Memlekette neyin ayarı kalmıştı ki?
Ayarı bozulmayanlar listesi yapmak daha kolay olabilir. Ama bazı
alanlarda o ayar bozukluğunu devam ettirmek çok kolay değil!
Borsa İstanbul’dan bahsediyorum.
Özellikle 2021 yılı Eylül ayından bu yana piyasanın bütün
dengesini bozdular. Salgın sonrası zaten çivisi çıkan dünya ve
çivisi kalmayan Türkiye ekonomisini olabilecek en büyük şokun
ortasına attılar.
Ne uğruna?
Faizi düşürmek ve ardından da ekonomiye para pompalamak adına!
Böylece bir baskın seçimi 2022 başında yapıp iktidarlarını devam
ettireceklerdi. Faizdeki bozulma her zamankinden güçlü bir döviz
talebi ile karşılandı piyasada.
Kur uçtu! Enflasyon takip etti!
Ondan sonra zaten tutunacak bir dal kalmamıştı.
Baktılar olacak gibi değil. Dövizi piyasadan ayırdılar. Kur
korumalı mevduat ve arka kapı döviz satışları ile kur şokunu geri
çevireceklerini sandılar. Dünyada da işler istenenin aksine gidince
bu hesap da tutmadı.
Temmuz’dan bu yana da kur korumalı mevduatta para tutan yurttaşa
borsayı adres gösterdiler. Son bir yıl içinde 1,5 milyon yeni
yatırımcı milyarlarca lirası ile birlikte Borsa İstanbul’a
girdi.
Neydi Borsa’nın işleyiş mekanizması?
Temelde hissesini aldığınız şirkete ortak oluyorsunuz. O şirket
kazanırsa siz de kazanıyorsunuz. Ama hisse senedi sayısı sınırlı.
Yani her şirketin sınırlı sayıda payı piyasada işlem görüyor. Yeni
yatırımcı akın akın Borsa İstanbul’a gelince ister istemez bu
sınırlı sayıda payın değeri de artmaya başlıyor.
Bir de tabii unutmadan söylemeliyim:
Yaşadığımız enflasyonist süreçte şirketler de üretimini ya da
ticaretini yaptıkları mal ve hizmetlerin fiyatlarını arttırdılar.
Üzerine bir de enflasyon muhasebesi gelmeyince şirketlerin ciroları
da kârları da aldı başını gitti gibi göründü!
Bilanço dönemlerinde rekor kârlar açıkladılar.
Bakın mesela ekim ayına. Ay başında 3.200 olan BİST-100
Endeksi’nin değeri bilançolar açıklandıkça coştu. Sadece bir buçuk
aylık süreçte yüzde 50’ye yakın değer kazandı. Bunu gören küçük
yatırımcı daha da iştahlandı.
O dönemde de söyledik.
Yine söyleyelim.
Sonsuza kadar hep yukarı gidecek bir piyasa bulamazsınız! Borsa
İstanbul’da da eninde sonunda bir düzeltme gelecek. Dikkatli
olmanın ve temkinli olmanın önemini vurguladık.
Aralık sonu itibariyle de hava bir hayli puslu hale geldi.
BİST-100 hala çıkışın başladığı temmuza göre iki katın üzerinde
bir değere sahip. Yani o dönemden ekim sonuna kadar hisse senedi
alabilenler şu anda kârdan zarar ediyor.
Öte yandan son bir aydır borsaya gelenler de ise durum bir hayli
sıkıntılı!
Dedik ya hava puslandı.
Hava puslu olunca da bu işin kurtları ortaya çıktı. Onlar bu
piyasanın hep sahipleriydi ve geçmişte birbirleriyle oynarken son
bir yılda onların kucağına milyonlarca yeni yatırımcı ve
milyarlarca lira para gelmiş oldu.
Yaptıkları yanlış bir şey de yok.
Herkes kendi derdine düşmüş durumda!
Kim kaybetti?
Yukarıda da söyledim. İşin aslını söylemek gerekirse şu son
dönemde en büyük kaybedenler trene son binenler oldu. Yüksek
taleple şişen fiyatlardan hisse senedi alanlar.
Çünkü şu anda daha önce hisse senedi alanlar da kazandım
yeterince daha fazla kârdan zarar etmeyeyim diyor. Elindeki hisse
senedini elden çıkarmaya çalışıyor. Açığa satış, yukarı adım
kuralları da bunu dizginlemek için zaten.
Bu tercih de borsanın daha da aşağıya gitmesinin temel unsuru
haline geliyor.
Şimdi asıl soru ise bu sürecin daha ne kadar devam edeceği.
Elbette kestirmek çok zor.
Ancak kur korumalı mevduat yenilemeleri hala zayıf. Oradan
çıkışların yönü ekonominin önümüzdeki üç aylık dönemi için
belirleyici olacak.
Ancak en başa dönersek şunu bir daha vurgulamak şart.
Şirketlerin geçtiğimiz yıl bilançoları yine rekor kârlarla birlikte
anılacak. Ekonomide bir yavaşlama var ancak seçime kadar hükümetin
takip ettiği politikalar o durgunluğun etkisini tam anlamıyla
göstermesini de geciktirecek gibi görünüyor.
Bir de seçim ve sonrası var.
İşte asıl belirleyici orası olacak!
O seçimden sonra ilk yapılması gereken iş bozulan tüm dengelerin
yeniden yerine oturtulması olacak.
Seçimden sonra da böyle devam ederse zaten borsaymış, dövizmiş
pek de bir anlam ifade etmeyecek…