'Bu topraklara barış, katliamların sorumlularının yargılanması ile gelecek'
Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri, Suruç Katliamının yıl dönümünde, "Bu topraklara barış ve özgürlük, katliamların aydınlatılması ve sorumlularının yargılanması ile gelecektir" açıklaması yaptı.
DUVAR - Urfa'nın Suruç ilçesinde 20 Temmuz 2015'te 33 kişinin yaşamını yitirdiği, 100'den fazla kişinin ise yaralandığı Suruç Katliamının yıl dönümünde açıklama yapan Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri, "Biliyoruz ki bu topraklara barış ve özgürlük, katliamların aydınlatılması ve sorumlularının yargılanması ile gelecektir. Suruç başta olmak üzere tüm katliamların aydınlatılması ise mahkeme salonlarında değil adalet mücadelesinin sokakta büyütülmesi ile gerçekleşecektir" dedi.
Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri'nin yaptıpı açıklama şöyle:
“20 Temmuz 2015 yılında Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun (SGDF) çağrısı ile Ortadoğu’da yıkılan bir kenti Kobane’yi, dayanışma ile yeniden kurmak için yola çıkan 33 düş yolcusunun katledilmesinin üzerinden tam 9 yıl geçti. Amed katliamı ile başlayan IŞİD’in canlı bomba saldırılarına Suruç, Ankara, Sultanahmet, Reina, Antep katliamları eklenirken: katiller katliamda sorumluluğu bulunanlar korundu, kollandı ve yeni katliamlar yapmalarının önü açıldı.
9 yıldır her ay Halitağa’da, mahkeme salonlarında ve sokaklarda hiç bıkmadan 'Suruç İçin Adalet, Herkes İçin Adalet' dedik. Adalet çığlığımızı bu ülkede adalet arayanların sesine, mücadelesine kattık. Cumartesi Anneleri’nden, Taybet Ana’ya, Berkin Elvan’dan Deniz Poyraz’a, Hrant Dink’ten Önder Babat’a, Roboski’den Suruç’a, Kemal Kurkut’tan Şenyaşar Ailesi’ne, Hande Kader’den Gülistan Doku’ya, Soma’dan Çorlu’ya, Hatay’dan Hakkari’ye kadar sorumluları yargılanmayan, aydınlatılmayan, göstermelik cezalarla kapatılmaya çalışılan, adalet isteyenlerin gözaltı ve tutuklama saldırıları ile susturulmaya çalışıldığı bir devlet politikası ile karşı karşıya kaldık.
9 yıldır binlerce kilometre yol gidip, katıldığımız Suruç katliamı davasında bir adım ilerlenmediği gibi, delillerin dosyaya konulmadığı, avukatların her türlü talebinin ret edildiği göstermelik bir mahkeme ile karşılaşıyoruz. Gizlilik kararı ile başlayan hukuksuzluk süreci katliam yerini gören kamera kayıtlarında eksik olan görüntüler ve katliamın yaşandığı gün yapılan telsiz konuşmaları gibi dava sürecinin seyrini değiştirecek eksiklerin 9 yıldır tamamlanması ile devam ediyor. Üstelik Suruç katliamı tanıkları, yaralıları ve avukatları tutuklama saldırıları ile yıldırılmaya çalışılırken adeta hayatta kaldıkları için cezalandırılıyor.
10 Ekim Ankara katliamı davasının 01 Temmuz’da sonuçlanan mahkeme kararında bir kez daha gördük ki göz göre göre gelen katliamın sorumluları yine yok sayılmış, sadece 10 kişiye ağırlaştırılmış müebbet verilmiş, 101 kişinin katledilmesi insanlığa karşı işlenmiş suç olarak kabul edilmemiştir.
Bu ülkede eşitlik ve özgürlük mücadelesinden, halklarımızın bir arada yaşama iradesinden korkanlar: iktidarlarının her sallandığında yeni bir katliamla bu ülkede direnenlere, ezilenlere, mücadele edenlere, yeni bir yaşamın mümkün olduğunu anlatanlara saldırmaktan, katletmekten geri durmadı. Suruç katliamı ve 33 düş yolcusunun katledilmesi de bunlardan biridir. Bu katliam, bundan öncekiler gibi devletin alan açmasıyla işlenmiştir ve katiller aynı devlet aklı ile korunmaktadır.
9 yıldır adalet arayan mücadelemizi, sesimizi, çığlığımızı 10 Ekim Ankara, Sultanahmet, Amed, Roboski katliamlarının sesi ile buluşturacak ve bir kez daha 'Suruç İçin Adalet, Herkes İçin Adalet' diyeceğiz. Bu katliamların aydınlatılması mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz ve unutmayacağız. Unutursak kalbimiz kurusun!
Biliyoruz ki bu topraklara barış ve özgürlük, katliamların aydınlatılması ve sorumlularının yargılanması ile gelecektir. Suruç başta olmak üzere tüm katliamların aydınlatılması ise mahkeme salonlarında değil adalet mücadelesinin sokakta büyütülmesi ile gerçekleşecektir. Bu yüzden bugün bizimle olan, farklı kentlerde, sokakta, mahkeme salonlarında, adliye önlerinde adalet mücadelesini büyüten herkesten güç aldığımızı ve onlara güç kattığımızı biliyoruz.
Adalet mücadelemizi alanda, sokakta bulunduğumuz her yerde büyütmeye çağırıyoruz.”