumlarında dirsek çürütmüş kişilerin atanması
- Olağandışı hareketlerin hemen fark edilmesini sağlayacak sistemler kurulması
- Gerekli önlem ve cezaların zamanında ve herkese ve her olguya eşit uygulanması
- Manipülasyon ciddi bir suçtur, bu suça uygun cezalar zaten regülasyon ile mevcuttur, bunları uygulanması, Milyarlar kazanan manipülatörlere kesilen cezaların artık caydırıcı olmadığının görülmesi
- Brüt takas uygulamasının hisse senetlerine değil işlemleri yapan hesap sahibine uygulanması, toptan hissede alınan bu tedbir küçük yatırımcıyı mağdur etmektedir
- Vadeli piyasalarda alıcı satıcıların gün içi işlemlerinin mutlak surette görünmesinin sağlanması. Bugün olanlarda gördüğümüz üzere yatırımcı viop gün içi aracı kurum dağılımını görmediğinden büyük mağduriyetler yaşanmıştır
- Algoritmaların denetlenmesi
Bu tavsiyeler ve daha fazlası uygulandığı takdirde, piyasaların etkin işlemesi ve daha güvenilir bir ortam sağlanması mümkün olacaktır.