Bülent Arınç: Öcalan Meclis’e gelecekse genel af olması gerek

Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, "Öcalan illa Meclis’e gelecekse genel af olması lazım. Bir genel af çıkacaksa bunu düşünebiliriz" dedi.

Abone ol

DUVAR - MHP lideri Devlet Bahçeli'nin Abdullah Öcalan'ın 'umut hakkını' kullanması ve Meclis'te konuşma yapması' yönündeki çağrısıyla 'yeni çözüm süreci'nin yanı sıra 'genel af' tartışmaları da gündeme geldi.

Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, "Öcalan illa Meclis’e gelecekse genel af olması lazım. Bir genel af çıkacaksa bunu düşünebiliriz" dedi. T24'ten Cansu Çamlıbel'e konuşan Arınç, Bahçeli'nin sözlerini duyduğunda önce inanamadığını belirterek,"Her gün “o kapatılsın, bu kapatılsın, onu kapatmayanları biz kapatalım, asalım, keselim” bu havalarda olan bir insanın hiç olmayacak bir iddiayla konuşuyor olmasına herkes tabii şaşırdı" ifadesini kullandı.

'YAPILACAKSA YAPILMALI VE İŞ BİTMELİ'

 Öcalan'ın Meclis’e gelip konuşma yapmasının hukuken ve Meclis gelenekleri açısından mümkün olmadığını savunan Arınç, "Meclis’e gelmesini ben katiyen mümkün görmüyorum. Bir genel af çıkacaksa bunu düşünebiliriz. Ve bu yerinde de olabilir. Ama devlet hayatımdan biliyorum, askerlikte erken terhis bu tarafta da genel af konuşulmamalı. Yapılacaksa yapılmalı ve iş bitmeli" diye konuştu.

'DEMEK Kİ AİHM KARARLARI UYGULANACAK'

Arınç, şöyle devam etti: "Genel affa girer tabii. Sınırları çizilirse, o sınırların içerisinde müebbet hapse mahkûm olanların da cezası 20 yıla indirilebilir. Veyahut da işte 25 yıldan sonra bir ‘umut hakkı’ tanınacaksa…’Umut hakkı’ konuşulacaksa ben başta şunu umut ederim; demek ki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları bundan sonra uygulanacak. Bu umut hakkını tanıyan AİHM kararı yıllarca evvel çıktı."

'BENİM GÜLEN'LE ÇEKİLMİŞ BİR FOTOĞRAFIMI GÖRDÜNÜZ MÜ BUGÜNE KADAR?'

Fetullah Gülen'in ölümüne ilişkin de konuşan Arınç, şunları söyledi: "Sosyal medyaya bakarsan herkes bana bazen de hakaret ederek 'FETÖ'cü' diyor. Herkesin ağzında küfür ve hakaretler var. Ben böyle bir insan değilim, kimseye aynı şekilde yanıt vermem. Bana hakaret edenleri Allah’a havale ediyorum. Ben o şekilde konuşan bir insan değilim, o yüzden de bugün ‘geberdi’ ya da ‘leşi şöyle olsun böyle olsun’ gibi cümleler de kurmayacağım. Ben onun hakkındaki kanaatimi 15 Temmuz’u ‘hain darbe girişimi’ olarak nitelendirerek söyledim. FETÖ'nün 15 Temmuz ile bağlantısını ben kabul ediyorum zaten.

Fethullah Gülen'in talimatıyla veya Fethullah Gülen'in izniyle, Fethullah Gülen'in haberiyle olduğunda şüphe yok. Ama inan olsun biz o akşama kadar böyle bir şey olabileceğini anlamadık. Yoksa aksi mümkün mü? Yani Cumhurbaşkanı'nın başyaveri FETÖ'cü olacak, Genelkurmay Başkanı'nın yaveri FETÖ'cü çıkacak, onu teslim alacak. Bunları hiçbirimiz bilmiyorduk. Biz, dindar subaylar Yüksek Askerî Şura kararıyla atıldığı zaman dindarlara karşı bir eylem olarak görüyorduk. Oysa bunlar farklıymış, bunlar kendilerini gizlemişler. Kendilerini içeride korumuşlar veya göreve getirmişler. Zaten onlarla hukuk içerisinde yapılan mücadelenin hepsine de ‘evet’ dedim. Hükümetin içindeyken o konuda MGK'da ne konuştuğumu, başbakanımızla neler yaptığımızı da herkes bilir. Eğitime yoğunlaşmış olarak kendilerini gösteriyorlardı. Biz arka planını görmedik. Allah selamet versin Beşir Atalay İçişleri Bakanı'ydı. Beşir Atalay benim hukuk fakültesinden de arkadaşımdır, 50 senedir beraberliğimiz vardır. “Bülent’ciğim Sen bunları bilmiyorsun. Bunların içeride olanları benim verdiğim talimatları bile yerine getirmiyorlar” demişti. Biz de o zaman üzerine durmadık. Ama sonuçta bunların asker içindeki varlıklarından hiç haberimiz yok, düşünebiliyor musunuz? O kadar gizlemişler. Size bir şey soracağım; benim bu şahısla yan yana çekilmiş bir fotoğrafımı gördünüz mü bugüne kadar?"

(ALINTI)