Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “ümmeti parçalamakla” itham ettiği Ali Babacan ve onunla birlikte hareket eden isimler, bu suçlamaya yanıt vermemeyi tercih ediyorlar. “Neden yanıt vermediğimizi yol haritamızda göreceksiniz” diyorlar. Belli ki şu aşamada Erdoğan’la polemiğe girmek istemiyorlar ve ifadelerinden anladığım kadarıyla bu retoriği de reddediyorlar.
Parti ne zaman kurulacak, kurucular kurulunda kimler olacak ve yol haritası nasıl belirlenecek? Bütün bu soruları Babacan’la birlikte hareket eden isimlere sorduk. İşte yanıtları…
'GÖNÜL ARZU EDİYOR Kİ 2019 ÇIKMADAN ÇALIŞMALAR ETE KEMİĞE BÜRÜNSÜN'
Partinin kuruluşu için belirlenmiş bir takvim var mı?
Belirlenmiş bir tarih yok. Gönül arzu ediyor ki, 2019 çıkmadan bu çalışmalar ete kemiğe bürünsün. Şu an tarihten daha önemli olan üzerinde çalışılan ve adına “politika seti” denilen alt yapının oluşması. Bununla birlikte insan kaynaklarının, arzu edildiği gibi tamamlanması gayreti var.
'BU BİR KADRO HAREKETİ'
Politika setinde hangi başlıklar var?
Bir şeyi hazır edip gelin peşime düşün noktasındaki bir tarz değil bu. Kurulacak partinin politikaları kadroyla beraber hazırlanacak. Bu bir kadro hareketi zaten. Kurucu kadronun sürece etkin katılımı arzu ediliyor. Bir takım politika oluşturma çabaları var ama bu politikanın ana hatlarını, detaylarını belirleyecek ve son noktayı koyacak harcı, kurucu arkadaşlarla birlikte yapmak istiyor Sayın Babacan.
'DOĞRU BAŞLASIN, DOĞRU YÜRÜSÜN İSTENİYOR'
Politika seti diye tabir ettiğiniz yol haritasının detaylarını, kurucular belli olduktan sonra öğreneceğiz o zaman…
Sayın Babacan’ın açıklamasında (AK Parti’den istifa metnini kastediyor. ÖAÇ) konu başlıklarını gördüğünüz çerçeve söz konusu. Bir takım çalışmalar var elbette ancak yöntem olarak, politika metinlerinin usul ve esaslarını beraber çalışmayı arzu ettikleri arkadaşlarla birlikte şekillendirmeyi tercih ediyorlar. Bu metinlerin gündeme gelmesini de o arkadaşların ilanından sonra arzu ediyorlar. Yani şu an iki başlık önemli: Türkiye’nin derdine derman olacak bir politika seti ve bu seti uygulayacak kadro oluşumu… Doğru başlasın, doğru yürüsün isteniyor.
'AK PARTİ’NİN DEVAMI DEĞİL, TÜRKİYE’Yİ SELAMETE ÇIKARACAK BİR PARTİ'
Kurulacak parti için ANAP benzetmesi de yapılıyor, AK Parti’den kopacak bir oluşum da deniyor. Hangisi olacak veya olmayacak?
Ali Bey (Babacan) yaptığı toplantılarda bunları paylaşıyor. Bunun altını özellikle çiziyor. Şunun devamı ya da dargınların bir araya geldiği bir yapı değil, 2019 Türkiyesi'nin ihtiyacı olan, Türkiye’yi içinde bulunduğu kulvardan selamete çıkaracak bir çalışma bu. “Farklı eğilimleri barındıran 83 ANAP’ı” gibi yorumlar yapılıyor. Hayır. Şu an ne 1983’ün şartları var ne de 2001’in. Şu an maalesef kendine özgü şartları yaşıyor Türkiye. Gelinen nokta olumlu değil. Bu girilen kulvardan bir şekilde çıkması lazım ülkenin. Bunu beraberce yapacağız.
'KRİTER MEZHEP, MEŞREP DEĞİL LİYAKAT SAHİBİ VE İYİ İNSAN OLMAK'
Epey bir zamandır partiyle arasına mesafe koymuş eski AK Partililer’le de konuşuyoruz. Kimi bu yeni oluşumla kendisi temas kurmuş, kimisi ise sizden teklif bekliyor.
Bir hareket oluşurken o hareketin içinde yer alacak bütün unsurları bir vitrinde sergileme imkânınız olmaz. Kurucu kadrolar belirlenir ama Anadolu sathına yayıldığında ciddi bir kadroyla yürümenin zarureti var. Merkez yapılanmayla ilgili gayretler var. İki tane temel kriter öngörülüyor: 1) İşinde iyi olanlar yani liyakat dediğimiz unsuru taşıyanlar 2) Bu toplumun iyi insan dediği çerçeve içinde olanlar… Bunların dışında kişilerin aidiyeti, mezhebi, meşrebi bu çalışmalarda arkadaşların referans noktası olmayacak.
'ELEŞTİRİ YAPMADIK Kİ ÖZELEŞTİRİYE GEÇELİM… HEPİMİZ ORADAYDIK!'
İçinizde, Ali Babacan başta olmak üzere, bakanlık yapmış olanlar da var, partinin yöneticiliği görevinde bulunmuş olanlar da. AK Partili yıllarınıza dair bir özeleştiri yapacak mısınız?
Biz eleştiri yapmadık ki, özeleştiriye geçelim. Ali Bey istifasını duyuran bir metin yayınladı sadece. O A4 boyutundaki metinde yazılanlar az çok bir çerçeve oluşturuyor. Ancak bu hareketin dinamikleri üzerine iddia sahibi bir metin değil o. Orada bir eleştiriden daha fazla kendi gönül dünyasındaki burukluğu yazmıştır Ali Bey. Özeleştiriye gelince… Bu kolektif (gülüyor), kimse bunun dışında değil. Medyası da muhalefeti de bunun içinde. Hepimiz oradaydık!