Bu seçimde de 'kadının adı yok'

31 Mart'taki yerel seçimler öncesi kadın adayların azlığı yeniden gündeme geldi. Yerel yönetimlerin kadınların özgürleşmesinde etkin bir rol oynayabileceğini söyleyen kadınlar, eşit temsil istiyor.

Abone ol

DUVAR - 31 Mart yerel seçimlerine sayılı günler kaldı. 20 Şubat itibarıyla kesinleşen aday listelerinde kadın temsili bu yerel seçimlerde de oldukça düşük. Adaylar bazında eşbaşkanlık sistemi nedeniyle DEM Parti kadın temsil oranında artış sağlarken CHP il bazında 8 aday, AK Parti ise 4 ilde kadın aday gösterdi.

Yerel yönetimlerde kadın temsili üzerine Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) gönüllüleri Özgül Kaptan, Süheyla Doğan ve Küresel Eşitlik ve Kapsayıcılık Ağı kurucularından Ayşe Kaşıkırık ile görüştük.

‘ERKEKLER PARA VE STATÜYÜ KADINLARLA PAYLAŞMAK İSTEMİYOR’

Kadınların belediye seçimlerinde seçme ve aday olma hakkı, 3 Nisan 1930 tarihinde Belediye Kanunu'nun kabul edilmesiyle resmen tanındı. Geçen 94 yılda 19 yerel seçim yapıldı, 150 kadın, 332 erkek belediye başkanı seçildi. Geçmişten günümüze eşit temsilde sınıfta kalmanın nedeninin cinsiyet eşitliği politikalarına gösterilen yaklaşımdan kaynaklandığını belirten EŞİK gönüllüsü Özgül Kaptan şunları söyledi: “Yerel yönetimler, siyasetin finansmanında kullanılan, rant ve gelir kapısı haline getirildi. Erkekler para ve statüyü kadınlarla paylaşmak istemiyor. Bu durum adaylık yarışında ilke tanımazlığı getiriyor, kadınlar adaylaşamıyor. Tabii ki bu anlayışın siyasi partiler özelinde istisnaları var. Ama genel olarak kadın hakları konusuyla meşgul olan kadınları yerel yönetimlerde hiç istemiyorlar. Yıllarca ‘Kadınlar aday olmuyor ne yapalım’ dendi. Bunun sadece bir bahane olduğu ortaya çıktı. Sadece EŞİK Platformu gönüllüleri arasında bile 30’dan fazla aday adayı vardı. Çok çok azı adaylaştırıldı. Eşit temsilde olduğu gibi eşitlik politikalarında da çok samimi bir çabadan söz edemeyiz.”

‘EŞİT TEMSİL BİR İMTİYAZ DEĞİL, KADINLARIN HAKKI’

Yerel yönetimlerin kadınların özgürleşmesinde daha fazla rolü olabileceğini ekleyen Kartal, “Eşit temsil bir imtiyaz değil, kadınların hakkıdır. Israrla imtiyaz gibi görüldüğü için bu denli yaya kalınıyor" dedi. Kartal, "Kadınlara pembe otobüs vaat eden ve bunu iyi bir şey zanneden ya da öyle zannedilmesini isteyen büyük şehir adayı var mesela. Toplu taşımada cinsel tacizi önlemek için öneriyor bunu. Oysaki hangi sorun kaynağı kurutulmadan önlenebilir? Yerelde cinsiyet eşitliği politikalarını hayata geçirmek için başkanın illaki kadın olması gerekmiyor tabii ki. Cinsiyet eşitliği politikalarının benimsenmesi, bütçe ayrılması ve gerekli kadro ve mekanizmaların oluşturulmasıdır esas olan. Çünkü kaybettiğimiz ya da kaybetmeye giderek yaklaştığımız çok şey var" diye konuştu. 

‘EŞİT TEMSİLİYETİN ÇOĞU YERDE UYGULANMADIĞINI GÖRDÜK’

EŞİK gönüllüsü ve Körfez Bağımsız Kadın Dayanışma Grubu üyesi Süheyla Doğan da yerel seçimlerde yürüyülen adaylaşma çalışmalarına katılanlardan biri.

Çanakkale’de aday aday olma sürecinde birçok sorun yaşayan Doğan, özellikle ekonomik prosedürlerin kadınların yerel yönetimler temsiline katılmaları önünde büyük bir engel olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “EŞİK gönüllüleri olarak Trakya, Mersin, İstanbul ve değişik yerlerde EŞİK’li kadınlar olarak çeşitli partilerden aday adayı olduk. Ben de Çanakkale’de CHP’den il genel meclisi aday adayı olmuştum. EŞİK’li kadınlar olarak eşit temsil ve fermuar yönteminin tüm organlarda uygulanmasını istiyorduk ve bu konuda açıklamalarımızı yaptık. Ancak adaylar açıklandığında ne yazık ki biz EŞİK’li kadınlar yer bulamadık. Diğer kadınlar da öyle. CHP'nin kendi parti tüzüğünde olan yüzde 30 kota bile uygulanmadı.“

‘VAZGEÇMEDİK, KADIN KATILIMINI ARTIRDIK’

Kadın hareketinden olan feminist kadınların yerel yönetimlerde yer almalarının istenmediğini belirten Doğan, “Bizim yüzde 50 eşitlik istediğimiz yerde bu kadar düşük kadın temsiliyeti kabul edilebilir bir şey değil” dedi. Doğan, şöyle devam etti: “Partilerdeki beyaz zengin erkekler koltuklarına yapışmış durumdalar. Kadınlardan ürküyorlar ve engel oluyorlar. Bütün çabalarına rağmen ısrarlı mücadelemizle Çanakkale’de belediye meclisi için fermuar uygulaması yapıldı ve neredeyse yüzde 50’ye yakın da bir temsiliyet oldu. Çanakkale'de bunu başardık ama çoğu yerde başaramadık.”

‘YEREL SİYASETİN KAPILARI RANT İÇİN KADINLARA KAPATILIYOR’

Küresel Eşitlik ve Kapsayıcılık Ağı kurucularından Ayşe Kaşıkırık Türkiye’de kadınlara yerel yönetimlerin kapısının, belediyelerle açıldığını vurguluyor. Bugün kadınların siyasette en az temsil edildiği konumların belediye başkanlığı ve muhtarlık olduğunu belirten Kaşıkırık şunları paylaştı: “Kadınları yerel siyasette güçlendirecek, teşvik edecek mekanizmalar neredeyse hiç yok. Siyasetin kapıları bize açıldı ama belediyeler rantın, imarın, ihalenin, maddi manevi çıkarın merkezi konumunda olduğu için kadınlar olarak bu alanlara giremiyoruz. Çünkü kadınlar sorguluyor, soruyor, araştırıyor.”

‘KADININ ADAY OLMAMASI İÇİN TÜM YAŞAMI KRİMİNALİZE EDİLİYOR’

Yerel temsil için muhtarlıklara özellikle vurgu yapmak gerektiğini söyleyen Kaşıkırık son olarak şunları söyledi: “Türkiye'de kadınlar muhtarlık kurumunda yüzde 2,24 oranında temsil ediliyor. Ülkedeki 32 bin mahalle muhtarlığında kadın sayısı 1010, 18 bin köy muhtarlığında ise 124 olarak toplam sayı 1034. Türkiye'de kadın temsili, yerel yönetimlerde kırsala doğru gittikçe daha da düşüyor. Eşbaşkanlık sistemi ile ortalama artsa da muhtarlıkta çok vahim bir tablo var. ‘Mahallede, köyde başka bir aday yok. Kadın mı gösterdiniz? Hiç mi erkek yok?’ ya da ‘Dul kadına oy mu verilir?’ çok fazla duyduğum bir söylem. Dolayısıyla kadınların medeni durumu, kaç çocuk sahibi olduğu, ne giyip ne giymediği, ojesinin, rujunun renginden tutun birçok şey adaylık sürecinde kadının önüne çıkarılmak isteniyor.”